Prof. Dr. Erol Ulusoy

Prof. Dr. Erol Ulusoy

erolulusoy@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir şirket veya ticari işletme kapatılınca Vergi Dairesi, SGK kayıtlarının silinmesi gibi işlemler yapılmalı. İşlemleri eksik yapanların, ‘ticareti terk suçu’ işleme riski var. Ticareti terk etmenin kendisi suç değil, işletmesini kapatan kişinin beyanname vermemesi suç

Kovid-16 pandemisi başta sağlık olmak üzere her alanda olumsuz sonuçlara neden oldu. Bütün dünya çıkış yolu arıyor. Elbette gelişmiş ekonomilerde pandeminin olumsuz sonuçları daha fazla. Milyar dolarlık yardım paketleriyle sonucu savuşturmaya çalışıyorlar.

Haberin Devamı

Ekonomik yardım paketlerinin temel mantığı, işletmeleri ayakta tutmaktır. Eğer pandemi veya başka bir nedenle işletme kapanmışsa, doğaldır ki hiçbir ekonomik yardım söz konusu olmaz.

TOBB tarafından Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi kayıtları esas alınarak yayımlanan istatistiklere göre 2021 Ocak ayında 11.428, şubatta ise 10.001 şirket kurulmuş. Kapanan şirket sayısı ise ocakta 428, şubatta 775. Şubatta kurulan şirketlerin 3.453 tanesi toptan ve perakende ticaret, motorlu kara taşıtlarının ve motorsikletlerin onarımı alınanda faaliyet göstermeyi amaçlıyor. İşin ilginç tarafı, 266 adet ile en fazla bu alanda faaliyet gösteren şirket kapanmış. Aynı alanda faaliyet göstermek üzere gerçek kişiler tarafından açılan ticari işletme sayısı 1.042, kapanan ise 1.262.

Sizlere daha ilginç bir bilgi daha vereyim; pandemiden en çok etkilenen ve ilk kapatılan işyerlerinden olan konaklama ve yiyecek hizmeti alanında faaliyet göstermek üzere kurulan şirket sayısı kapanan sayısının neredeyse 8 katı, 383 şirket kurulmuş, 53 şirket kapanmış. Bu bize reel piyasalarda ekonominin geleceğine olan, bilhassa turizm sektörüne olan güveni gösteriyor. Hemen söyleyim, aynı dönemde açılan ve kapanan esnaf işletmeleri bu rakamlara dahil değil.

Kapatılınca ne yapılacak?

Bir şirket veya ticari işletme kapatılınca, yapılacak aslında birçok usul işlem var. Vergi Dairesi, SGK kayıtlarının silinmesi, şirketse tasfiye sürecinin başlatılması gibi...

Ama bir işlem daha var ki, yapılmaması halinde İcra ve İflas Kanunu’nda (İİK) suç olarak düzenlenmiş. Bu suça yargı kararlarında ve doktrinde “ticareti terk suçu” deniliyor.

Haberin Devamı

Aman yanlış anlaşılmasın, ticareti terk etmenin kendisi suç değil, işletmesini kapatan kişinin beyanname vermemesi suç.

İİK md 44’e göre, ticareti terk eden, yani ticari işletmesini kapatan bir tacir, 15 gün içinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaya mecburdur.

İşletmesini kaptan tacirin 15 gün içinde böyle bir mal beyanında bulunmaması işte ticareti terk suçu denilen suçu oluşturuyor.

Hapis cezası var

Mal beyanının ticari işletmeninin defter ve kayıtlarına uygun olması yeterli. Karşı tarafın daha fazla alacaklı veya borçlu olduğu iddiası önemli değil. Önemli olan ticareti terk eden tacirin kendi kayıtlarına göre doğru mal beyanında bulunmasıdır.

Ama durun, daha bitmedi, mal beyanında bulunurken, keyfiyetin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan parasının da ödenmesi şart. İlan masraflarını ödemeyen tacir, beyanda bulunmamış sayılıyor ve o da ticareti terk etmiş suçunu işlemiş oluyor. Gerçi kanun metninde alacaklıların bulunduğu yerlerde de mütat ve münasip vasıtalarla ilan olunur, dense de, bu kanunun kabul edildiği 1932 yıllarındaki koşullarla bugünkü koşullar karşılaştırıldığında pek uygulanırlığı yok. Artık alacaklılar dünyanın neresinde olursa olsun, elektronik ortamda da yayımlanan Sicil Gazetesi’ne her yerden her an erişebildiklerinden, kuralın bu kısmının uygulanabilirliği yok.

Haberin Devamı

Fakat ticareti terk eden tacirin sadece mal beyanında bulunmamasının, bulunsa da ilan masraflarını ödememesinin suç olabilmesi için, alacaklılarının bundan zarar görmüş olması da şart. Çünkü İİK md 337a hükmü, 44 üncü maddeye göre mal beyanında bulunmayan veya beyanında mevcudunu eksik gösteren veya aktifinde yer almış malı veya yerine kaim olan değerini haciz veya iflas sırasında göstermeyen veya beyanından sonra bu malları üzerinde tasarruf eden borçlunun, bundan zarar gören alacaklının şikâyeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır, demektedir.

Şikayete bağlı

Kısaca diyor ki bu madde, eğer ticareti terk eden kişi aktiflerindeki malları eksik gösterirse, bundan dolayı da alacaklılar zarara uğrarsa, ticareti terk suçu oluşur. Alacaklıların hiçbir zararı doğmazsa, suç da oluşmaz.

Ticareti terk edenin beyanname vermemesi suç olsa da cezalandırılması şikayete bağlı. Eğer zarar gören alacaklı şikayet etmezse, ceza verilmez. Şikayet süresi de TCK md 71/1’e göre, zarar gören alacaklının faili ve fiili öğrenme tarihinden itibaren 6 aydır.

Durum burada biraz karışacak, çünkü Türk Ticaret kanunu md 36 diyor ki, tescil ve ilanı zorunlu olan bir husus, tescil ve ilan edilmişse, üçüncü kişiler için hukuki sonuçlar doğar, yani TCK md 76/1 bakımından bana göre 6 aylık şikayet süresi de başlamış olur. Çünkü TTK md 36’ya göre, alacaklılar, örneğin, aktiflerin eksik gösterildiği mal beyanını ilan tarihin itibariyle öğrenmiş olurlar. Tabii ki, eğer zararları daha sonraki bir tarihte oluşursa, şikayet süresi ilan tarihinden değil, zararlarını öğrendikleri tarihten başlayacaktır.

Şirketler için geçerli değil

İİK md 44’te düzenlenen ticareti terk edenin mal beyanında bulunmaması suçunu sadece gerçek kişi tacirler işleyebilir. Tüzel kişi tacirler bu suçun faili olamazlar.

Çünkü ticaret şirketleri için İİK md 44’e göre ticaret siciline mal beyanında bulunmama zorunluluğu yok.
Şirketler için ticareti terk, ticaret unvanlarının ticaret sicili kayıtlarından silinmesi anlamına gelir. Bir ticaret şirketi ticaret sicilinden silinmeden, tüzel kişiliği sona ermeden ticareti terk etmiş sayılmaz. Ancak, ticaret ünvanının sicilden silinebilmesi için ise, daha önceden tasfiye sürecinin tamamlanmış olması gerekir. Tasfiye süreci ise şirketin aktif ve pasifleri belirlenerek başlar. Mal varlığının değeri saptanır, aktif mal varlığı satılır, borçları ödenir, kalan bir para varsa, ortaklara hisseleri oranında dağıtılır. Hazırlanan kapanış bilançosu ile birlikte ticaret sicili müdürlüğüne başvurularak şirketin kayıtlardan silinmesi sağlanır. Bu sebeple de İİK md 44 anlamında şirketin aktif ve pasif malvarlığını gösteren bir mal beyanında bulunması fiilen mümkün değildir. Şirketin tasfiye memuruna ve yöneticilerine ticareti terk suçu nedeniyle de ceza verilemez.

Yeni hukuk kitapları

Ticareti terk suçu


Bu hafta tanıtacağımız kitap, Sinan OKUR tarafından yazılmış, “Otonom Araçlarda Sözleşme Dışı Hukuki Sorumluluk” başlıklı eser.
Artık arabalarımız nerdeyse yarı otonom. Farları otomatik yanıyor, otonom fren sistemleri var, kendi kendine park ediyor, hız sabitleyici çalıştırıp aracın sabitlediğimiz hızda kendi kendine gitmesini sağlıyoruz. Aracı 60 km hıza sabitlemişken 50 km hız limiti olan yerden geçersek, “hız limitini aşan ben değilim, ayağım gaz pedalında bile değil, araçtır” diyebilir miyiz?

Sinan Okur’un kitabı, tam otonom araçların kazaya karışması halinde hukuken kim sorumlu olacağını Alman Hukuku’ndan esinlenerek anlattığı gibi, otonom araçların trafik kurallarını ihlal etmesinin cezai sonuçlarını da içeriyor.