Hayatımızın geneline baktığımızda hep bizde olmayan, eksik bir şeyin peşinden koştuğumuzu görürüz. Ancak bu konuda verdiğimiz sert tepkilerin hiçbiri bizde eksik kalan şeyi getirmez, hatta tersine öğrenme sürecimizi baltalayabilir. Zira hayatın anlamında acı çekmek olmasa bile, bir nehrin denize, denizin okyanusa kavuşması gibi bütüne kavuşma ve kendini anlamlı bir yerde görme arzusu vardır.
Bununla birlikte, gerçek eksiklerimizi hemen anlayamayız, bunun keşfedilmeye başlanması için daha fazla olgunlaşmak, bize farkındalık getirecek deneyimlerden geçmek gerekir. Hatta kimileri bunu ancak kafalarına büyük şeylerin düşmesi yoluyla anlayabilir. Kimileri de, eğer hazırlarlarsa, bir ağacın hışırtısından, bir notadan, esen rüzgarda üstüne düşen bir yağmur damlasından hayatında nelere yönelmesi konusunda ipuçları elde edebilir. Bu bir iç ses, içe bakış, hayatla bütünleşme ve anlayış duygusudur.
Yine de çoğumuz hep dikine giderek isyan ederiz hayata. Onu acımasız, adaletsiz ve boş buluruz. Ancak taşların yerine oturması 40’lı yaşlarda gerçekleşmeye başlar. 30’lu yaşlar hayatın bize sunduklarını kavrayabilmek için oldukça erkendir. Genellikle bu dönemde, toplumun bizden beklentileri ve bir şeylere yarama, bir şeyler olma heyecanı ve endişesi ile önümüze gelen ilk trene bineriz (İlk Satürn dönüşü
30 yaş civarında tamamlanır).
Nihayet yaklaşık 10 yıl sonra, tren yeni bir istasyona yaklaştığında, o trenden inip, kendimizi daha fazla bütünleyecek başka bir yola koyulabilir. Bunun adı orta yaş krizidir ve insanın
en verimli, yaratıcı çağlarından birisidir.
(42 yaş civarında Uranüs doğum haritasında karşıt konumdan geçer, Neptün kendine yerine kare yapar).
İnsanın astrolojik haritası her zaman eksikliklerle doludurKendimizi bütünlemek, kendimiz olabilmek için bizi bize yansıtan bu eksiklik duygusu bir ayna görevi görür. Sonunda görebiliriz ki, kendini anlatmakta eksiklik hisseden kişi bir şair ya da yazar olmuş, çocukluk hayatında bin bir zorlukla karşılaşmış, mendil satmış çocuk eğer bu süreçten kendini yeniden yaratarak çıkmışsa, başkalarına iş sağlayan bir iş adamı olmuş olabilir. Eksilerimize ve eksiklerimize daha pozitif bakabilmeliyiz. Eğer eksiklerimiz olmasaydı bizi motive edecek, kendimiz için anlam yaratacak destek noktalarını bulmak gibi bir uğraşımız da olmayacaktı. Aslında astrolojik haritamız hep eksikliklerle doludur ama bizim yolumuz irade ve istencimizi kullanarak artılarımızı daha iyi değerlendirmek ve eksilerin de böylece kendi yerlerini bulmaya sağlamaktır.
Eksikler hep olacaktır, hayat bilinmeyendir, güzel olan şey onlara isyan ederek değil, özgür bırakarak, kendimiz olmaya dönmektir. Sürekli bir kısır döngü yaşamak yerine, yolumuza hep devam etmeye gayret etmeliyiz. Bakarsınız, bir gün o eksik sizin en büyük artınız oluvermiş...
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025