Anahtar kelime SABIR

28 Aralık 2009

TRABZON’UN BU SEZONU BIRAKIP, ÖNÜMÜZDEKİ BEŞ YILIN PLANLAMASINI YAPMASI GEREK

Şenol Güneş ile birlikte yeni bir sayfa açıldı. Geleceğin takımı bugünden itibaren kurulmalı. Tabii ikinci yarıda kazanabildiği kadar maç kazanmalı ki, şehrin ve takımın morali böylece yüksek tutulsun

Trabzonspor hep baskı altında olan bir kulüp. Bu da geçmişinde elde ettiği önemli başarılardan kaynaklanıyor. Zaten boşu boşuna “dördüncü büyük” demezlerdi. Doğal olarak üzerinde büyük bir yük var. Trabzonspor’un yaşadığı sıkıntının sebebi bu...
Başarılarda dolu geçmişin avantajları olduğu kadar dezavantajları da bulunuyor tabii... Her takım Trabzonspor’u ciddi alıyor. Ona göre hazırlanıyor. İçeride ve dışarıda sürekli zorlu maçlar oynuyor.
Türkiye’nin her yerinde taraftarı olmasına rağmen geçmiş dönemle şimdiki arasında önemli farklılıklar meydana geldi. Birincisi ekonomik anlamda İstanbul kulüplerinin gerisinde kaldı. Bu uçurumdan dolayı rekabette zorlanıyor. Rakipleriyle yarışamıyor.

Hayaller gerçekleşmedi
Çok sık hoca ve oyuncu değişiklikleri yaşandı. Ama bir türlü hayaller gerçekleşmedi. Gerçekleşmesi de gerçekçi olmak gerekirse kolay değildi.

Yazının Devamı

TRANSFERE GEREK YOK!

27 Aralık 2009

Evet, Mustafa Denizli krizleri çok iyi yönetiyor ancak takımın gol kısırlığına acilen çözüm bulmalı. Bunu da taktiksel değişiklikle çözebilir. Yoksa oyuncuların heyecanı ve mücadele arzusu üst düzeyde


Beşiktaş geçtiğimiz sezonu iki kupa ile bitirdi. Rakiplerine göre avantajları vardı. Birincisi aynı hoca ile devam etti. İkincisi kadrosunu korudu, hatta üstüne takviyeler yaptı.
Değişim içindeki Fenerbahçe ve Galatasaray’ın kötü başlama kredisine sahipken, şahsen ben Beşiktaş’ın lige daha iyi başlayacağını düşünüyordum. Çünkü doğal olan buydu. Ancak aksi oldu.
Hem moralli, hem de oturmuş bir takıma sahip Beşiktaş ilginçtir, Teknik Direktör Mustafa Denizli de dahil tam bir doymuşluk içinde göründü. Ve ilk haftalarda çok ciddi sıkıntılar yaşadı. Beşiktaş’ın bu işte olamayacağını düşünürken, üst üste kazanılan maçlar, rakiplerin inanılmaz puan kayıpları ve geçen yıl geriden gelerek şampiyon olmanın psikolojisi Kartal’ı yeniden zirveye taşıdı.

Bulmacadan daha zor

Yazının Devamı

ASLAN’A DA FORVET ŞART

26 Aralık 2009

Sarı-kırmızılı ekibin de aynı Fenerbahçe gibi ciddi bir santrfor ihtiyacı var. Sakat olan iki forvet Baros ve Nonda’nın durumu şüpheli. Bu bölgedeki Kewell iyi niyetiyle bir şeyler yapmaya çalışsa da, ikinci yarıdaki zorlu maç trafiğini düşünürsek bu sorun acilen giderilmeli



Galatasaray da Fenerbahçe gibi iyi başladı sezona. Onlara da ne olduysa Fenerbahçe maçından sonra oldu. Anlayacağınız bir tanesi derbiyi kazanarak geriye gitti, diğeri kaybederek.
Oysaki takımın başına getirilen Frank Rijkaard’ın oluşturmaya çalıştığı yeni bir anlayış ile üst çok başarılı maçlar çıkarıyorlardı. Fenerbahçe maçında demoralize olan takıma bir de Milan Baros’un sakatlığı eklenince çok sert bir iniş yaşadılar. Baros’un alternatifi olan ve benim çok beğendim Nonda da sakatlığı nedeniyle yarar sağlamayınca üst üste gelen kötü sonuçlar kaçınılmazdı.
Aslında Teknik Direktör Rijkaard oyun şablonunu kurmakta zorlandı. Şöyle ki, 4-2-3-1 oynarken ortaya daha ofansif bir takım çıktı. 4-3-3’te ise daha defansif... Bu tercih git gelleri hesapta olmayan ciddi puan kayıplarına yolaçtı.
Genel anlamda bakarsanız Avrupa’da grubunu lider bitirmesi, son haftalarda ligde de toparlanması Fenerbahçe ile aynı

Yazının Devamı

Daum’un teşhisi doğru

25 Aralık 2009

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, o kadar iddialı bir açıklama yaptı ki, sadece kendisini bu yıla bağlamadı, gelecek üç sezon için şampiyonluk garantisi verdi.
Önce işe Teknik Direktör Christoph Daum ve Sportif Direktör Aykut Kocaman ile başladı. Ardından sözünün arkasında durmak adına Bilica, Bekir, Cristian, Dos Santos, Özer Hurmacı ve Mehmet Topuz gibi flaş transferlere imza attı.
Takımın omurgasına baktığımızda savunmada Gökhan, Bilica, Lugano ve Roberto Carlos; öndeki ikili Cristian ve Emre; sol önde Santos, sağ önde Kazım; ileride de Alex ve Güiza şeklindeydi. Bu yıl geçtiğimiz sezonlara göre en önemli artı kulübe kuvvetliydi; Semih, Deivid, Uğur Boral, Vederson, Selçuk, Deniz, Bekir, Önder... Geçen yıl bunun sıkıntısını çok yaşamışlardı. Açıkcası Aragones dönemindeki kadroda da orta sahanın ortası hocanın Maldonado - Josico ısrarı yüzünden çok zayıftı.

İnişi de çıkışı da abartılı
Bu yıla geniş bir kadro ile girildi. Ligde 8’de 8 yaptı, Avrupa Ligi’nde de Twente yenilgisi sonrası toparlanıp, seri galibiyetler aldı. Ne olduysa Galatasaray maçında oldu. İlk yarıda en iyi oynadıkları birkaç maçtan biriydi aslında bu derbi. Müthiş efor sarfederek kazandılar. Sonra sekiz

Yazının Devamı

Fener iyi kapattı

21 Aralık 2009

Ligi 37 puanla kapatıp, Avrupa’da grubundan lider çıkan Fenerbahçe başarılı bir ilk yarı geçirdi. İlginçtir çok iyi oynayarak değil

Maç bir başladı, iki takım oyuncuları bu doksan dakikayı zor bitirir diye düşündük. Top bir o kalede, bir bu kalede gidip geliyordu. 30 dakika böyle geçti. Bu bölümde Fenerbahçe’nin iki net pozisyonu, Güzia’nın kaçırdığı akıl almaz bir gol fırsatı vardı. Yine Güiza’nın ceza sahası dışından vurduğu nefis şutu kaleci Onur tokatladı. Ani bir kontratakta araya atılan bir topta yardımcı hakemin hatalı ofsayt bayrağı da Trabzonspor’un çok önemli bir akınını kesti.
30. dakikadan sonra uzatmalar dahil rölanti bir maçtı. Fenerbahçe öndeki iki oyuncusu Alex ve Güiza ile gol arıyor. Trabzonspor takımında önde oynayan Umut stoperlerin kucağında kalıyor, arkadan sürpriz oyuncular Colman ve Alanzinho pozisyon kovalıyordu. İkinci yarının başında Cristian’nın hatasında da önemli bir fırsatı harcıyorlardı.
İkinci yarı rölanti tempoda giderken Gökhan taç atışını zekice kullandı ve Alex kafasıyla müthiş bir asist yaptı. Güiza rakip ile topun arasına vücudunu kullarak çok iyi girdi, solla ayak bileğini yatırarak kaleciyi çaresiz bırakan bir şutla takımını öne

Yazının Devamı

İsmail Şencan!

20 Aralık 2009

Futbolda nefret ettiğim bazı atasözleri vardır... Bunlardan bir tanesi de “Atamayana atarlar”. Bu söze hiçbir zaman katılmazdım. “Ne demek atamayana atarlar” derdim. Dün hakikaten ben de inandım.
İkinci yarıda Gençlerbirliği bir sürü pozisyon buldu. Hem de öyle pozisyonlar ki, kaçırmanın atmaktan daha zor olduğu fırsatlar. Ama Galatasaray’ın birkaç maçtır yaptığı anlamsız ofsayt taktiklerindeki şaşkın hali sanırım Gençlerbirliğili oyuncuları da şaşırtmış olacak ki Kahe bomboş topları dışarı vurdu. Ardından gelen bir kornerde bu kez de kaptan Orhan, altıpastan topu direğe nişanladı.
Galatasaray takımı öndeki kaliteli oyuncularının üç-dört kez parladığı bölümlerde ancak bu kadar pozisyon yakaladı. Nitekim bunlardan birinde Arda ile başlayan pozisyon Elano’nun nefis ara pasıyla çizgiye inen Keita’ya kadar gitti. Keita klasikleşmiş paralel paslarından birini çıkardı. Yine Kewell klasik koşusuyla golü buldu.
Açıkcası Galatasaray iyi oynamıyor. Ligin eli ayağı düzgün takımlarından biri olan Gençlerbirliği karşısında da iyi değillerdi. Orta sahada hem Mustafa Sarp, hem de Mehmet Topal oynamasına rağmen bu kadar pozisyon vermeleri düşündürücü.
Deplasmanda, hele de Ali Sami Yen’de

Yazının Devamı

Sevimsiz kura

19 Aralık 2009

Eşleşmeler tabii ki iyi değil. Fenerbahçe’nin rakibi Lille’ye baktığımızda Fransa’nın son bir aydır en formda ekibi. Aslında tam bir kontratak takımı. Kendi sahalarında üst üste dört gol attılar ama dışarıda daha tehlikeliler. Fenerbahçe’nin devre arasında yapacağı operasyonun ardından bu turda şansının yüzde 60 olacağını düşünüyorum. Çünkü zaten iyi bir takım. Yeni gelecek oyuncularla daha da iyi olacaklardır. Ancak yönetimin önemli bir sorunu halletmesi lazım. O da Şükrü Saracoğlu Stadı’nın rezalet olan zemini. Ne yapacaklar, edecekler ikinci yarı öncesinde sahaya düzeltecekler. Şu an Türkiye’deki en kötü zemin Kadıköy’de. Rakiplerden çok zemin Fenerbahçe’yi engelliyor. Turun geçilmesi halinde muhtemelen rakip Liverpool olacak. Liverpool çok tempolu bir takım. Bu eşleşmede yüzde 40 Fenerbahçe, yüzde 60 Liverpool diyorum. Eğer Rumen takımı gelirse o zaman F.Bahçe’nin şansı yüzde 70’e çıkar.
Galatasaray ise ligde kötü giden, bu sene iyi oynamayan Atletico Madrid’e karşı mücadele verecek. İki takımın da ortak bir yönü var. Öndeki oyuncuları formda olursa çok etkililer. Ama takım savunmaları ikisinin de çok kötü. Bu yüzden şansları eşit görüyorum. Galatasaray turu geçtiği taktirde

Yazının Devamı

Giden de olur, gelen de!

15 Aralık 2009

Trabzon maçından sonra F.Bahçe kadrosunda gidenlerin ve gelenlerin olacağını düşünüyorum. Çünkü devre arasını iyi değerlendirip sorunlara çare bulmalılar

Fenerbahçe takımı kritik bir dönemden geçiyor. Yönetimi, oyuncusu, taraftarı, teknik adamı herkes tereddütler içerisinde. Üst üste kaybedilen maçlar özgüven sorununu da gündeme getirmişti. Saha dışı faktörler de aynı şekilde tabii...
Futbolcular hakkında yayımlanan sansasyonal haberler, takımın aldığı yenilgiler, Daum’dan başlamak üzere başkana kadar herkesi sıkıntıya sokmuştu. O yüzden Şekip Mosturoğlu ile Aykut Kocaman ikilisinin toplantısını Fenerbahçeliler müthiş bir dikkatle izledi.
Kimilerine göre çok şey çıkmadı. Kimilerine göre çok şey çıktı... Ben ikinci görüşte olanlardanım. Açıkcası önümüzdeki hafta liglere ara verilecek. Kupa ile devam edilecek. Ben Trabzonspor maçından sonra gidenlerin ve gelenlerin olacağını düşünüyorum. Kadroda mutlaka oynama yapılacak. Devre arasını iyi değerlendirip sorunlara çare bulmamılılar.
Ankaragücü maçına gelince; Fenerbahçe açısından hiç kolay değildi. Ankaragücü’nün son maçlarda rakibine olan üstünlüğünün verdiği güven, üstüne karşılaşmanın seyircisiz oynanması başkent

Yazının Devamı