Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Milliyet Kariyerimin amacı iş arayan gençlerle ve girişimcilerle iş olanaklarını buluşturmak. Milliyet Kariyerimin tanıtımı için düzenlenen toplantıya katılmak üzere gittiğimiz İzmirde bir akşam yemeğinde iş dünyasının seçkin temsilcileriyle bir araya gelip onların görüşlerini, beklentilerini, kaygılarını öğrenmek fırsatını da bulduk. AKP iktidarının Avrupa Birliği (AB) tam üyeliğine giden kapıyı araladığı noktada İzmirli işadamlarının ve firma yöneticilerinin kafaları da biraz karışmış gibi. İzmir iş dünyasının duayenlerinden Şinasi Ertanın dile getirdiği "altın bir fırsat kazandık ama inşallah bunu iyi kullanırız ve ABye tam üye oluruz" görüşü sanırım paylaşılan bir görüş. Önümüzde bir fırsat penceresi bulunduğunu ancak Türkiyenin AB yolunda ilerlerken kendi sorunlarını (örneğin borç ve istihdam sorunlarını) çözmesinin, Türk sanayiinin ABnin katı kurallarına uyum sağlamasının, AKP hükümetinin Avrupanın Türkiyeye dönük kaygılarını gidermesinin kolay olmayacağını düşünüyor İzmirli işadamları ve yöneticiler. Aslında ben de böyle düşünüyorum. ABnin taleplerine ve müktesebatına uyum sağlamak zaten kolay bir şey değil bizim için; Avrupanın moralimizi bozmak ve işimizi zorlaştırmak için hiç bir fırsatı kaçırmayacağına da eminim. Bu zor koşullara karşın tam üyelik yolunda ilerleyebilmek için Türkiyenin hükümetiyle ve milletiyle olgun davranması, toplumun her kesiminin sancılı bir dönüşüme hazır olması gerekiyor.Sofrada yanımda oturan ihracat şampiyonumuz Vestelin İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngülle konuşurken, AB yolunda geçirmemiz gereken dönüşümün, can alıcı konusu geliyor gündeme. Ömer Bey, yılda 3 milyar dolar ihracat yapan Vestelin başarısındaki temel unsurun bilgi ve teknolojiyi geliştirerek kullanabilmesi olduğunu belirtiyor ve bana çarpıcı gelen rakamları sıralamaya başlıyor. Şu anda 360 yazılım mühendisi çalıştıran Vestelin atılımını sürdürmek için 2000 yazılım mühendisine ihtiyacı olduğunu söylüyor şirketin tepe yöneticisi. Bu ihtiyacın ne zaman ortaya çıkacağını soruyorum. "Bu 2000 kişiye hemen ihtiyacımız var, birçok üniversiteye başvurduk ama ve bu ihtiyacı Türkiyeden karşılamamız olanaksız, mecburen Hindistana yönelmek zorunda kalacağız", diyor yılın 200 gününü dış gezilerde geçiren Yüngül. Bu gidişle Milliyet Kariyerimi Hindistanda da yayınlamak gerekecek galiba. ABye uyum için Ömer Yüngülü dinlerken, Türkiyenin dönüşümünde birinci önceliği bize bilgi toplumu olma yoluna açacak olan eğitim atılımına vermemiz gerektiğini bir kez daha anlıyorum. İkinci sırada ise onun gözünde "Ankara"nın simgelediği anlayışın değişmesi geliyor. LCD ekranlı TV üretimi için 2 milyar dolarlık bir yatırım yapmak isteyen Japonları Türkiyeye çekecek koşulları sağlama konusunda hayli umutsuz görünen Yüngül, "iki yıl içinde 5 milyar dolarlık ihracat potansiyeli olan bir proje ama herhalde başka bir ülke yararlanacak bu fırsattan", diyor.Her türlü değişime kuşkuyla bakan, futbolcu dışındaki her yabancıdan bize ancak fenalık gelebileceğini düşünen kafaların algılamakta zorlandığı bir dünyada yaşıyoruz. Yıllarca benzer bir anlayışın tutsağı olarak yoksulluk kısır döngüsünü kıramayan Hindistan, şimdi yazılım ve bilgi hizmetleri alanında yaptığı atılımla bu kısır döngüyü kırma yolunda. Hindistanın bu alanda öne çıkan firmalarından Infosysin başkanı Nandan Nilekani, Newsweek dergisine yaptığı açıklamada, son bir yıl içinde dünyanın dört bir yanından 1 milyon iş başvurusu aldıklarını ve 1 milyon kişiden ancak 10 binine iş verebildiklerini belirtiyor. Bugünün dünyasında güçlü olmak ve bir yerlere gelmek istiyorsak hamaseti bırakıp nasıl bir dünyada yaşadığımızı düşünmemiz gerekiyor. oulagay@milliyet.com.tr 2 milyar dolarlık yatırım