Akrep yaşam ve ölüm arasındaki hassas çizgi üzerinde durur ve doğanın yeniden doğmak üzere öldüğü sonbahar mevsiminin tam ortasına denk gelir. Bu burç gizemlerle doludur ve aşırı noktalar üzerinde gidip gelir. Akrep’te hayatı her an ölecekmişçesine güçlü bir yoğunlukta yaşayan bir yön vardır. Bu burç tek başına kalmak yerine hep bir başkasıyla bütünleşme ve müdahale etme arzusundadır.
“Drakula” adlı gotik romanın İrlandalı yazarı Bram Stoker’ın da bir Akrep olmasına şaşmamak gerek. Stoker bu eserinde aşkı ve aşkın ölümsüzlüğünü vampir teması üzerinden anlatır. Bu temanın Akrep burcunun tutkulu ve fırtınalı ruhsal hayatı ile güçlü bir şekilde örtüştüğünü görebiliriz. Akrep için yaşam ancak uç noktaların tadına varılmasıyla bir anlam kazanabilir.
Edebiyatta Akrep’in yansımalarına diğer bir örneğini, romanın devlerinden Dostoyevski’de görebiliriz. “Suç ve Ceza”, “Karamazov Kardeşler” fırtınalı ve acı çeken insan ruhunun yansımalarını, derin bir ruhsal arayış çerçevesinde ortaya koyar.
Akrep, su elementinden sürekli mücadele eden (Mars) bir ruhun göstergesidir. Dostoyevski insan psikolojisini en başarılı biçimde betimleyen edebiyatçıların başında gelir. Tanrı sorusu, kötülüğün kaynağı her zaman Akrep burcunun ilgi alanı içerisinde yer alır. Bu yönüyle Dostoyevski varoluşçuluk akımının öncüllerinden birisi de sayılır.
Benzer bir mücadele ruhunu romancı ve düşünür Albert Camus’de de buluruz. 7 Kasım 1913 doğumlu yazarın ilk çalışması, kişisel denemelerinin toplanmış olduğu bir eserdir. Hayatın anlamını aramaya çalıştığı felsefesinde anlamsızlık duygusu (absürdizm) “Sisifus Miti”, “Yabancı” gibi eserlerinde önemli bir yer tutar.
Eserlerinde cinsiyetlerin birbirine bağlılığını ve kişisel keşfi anlatan Kanadalı yazar, eleştirmen Margaret Atwood 18 Kasım 1938’de doğmuştur. 1969’da ilk kitabı “Edible Woman” (Yenilebilir Kadın) kariyerine dikkat çekici bir başlangıç getirdi. Bu kitapta Atwood cinsel rollerin reddedilmesini, yabancılaşmayı ve kişilik kaybını konu edindi.
Akrep cinsellik ve cinsel ifade ile yakından ilişkili bir burçtur. Zira bu burcun sırası insan vücudunda cinsel / üreme organlarına denk gelir. Nitekim Akrep yeniden doğmakla yakından ilgilidir. Yine ilginç bir şekilde, Akrep “porno”nun da burcudur. Hustler dergisinin yayıncısı Larry Flynt’in yine bir Akrep olduğunu söylemeliyiz.
Akrep derinliğin ve tutkunun, aşırılığın her alanında söz sahibidir. Asla esirgeyici değildir. Aşırı dürüstlüğü çoğunlukla yanlış anlaşılmasına yol açar. Edebiyat ve düşün dünyasının Nazım Hikmet, Salah Birsel, Füruzan, İlhan Berk, Andre Gide, Andre Malraux, Sylvia Plath, Ezra Pound, Frederick von Schiller, Voltaire, Dylan Thomas, Ivan Turgenyev, Kurt Vonnegut gibi isimlerinde Akrep etkisini görebiliriz.
