Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kalypso Nicolaidis, George Papandreounun Yunanistan Dışişleri Bakanı olduğu dönemde onun danışmanlığını da yapmış olan bir öğretim üyesi. Halen hem Oxfordda St. Anthonys Collegede hem de Pariste Institut dEtudes Politiquesde ders veriyor. Avrupa Birliği (AB) nin kendine çizeceği gelecek vizyonunun Türkiyeyi mutlaka içermesi gerektiğini savunan Nicolaidis çeşitli ülkelerde ve farklı forumlarda Türkiye ile ilgili tartışmalara katıldığı için, Türkiyenin AB üyeliği sürecine çok boyutlu bakabiliyor ve dikkate değer saptamalar yapabiliyor. 17 Aralıka giden süreci ve sonrasını değerlendirirken Avrupadaki havayı daha iyi anlamamıza yardımcı olabilecek gözlem ve tavsiyeleri var. Önceki gün Koç Üniversitesinde gerçekleştirilen "Türkiyenin Avrupa Bütünleşme Süreci: Aktörler ve Stratejiler" konulu toplantıda konuşan Nicolaidis, 17 Aralıkı "Türkiyeye evet demek isteyen Avrupalı siyasetçilerin önlerindeki son engelleri aşmaya çalışacakları tarih" olarak tanımlıyor ve onları bir ikilemle karşı karşıya getiren sorunları hafife almamak gerektiğini vurguluyor. AB projesinin öteden beri seçkin kadroların ve siyaset erbabının, tabandaki seçmen kitlesinin taleplerini çok da fazla dikkate almadan kotardığı bir proje olduğunu, ancak şimdi durumun değiştiğini anlatıyor. ABnin gelişimini belirleyen hemen tüm önemli kararların bu yöntemle alındığını ancak şimdi gelinen noktada seçmen kitlesinin devreye girdiğini ve AB oyununda önemli bir oyuncu haline geldiğini belirtiyor Kalypso Nicolaidis. Ona göre siyasetçilerin, seçmenin tepkisini hesaba katmadan AB ile ilgili önemli kararları alma lüksü yok artık. Bu nedenle 11 ülkede ABnin yeni anayasasını referanduma götürmek şart oldu. ABye tam üyelik yolunun Türkiyeye açılması kararını verirken de tabandan gelecek tepkileri dikkate almak zorunda Avrupalı siyasetçi; 17 Aralıkta çıkacak kararın kendi seçmen tabanını ve kamuoyunu da tatmin eden bir karar olması her zamankinden daha da önemli onun için. Siyasetçinin ikilemi Komplo senaryosu söyentilerini kendisinin de duyduğunu belirten Nicolaidis şakayla karışık ilginç bir saptama yapıyor bu noktada: "Eğer 17 Aralıka giden süreçte bir komplo senaryosu devreye girerse bunun sonuçta Türkiyenin lehine sonuç verecek bir komplo olacağına emin olabilirsiniz."Fransadaki tartışmaları çok yakından izleyen Nicolaidise göre Sosyalist Partinin kendi bünyesinde, AB Anayasası ile ilgili olarak yaptığı oylamayı "Evet"i savunan tarafın kazanması da Türkiye için olumlu bir gelişme. Sosyalistlerin AB Anayasasına olumlu oy vereceklerini belli etmeleri, Chiracın anayasa oylamasını öne çekmesine ve Türkiye ile ilgili kararda manevra alanı kazanmasına olanak verecek gibi görünüyor. Komplo kime yarar? Türkiye - AB ilişkilerinde önümüzdeki onyılın heyecan verici olduğu kadar aşılması gereken engellerle dolu bir onyıl olacağını belirten Nicolaidise göre her şey yolunda giderse "Türkiye Avrupanın Viagrası olabilir" ve ABnin kimliğinin tanımlanmasında önemli rol oynayabilir. Türkiyenin Avrupalı olma rüyasını "EU- topya" olarak niteleyen Nicolaidis, Türkiyenin kendi içindeki AB tartışmalarının da Avrupa için önem taşıdığını ve bu tartışmaların dışa yansıtılmasının önemli olduğunu vurgulayarak şöyle diyor: "Avrupa kendi içindeki görüş ayrılıklarını nasıl tartışıyorsa siz de aynısını yapın, görüş farklarını gizlemeyin. O zaman Türkiyedeki değişim potansiyeli daha iyi anlaşılabilir." oulagay@milliyet.com.tr Türkiye de tartışsın