Rıdvan Dilmen

Bu oyuncular ve oyun yapısı Türkiye’de ilk üçe yetmez. Avrupa’da hiç yetmez


İstanbul dışındaydım ve maçı maalesef statta izleyemedim. Kalabalık bir ortamdaydım. Hakikaten insanlar futbolu özlemişler.
Tabii ki turu geçmek önemli. Tabii ki ilk maçta avantajlı bir skor elde edilmişti. Ama Türkiye’de uzak ara küme düşecek bir rakibe karşı ilk kez seyircisinin önüne çıkan Galatasaray çok kötü oynadı. Üstelik çok da pozisyon verdi. Rakip son paslarda kalitesizlikten hata yaptığı için bazı pozisyonlar başlamadan bitti. Ancak Türkiye Ligi’nde her takım bu pozisyonların çoğunluğunu değerlendirir.
Şu iki maçtan Galatasaray’ın ve Rijkaard’ın çok ama çok ders çıkarması lazım. Galatasaray golü attığında Rijkaard ve yardımcısı Neeskens birbirlerine sarıldılar. Doğaldır, teknik adam için gol atmak kazanmak önemli. Taraftar da gollerde coşkuyla bağırdı. Aslında bunun altında gizli bir şey yatıyordu. Hoca ve taraftar takımın kötü oynadığını görüyor ve bu

Fenerbahçe’nin oynadığı hazırlık maçlarından ve yapılan son iki transferden anlaşıldı ki, Teknik Direktör Daum, gitmeden önceki sisteminde yine devam edecek. Zaten kadro ile fazla oynamak istemiyor. Geçen yıldan farklı bir tablo ortada yok. Sadece orta alanda Selçuk yerine Deniz üzerinde yoğunlaşmış. Ancak yeni gelen iki oyuncunun biri Deniz’in, diğeri de Uğur’un yerinde oynayacak. Yani kısacası dönüp dolaşıyoruz, karşımıza aynı şablon çıkıyor.
İlk yarı kıran kırana bir maç oldu. Sanki puan mücadelesi vardı. Normal kurallara göre oynansa her iki takımdan da oyuncu atılırdı. 25. dakikada hazırlanış ve son vuruş bakımında mükemmel bir gol buldu Fenerbahçe. Tek toplarla çabuk oynadılar ve sağdan Deniz’i kaçırdılar. Bu oyuncunun güzel ortasında Kazım’ın boşalttığı yere koşan Alex kafayla durumu 1-0 yaptı.
İkinci yarıda oyuncu değişiklikleri geldi ve maç da kaybedildi. Ancak Daum en azından alternatif isimleri görme şansı buldu. Fenerbahçe yine yavaş oynuyor. Hızlandığı zaman da mutlaka pozisyon yakalıyor. Hızlanma yeri sadece

Şampiyonlar Ligi elemeleri ikinci tur ilk maçında Sant Julia’yı 4-0 mağlup eden Levski, rövanşa rahat çıkıyor. Bu yüzden verilen iki handikapı aşmaları çok zor görünüyor

Şampiyonlar Ligi ikinci tur elemelerinde heyecan rövanş maçlarıyla devam ediyor. İlk maçta saha avantajını iyi kullanarak rakibi Sant Julia’yı 4-0 mağlup eden Levski Sofya turun kapasını açtı diyebiliriz. Bu yüzden rövanşta baskılı bir futbol ortaya koymayacaklardır. Yine de kazanabilirler. Fakat verilen iki handikapı aşmaları zor.
Bir başka rahat takım da Partizan. RHYL, deplasmanından 4-0’lık galibiyetle dönen Partizan, ikinci maçta oyunu orta alanda tutmaya çalışacaktır. Sırbistan temsilcisinin de üç handikapı aşması kolay değil. Sürpriz olarak RHYL yenilmez seçeneği denenebilir.
Baku ile Ekranas’ın ilk maçında ise galip çıkmamıştı. Fakat Baku’nun bu kez iç saha avantajını iyi kullanacağını düşünüyorum. Rövanşta ev sahibi takımın galibiyeti ilk seçenek olarak görülmeli. Norveç temsilcisi

Hazırlık maçlarında başarılı bir performans ortaya koyarak yeni sezon öncesi umut veren kırmızı-siyahlı takım, Romanya temsilcisi Vaslui’yi de yenecektir

Süper Lig’de yeni sezon öncesi takımlar hazırlık maçlarıyla hem eksiklerini görmek, hem de form tutmak istiyor. İlk özel maçında Ulm’ü 5-0’lık skorla geçen Fenerbahçe, Nürnberg karşısında da durmaz. Sarı-lacivertliler haftanın favorileri arasında. Sivasspor yeni sezon öncesi aldığı sonuçlarla şaşırttı. Özellikle Heerenveen ve Olympiakos karşısında hiç etkili olamadılar. Hollanda temsilcisi PSV karşısında da işleri kolay değil.
Bu sezon Süper Lig’de 100. yılını kutlayacak olan Ankaragücü, çok iyi hazırlanıyor. Sarı-lacivertliler Almanya Ligi’nde mücadele eden rakipleri Freiburg’u yenerler. Mehmet Topuz gittikten sonra büyük bir güç kaybı yaşayan Kayserispor ise ilk hazırlık maçında mağlup olmuştu. Heracles karşısında da kazanamazlar. Çok iyi bir kadrosu olan Bursaspor özel karşılaşmada Almanya’nın güçlü

Rijkaard’ın sahaya sürdüğü ve muhtemelen sezon boyunca yedek soyunacak oyuncuların çoğunluğu sanki ilk 11’i zorlayamayacak gibi gözüküyor

Henüz sezonun başı. İdeal kadronun çok uzağında bir takım. Rakip de çok zayıf. Doğal olarak bu şartlarda bu maçla ilgili söyleyeceğimiz de çok fazla bir şey yok aslında.
Galatasaray beklendiği gibi 4-3-3 oynamaya çalışıyor. Ancak ilk yarıyı yenik kapatınca, Arda’nın girmesinden sonra sistem 4-2-1-3 gibi oldu. Savunmanın önünde Ayhan, Mustafa ikilisi, onların önünde Arda, ileride üç forvet. Bunu da şunu gösteriyor ki, Rijkaard, Barcelona’da olduğu gibi sürekli 4-3-3 oynatmayacak. Zaman zaman rakibe ve skora göre şablonu değiştirecek.
Rakip takım yarı sahayı geçtiğinde seyirci Galatasaray’ın etiketinden dolayı hep heyecanlandı. Çünkü Galatasaray’a büyük saygı duyuyorlar. Ama Galatasaray etiketine saygı duyulacak şekilde oynamadı ama turu rahat rahat geçecek skoru cebine koymasını başardı.
Bence dün geceki maçtan ders

Avrupa Ligi ikinci ön eleme turunda ilk maçına çıkan Galatasaray, zayıf rakibi Tobol’u yenerek rövanş için avantajlı bir skor elde edecektir
İsviçre’de sezon başladı. Son şampiyon Zürich, Young Boys’u konuk ediyor. Ev sahibi özellikle hazırlık maçlarında iyi sonuçlar aldı. Zürich, 2009-10 sezonunu galibiyetle açacaktır.
Gaziantepspor ilk ciddi sınavını Hollanda temsilcisi Den Bosch karşısında verecek. Bekir ve İsmail’i kadrosunda tutamayan kırmızı-siyahlılar, Serdar Kurtuluş ve Ümit Tütinci gibi oyuncularla bu boşlukları doldurmaya çalıştı. Gaziantepspor’un galibiyete ulaşacağını düşünüyorum. Sivasspor, oynadığı iki hazırlık maçında bekleneni veremedi. Özellikle Heerenveen karşısında alınan farklı mağlubiyetin şoku daha atlatılamadı. Yunanistan’ın köklü takımlarından Olympiakos’u da yenebileceklerini düşünmüyorum. Olympiakos galibiyete çok yakın. Norveç temsilcisi Stabaek, Şampiyonlar Ligi elemelerinde Arnavutluk Ligi’nde mücadele eden Tirina’nın konuğu oluyor. Bu

Brezilya Serie A’nın iki golcü takımı Gremio ve Corinthians karşılaşıyor. Ev sahibinin son maçı 4-1, konuk ekibin ise 4-2 sona erdi. Müsabakada en az üç kez ağlar havalanır


Brezilya Ligi’nde heyecan tüm hızıyla devam ediyor. Gremio iç sahada hiç kaybetmedi. Corinthians ise dış sahada bu sezon bekleneni veremedi.
Fakat iki takımın bir ortak yani var. O da müsabakalarının bol gollü geçmesi. Ev sahibinin son karşılaşması 4-1, Corinthians’ın ise 4-2 tamamlandı. Bu maçta 2,5 gol üstü tercih edilmeli.
Barueri iç sahada namağlup unvanını korudu. Coritiba ise son haftalarda inişli çıkışlı bir performans ortaya koyuyor. Barueri galibiyeti ilk seçenek olarak düşünülmeli. Zirve yarışında geriye düşmek istemeyen Palmeiras, dış sahada oynadığı 5 maçta sadece bir kez kazanabilen Nautico’yu zorlanmadan geçecektir.
Rusya Ligi’nde ise iç sahada oynadığı 5 maçın 4’ünden eşitlikle ayrılan Rostov, Spartak Moskova karşısında da bir puana razı olur. İç sahada aldığı puanlarla orta sıralardaki yerini

Futbolda klasik cümleler vardır, “Şampiyonluğa oynayan takımlar için fikstür çok önemli değil” derler. Fakat önemlidir aslında. Şampiyonluk hesapları yapan takımların sezona iyi başlaması havayı da beraberinde getirir. Kötü başlayan takımların da sezon boyunca değişkenlik göstermesi muhtemeldir.
Örneğin, Fenerbahçe geçen sezon ilk maçta Gaziantep’te kötü oynayarak kaybetti. Bu mağlubiyet takım ve camiaya güvensizlik getirdi. Tabi kadrolar tam olarak oluşmadığından üç büyüklerin ilk hafta deplasmanda oynayacakları maçlar için zor demek doğru değil. Trabzonspor’un, Sivasspor’la deplasmanda yapacağı maçın zorluğu ise zaten ortada.
Büyük takımlar yeni sezon kadrolarını henüz tamamlamadılar. Bu nedenle erken yorum yapmamalıyız. Fakat ligimiz bu sezon sıcaklardan çok etkilenecek. 2010 Dünya Kupası nedeniyle fikstür öne alındığı için özellikle ilk hafta maçları aşırı sıcak havalarda oynanacak.

Yanlış anlaşılmasın
Bir de yanlış anlaşılmaktan korkuyorum, ama yine de