R.Hakan Kırkoğlu

R.Hakan Kırkoğlu

pembenar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Astrolojiye şüphe ile bakanları ikna etmek, astrologların bilinçli çalışmalarına bağlı


Astrolojiye yöneltilen eleştirilerin, kimi zaman kızgın kimi zaman da alaycı muhalefetin astrologları ne denli üzdüğünü bilemezsiniz. Bu noktada astrologların da buradan çıkaracakları önemli dersler var. Akıllı annenin aptal kızı olarak nitelenen astrolojiyi bu noktaya düşüren nedenlerin başında, astrolojinin işleyiş biçimine ait belirsizlikler yatıyor.
Öncelikle astrolojinin fizik, kimya gibi pozitif bir bilim olmadığının, olmak durumunda da olmadığının altını çizmeliyiz. Astroloji henüz bilimin sınırları içinde ele alınamıyor, kuşkusuz bu onun yanlış olduğu anlamına gelmez ancak astrolojiyi bir bilimmiş gibi sunmanın hem astrolojiye haksızlık hem de gülünç bir yönü olduğunu görmek gerek. Evet, 20’nci yüzyılda bu yönde önemli istatistikler, özellikle Gauquelin’in çalışmaları astrologlar açısından büyük bir heyecan ve yenilenme duygusu getirdi ancak yine de istatistiki bir anlamlılık yakalamak, pozitif anlamda neden sonuç ilişkisinin var olduğu anlamına gelmiyor, zira böyle bir ilişkiyi kuracak fiziksel bir çerçeve yok.

Fiziksel açıklama değil anlamsal bir düzen
Tabii şunu da unutmamak gerek, bilim de gelişiyor ve şimdi kuantum fiziğinin sınırlarında mantığımızı zorlayan, uzay-zaman ikilisinin tanımlarını değiştiren yeni yaklaşımlar geliştiriyor.
Astrolojik harita bir fiziksel gerçekliğe dayanmıyor. Astrolojik haritayı kurgusal bir düzen, kendi içinde güçlü bir bütünlük ve anlam taşıyan bir ifade biçiminde görebiliriz. Bu yönleri ile astroloji fiziksel bir açıklamadan çok anlamsal düzeni, adeta bir dili ifade ediyor. Şu anki bilgilerimize dayanarak, gezegenlerin falan filan etkilerinden söz etmek yanlış bir anlatım. Zira Jüpiter’den gelen bir ışının sizi, beni nasıl, hangi yollarla, hangi mekanizmalarla etkilediğini bilmiyoruz, bilemiyoruz. Belki de bu ilişki bizim henüz tanımlayamadığımız bir biçimde geliştiği için, bilimin çerçevesine giremiyor, bilinmezde kalıyor.

Bilim adamlarını bile şaşkına çevirebilir
Kafa karıştıran ve pek çok soru ve eleştiriye yol açan şeylerden biri de, takımyıldızların yaklaşık
72 yılda 1 derece geriye kaymalarından oluşan durum. Konuya zaten şüphe ile bakanlar açısından bu gerçekten de haklı bir soru; zira gezegenlerin şu anda bulundukları konumla yıldızsal konumları örtüşmüyor, Kova burcunun olduğu yerde Oğlak burcu yer alıyor. Bununla birlikte, haklı gözüken bu eleştiri şunu gözden kaçırıyor: Takımyıldızlar birer kurgudur, insanoğlunun mevsimler ve dünya-güneş ilişkisi ve mitolojileri ile bundan binlerce yıl öncesinde harmanlayarak kurduğu bir tasarımdır. Kısaca söz konusu olan yıldızlar değil, mevsimlere ve buna karşılık gelen insani olayları -ki tarıma dayalı topluluklar açısından böyle bir takvim oluşturulması çok önemliydi- anlatan kültürel bir altyapıdır.
Astrologlar ne zaman kendilerini anlatırken etkilerden, anlamını bile kavrayamadıkları teorilerden kurtarır, hangi zemin üzerinde hareket ettiklerini fark ederlerse, işte o zaman astroloji aptal bir kız olmaktan çok bilim adamlarını bile şaşkına çevirecek güzel bir kadın olacaktır.