Astrolog gözüyle, bir padişahın astrolojik haritasını incelemek bize tarihsel gelişmeleri farklı bir boyuttan değerlendirme fırsatı verebilir. Örnek olarak Sultan III. Mustafa’nın haritasına ve dönemine bakabiliriz...
Bir Osmanlı sultanının doğum haritasını (zayiçe) incelemek, tek başına onun kişiliğini incelemenin ötesinde, o dönemde ortaya çıkan gelişmelere de ışık tutabilir. Bu her ne kadar fantezi gibi görünse de, politik astroloji bilgileri ile bakıldığında bize ilginç perspektif kazandırmakta. Buna örnek olarak, Osmanlı’nın Rusya karşısında gittikçe zorlandığı ve ıslahat çalışmalarına ağırlık verildiği Sultan III. Mustafa dönemine bakabiliriz.
Yenilenme ve reform çabaları Uranüs’ün konumuyla ilgili
Zayiçe Mecmuası’ndan III. Mustafa’nın astrolojik haritasına ulaşıyoruz. III. Mustafa’nın zayiçesinden edindiğim bilgilere göre, onun 28 Ocak 1717’de, saat sabah 10 sularında (10.07) doğmuş olduğunu anlıyoruz. Bu durumda, haritasında Koç burcu yükselmekte ve yöneticisi Mars’ın Akrep burcunda 8. evde yer aldığını görmekteyiz.Tarihçi İsmail Hakkı Uzunçarşılı, “Osmanlı Tarihi” eserinin 4’üncü cildinde III. Mustafa’nın şehzadelerin başına gelebilecek kötü olaylar yüzünden zehirlenmekten çok korktuğunu, vesveseli ve ihtiyatlı bir karakteri olduğunu belirtmekte. Hatta kullandığı ilaçlar yüzünden de soluk bir benze sahip olduğunu söylenmektedir. Doğum haritasında, yükselen yöneticisi Mars’ın ölüm ve korkular alanı olan 8. evde olması bunun dikkat çeken
bir astrolojik göstergesi. Hatta III. Mustafa’nın bu endişeleri yüzünden, ilm-i Nücum’a yani astrolojiye de çok meraklı olduğunu biliyoruz. Bu ilgi o kadar yoğunmuş ki Sultan Giritli
Resmi Ahmed Efendi’yi Prusya Kralı II. Frederik’e göndererek (Büyük Frederik) ondan üç müneccim istemiştir. Frederik ise ona, evet üç müneccimi olduğunu söylemiş ve bunların ilkinin tarih ve tecrübelerden yararlanmak, ikincisinin askeri sürekli olarak savaşa hazır tutmak ve üçüncüsünün de hazinede para bulundurmak için olduğunu ifade ederek alaycı bir yanıt vermiştir.
Kuşkusuz bu dönemin dikkat çeken yönlerinden birisi de III. Mustafa’nın ordunun başarısızlıklarını önleyebilmek için askeri alanda yenileme çalışmalarına girişmiş olmasıdır. Bu yönde Baron de Tot’a başvurulmuş, o da Tophane’nin iyileştirilmesi ile İstanbul ve Çanakkale boğazlarının tahkim edilmesi ve yeni gemilerin inşa edilmesi işlerine girişmiştir. Astroloji gözüyle bakıldığında, yenileme, reform ve değişikliklerin Uranüs ile yakından ilişkili olduğunu görmekteyiz.
III. Mustafa’nın astrolojik haritasına baktığımızda da bu gezegenin
dikkat çekici bir konumda olduğunu, Terazi burcunun ilk derecesinde konumlandığını fark ediyoruz. Öncü burçların ilk derecelerinde bulunan gezegenler, astrolojide her zaman dikkat çekici kabul edilirler. Uzunçarşılı onun cevval ve faal birisi olduğunu yazar. Yükselen Koç burcu bunu açıkça gösterirken, benzer yenilik ve reform isteğini, III. Mustafa’nın çocuğu olan
III. Selim’de de görmekteyiz.
Nizam-ı Cedid’in kurulması III. Selim dönemindedir. Ne ilginç bir tesadüf ki, onun haritasında da Uranüs’ün, bu kez Koç burcunun (diğer bir öncü burç) ilk derecelerinde yer aldığını görmekteyiz. Uranüs sadece Koç burcunda değil, aynı zamanda Satürn’le de (düzen, disiplin, kontrol) birleşmekte.
Bilgilere göre, III. Selim’in doğum haritasını ayarlamaya çalışan müneccimler, kötü etkiler gördükleri için doğumu geciktirmeye çalışmışlar, bu durumu III. Mustafa’ya da yeteri kadar açıklayamamış olmalılar. III. Selim’in yeniçeriler tarafından boğdurulmasını, haritasında sözünü ettiğimiz Uranüs-Satürn birleşiminin (reform, yenilenme ve yeni düzen) tam karşısında yer alan savaş gezegeni Mars’la (Yeniçeriler) görmekteyiz. III. Mustafa’nın müneccimlerinin daha uygun bir
doğum haritası ayarlayamamış olmaları belki büyük önem ve özen gösterilen
bir konunun bile kontrol dışına çıkabileceğini gösteriyor.
Kuşkusuz böyle bir durumda tavuk mu yumurtadan çıkıyor yoksa yumurta mı tavuktan sorusu ya da başka bir anlatımla bireyler mi tarihi yaratıyor, yoksa tarih mi bireyleri şekillendiyor tartışma konusu olabilir.