Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


New York Times gazetesinin Türkiye muhabiri Stephen Kinzer'in kendisiyle ilginç bir röportaj yapan Hülya Ekşigil'e söyledikleri arasında şunlar da var:
"Türkiye'de bu kadar iyi yetişmiş insanla karşılaşabileceğimi aklımın ucundan bile geçirmemiştim. Burada çarpıcı olan bu iyi yetişmiş insanlarla politika arasındaki uçurum. Gelişmiş ülkelerde gelişimin bir sebebi de ülkeyi gelişmiş insanların yönetmesidir. Ya da tam tersi karmaşa içinde ülkeler vardır. Bu durumu düzeltecek yetişmiş kadrolara sahip değillerdir, o nedenle toparlanamazlar. Türkiye'de ise parlamentoyu yüzlerce kez doldurabilecek sayıda parlak, iyi eğitimli insan var. Ama hiçbiri orada değil..." (Yeni Binyıl, 26 Mart 2000)
Kinzer'in bu saptamasını Türkiye'yi, Türk insanını bir ölçüde tanıma şansını elde eden birçok yabancının da paylaştığını sanıyorum. Türkiye'nin bir sıçrama yapmak için gerekli potansiyele sahip bulunduğunu ama politikadaki çapsızlık ve tıkanma nedeniyle bunu bir türlü gerçekleştiremediğini görüyor birçok kişi. Şimdiki hükümetin uygulamaya çalıştığı ekonomik programın dışarıda bu kadar çabuk ve bu kadar yaygın destek görmesini de ben buna bağlıyorum biraz. Sanki "nicedir beklenen oldu ve sonunda doğru olanı yapan bir hükümet geldi" inancı bu desteği getirdi gibi geliyor bana.
Dışarıdan bakanların olayı böyle görmesini anlamak mümkün ama Kinzer'in değindiği asıl sorun aslında çözülmüş değil. Türkiye'ye yeni ufuklar açabilecek nitelikteki insanların pek çoğu parlamentonun hatta politikanın dışında. Sayın Demirel'in başımızda kalıp kalmayacağını belirleyecek olanlar arasında bu niteliklere sahip insanlardan kaç tane var, doğrusu bilmiyorum ama olayın bu noktaya gelmesi bile bir talihsizlik Türkiye için. Meclis'teki genç kuşak politikacılardan biri, Turizm Bakanı Erkan Mumcu, Nuriye Akman'la yaptığı söyleşide şöyle ifade etmiş bu talihsizliği:
"Uzlaşmanın Demirel üzerinde olması, Türkiye adına bir talihsizlik. Biz yeni uzlaşmalar yaratabilme yeteneğinden yoksun olduğumuz için statükonun devamından yanayız. Statükoyu sürdürerek istikrarı da sürdürmeye çalışıyoruz. Ama bir ülke, değişimi geciktirerek uluslararası rekabette hak ettiği yeri alamaz. Bu değişimi geciktirme girişimidir..." (Sabah, 26 Mart 2000)
Kinzer ve Mumcu'ya katılmamak olanaksız.



Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr