Bu vurdumduymazlık bizim piyasalara özgü bir yenilik değil, uluslararası finans piyasalarında daha da belirgin biçimde göze çarpıyor. Bu yıl içinde petrol fiyatlarının 70 dolara tırmanması, Kuzey Kore'nin nükleer deneme yapması, ABD'nin Irak'ta tam bir çıkmaza saplanması, Tayland'da askeri darbe olması, Başkan Bush'un partisinin Kongre seçimlerinde hezimete uğraması ve ABD ekonomisinin ciddi biçimde yavaşlaması gibi, finansal piyasaları etkileyebilecek pek çok olay yaşandı ama bunlardan hiç biri önemli bir etki yapmadı piyasalarda. Tersine, piyasalardaki volatilitenin, yani oynaklığın iyice azaldığı görüldü. Geçen hafta Avrupa Birliği (AB) cephesinden gelen haberler, 'AB çapası'na güvenmenin giderek zorlaştığını gösterdi. Ekim ayı dış ticaret verileri de dış açığın tehlikeli biçimde büyümeye devam ettiğini ortaya koydu. Ancak bu haberlerin bizim finans piyasalarında ve borsada olumsuz bir yansıması olmadı. İlk bakışta küresel finans piyasalarının çok daha güvenli hale geldiğini düşündürebilecek bir tablo. Ancak bu güvenli ve istikrarlı gibi görünen tablo, giderek kartopu gibi büyüyen ve karmaşıklaşan, muazzam bir risk yumağını mı perdeliyor aslında?IMF'nin baş ekonomi danışmanı Raghuran Rajan gibi bazı önemli ekonomistler ve Financial Times ya da Economist gibi önemli yayın organları, zaman zaman bu büyüyen riskleri hatırlatan uyarılar yapıyorlar ama bu tür uyarılar da piyasaları fazla etkilemiyor. 'Hedge Fund'ların ve türev enstrümanların büyük bir hızla büyüdüğü ortamda finans dünyası, büyüyen riskleri göz ardı ederek aldatıcı bir istikrarı korumaya çalışıyor.Bu sürecin kendi içinde anlaşılabilir bir mantığı var. Küresel sistemdeki fiyat ilişkilerinin belli varsayımlar altında, belli parametreler içinde gelişeceği varsayımıyla oluşturulan bu karmaşık risk yumağının büyümeye devam etmesi iki koşula bağlı. Birinci koşul, sistemin temel varsayımlarının geçerli olmaya devam etmesi; ikinci koşul, hiçbir oyuncunun yanlış bir adım atarak ya da yanlış bir ipi çekerek yumağın yapısını bozmaması. Oyunun bozulmaması için olumsuz haberlerin, mümkün mertebe dikkate alınmaması gerekiyor. Türkiye'deki piyasalar da küresel boyuttaki bu düzenin bir parçası. Güvenli mi, riskli mi? Şimdi ABD dolarının düşüşü bu nedenle çok yakından izleniyor. Doların düzenli biçimde bir miktar değer kaybetmesi piyasaların hesaba katmış olduğu bir gelişme. Doların belli sınırlar içinde değer kaybetmesinin ABD'nin ve dünya ekonomisinin dengeleri açısından yararlı olacağını söylemek bile mümkün.Ancak doların düşüşünün, öngörülen sınırlar içinde kalacağı ve düzenli biçimde gerçekleşeceği garanti değil. Dünya ekonomisinin belki de en önemli fiyatı olan dolar fiyatının, öngörülenin dışında oynaklık göstermesi ve yere çakılması, çok hassas dengeler üzerinde duran küresel finans sistemini bir anda çok ciddi bir sınavla karşı karşıya getirebilir. Bu nedenle doların seyrini dikkatle izlemekte yarar var. oulagay@milliyet.com.tr Doların düşüşü