Coşku galibiyete yetti

13 Aralık 2009

Fenerbahçe adına belki takım halinde üst düzeyde bir futbol yoktu ama yüksek konsantrasyon ve arzu sonucu değiştirdi

Son üç maçta sıfır çeken Fenerbahçe takımı, o yenilgilere baktığımızda hemen hemen hiç mücadele etmemişti. Ne iyi futbol, ne de mücadele olmayınca kazanmak tabii ki imkansızdı. Ankaragücü karşısında ise yine iyi futbol yoktu ama bu kez takım mücadele etti. Bu da galibiyete yetti.
Sahada mücadele ettiğiniz zaman oyunun belli bölümlerinden sonra kaliteniz de yavaş yavaş ortaya çıkar. Fenerbahçe adına belki takım halinde üst düzeyde bir futbol yoktu ama yüksek konsantrasyon ve arzu sonucu değiştirdi. Alex’in iki ve Güiza’nın şık golleri üç puanı getirdiği gibi büyük bir moral de sağladı.
Fenerbahçe takımında herkes öne oynamaya çalıştı, bu yüzden zaman zaman hatalar oldu. Gökhan Gönül’e benden bir tavsiye. Yüksek arzusu bu aralar kontrollü oynamasını engelliyor. Daha ekonomik, daha sakin hücum yapması lazım. Her pozisyonda hücuma çıkmak Gökhan’ın son toplarda problem yaşamasına neden oluyor.
Savunmanın göbeği ağır. Bilica ve Lugano rakibin yüzünü kaleye çok döndürüyor. Ve çabuk geçiliyorlar. Cristian ve Selçuk çok mücadele edip, çok top kazandılar. Ama arkadan

Yazının Devamı

O kadar kolay değil

12 Aralık 2009

Üç maçtır kazanamayan, demoralize Galatasaray, moralli Antalyaspor karşısında deplasmanda çok ilginç bir galibiyet elde etti.
Antalya’da iki gündür yağan yağmur belli ki oyunun sonunda sahayı ağırlaştıracaktı. Bu yüzden Galatasaray oyunun başlarında işi bitirmek için önde baskı kurmak istedi. Ama ilk duran topta hiç çalışılmadığı halde ofsayt taktiği yapınca golü yediler. Hatta ikincide de ofsayt taktiği yüzünden gol geldi. Oyuncuların bu ofsayt taktiğini daha önce denemedikleri o kadar kendini gösterdi ki, bunu nasıl yaptılar anlayamadım. Zaten ilk kez bu dörtlü savunma yan yana oynadı. Caner, Hakan Balta, Servet ve Uğur’u daha önce birlikte gören olmamıştır herhalde. Duran toplarda eğer ofsayt taktiği uygulayacaksanız, hafta boyunca bunun egzersizlerini yapacaksınız. Çünkü bu dikkat gereken bir taktik. Bu iki şok gol, - ki iki golde de savunma lideri Servet takımı öne çıkarmıştır - Galatasaray’ın savunmasını iyice ileri çıkarmasına yol açtı.
Galatasaray arkada daha büyük boşluklar verecek derken, Kewell ve Keita’nın rakibin üzerine giderken çok etkili olması sıkıntıyı azalttı. İlk yarıda gelen gol de Galatasaray’ın ikinci yarıda oyuna ortak olmasını sağladı.
Galatasaray

Yazının Devamı

Fener’in sorunu dışarıda!

8 Aralık 2009

Fenerbahçe’nin önlenemez düşüşü devam ediyor. Saha dışı olumsuz faktörlerin saha içine yansıdığı bir takım oldu. Teknik direktör - oyuncu ilişkilerinin zedelendiğini görebiliyoruz. Oyuncuların Daum’a karşı soğukluğu ortada. Özellikle Kasımpaşa maçından sonra hocanın verdiği demeç futbolcularda sıkıntı yaratmıştır. Ama futbolcunun görevi, antrenörü sevsin sevmesin işini yapmaktır.
Daum ile ilgili teknik olarak çok şeyler söylemek istemiyorum. Çünkü Uğur ve Deniz haricinde oyuncuların hemen hemen çoğunu kullandı. Taktik açıdan iki forvet oynadığı maç da oldu. 24 kişilik kadroda bir değişikliğe gidilmedi. Sekizde sekiz yapan da bu takım, son üç maçta sıfır çeken de bu takım. Futbol adına baktığımızda Fenerbahçe fizik açıdan bu ligin en geri takımı. Anadolu takımlarına baktığımızda iyi veya kötü oynuyorlar ama sonuçta koşuyorlar.
Mesela Beşiktaş; iyi oynadı dediğimiz nadirdir. Ancak koşmuyor dediğimiz yoktur. Zaten koşmazlarsa sıradan hale gelirler. Mustafa Denizli de bunu bildiği için en azından takımı koşturuyor.
Ben açıkçası sıkıldım. Senelerdir Semih mi oynar, Kezman mı?, Semih mi oynar Nobre mi?, Semih mi oynar Güiza mı?, Semih mi oynar Hooijdonk mu gibi garip bir

Yazının Devamı

El freni Rijkaard...

7 Aralık 2009

Önce Beşiktaş berabere kalmış, ardından Fenerbahçe yenilmiş. Kötü gidişata dur demek için en uygun gün ve maç. Üstelik rakibin Tum ve İbrahim Akın gibi sıkıntı yaratacak iki önemli forveti de yok. Hem de haftanın son maçını evinizde oynuyorsunuz. Kısacası her şey uygun...
Tabii ki kazanmak için önce mücadele edeceksiniz, rakipten daha fazla koşacaksınız. Son 15 dakika hariç ben açıkcası Galatasaray’ı çok beğendim. 75 dakika boyunca her bölümde oyuna hükmeden taraftı. Presle rakibine üç pas bile yaptırmadı. Ve oyun içerisinde kapanan Belediye karşısında çabuk oynayarak, sürekli kenarlara giderek pozisyon üretmeye çalıştılar. Gole kadar 4-5 tane net pozisyon da yakaladılar.
Galatasaray öne geçtikten sonra farkı artırabilecek pozisyonları da buldu ama değerlendiremedi. Ardından takıma hem yorgunluk çöktü, hem de Teknik Direktör Rijkaard’ın inanılmaz değişikleri psikolojik olarak arkaya yaslanmalarına yol açtı. Tabii bunda liderlik baskısının da etkisi vardı.
Tablo böyle olunca 75 dakika nefes alamayan Belediye, Galatasaray’ın üzerine gelmeye başladı. Yani son 10 dakika bir anda maça ortak oldular.
Bu tür maçlarda ikinciyi bulmanız lazım. Bulamadığınız zaman son dakikalar

Yazının Devamı

İflas etmiş durumda!

6 Aralık 2009

Futbolda mücadele etmediğin zaman, rakibin kadar koşmadığın zaman kaybetmek kaçınılmazdır

Fenerbahçe’nin ligde yediği son dört golün üçü hakem hatası. Beşiktaş maçında üçüncü gol net ofsayt, bir penaltısı verilmedi. Kasımpaşa maçında üçüncü gol yine ofsayt. Eskişehir’de de yediği ilk gol öncesi Bilica’ya net faul var, hakem korner veriyor. Ardından gol geliyor. Ne yapsın oyuncular... Tabii ki bu duruma üzülüyorlar. O bar benim, bu bar senin dolaşıp duruyorlar... “Bu hakemler hakkımızı yiyor arkadaşlar” deyip teselliyi Beyoğlu’nda arıyorlar.
Kulüp başkanı, yönetimi, teknik direktörü ise bu gelişmeleri sadece izliyor. Allah’tan futbolcularla birlikte bara gitmiyorlar.
Saha dışında Fenerbahçe’nin durumu ne ise, saha içinde de aynı. Yani içler acısı. Son üç maçta girdikleri pozisyon sayısı ikiyi geçmez. Kalesinde ise sekiz gol var. Çift forvet oynuyor, olmuyor. Tek forvet oynuyor, olmuyor. Oyun içinde tek forvetten çift forvete dönüyor, yine sonuç alamıyor.
Sonra ben düşünmeye başlıyorum; “Neden işler Fenerbahçe adına bu kadar kötü gidiyor” diye. Kaleciye bakıyorum çok kötü. Savunma ondan da kötü. Orta sahada Cristian piyasada yok. Önündeki Alex üç maçtır kayıplarda. Bu durumda

Yazının Devamı

Ders alınacak bir maç!

3 Aralık 2009

Fenerbahçe’nin bu maça ihtiyacı vardı. Galatasaray derbisinden sonra yaşanan müthiş düşüşe son vermesi gerekiyordu. Bu anlamda dünkü galibiyet iyi oldu diyebiliriz. Tabii ki grubu lider olarak bitirerek yoluna devam etmesi de bir başka artı. Ancak dünkü karşılaşmadan çıkarılması gereken önemli dersler de var.
Birincisi; iyi oynamasalar da bu kez mücadele ettiler. İkincisi; Bilica - Lugano’nun uyumlu bir ikili olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Bunda ısrarcı olunmalı. Üçüncüsü; Mehmet Topuz, sağ ön oyuncusu. Bunu ilk yarıda net bir şekilde gördük. Dördüncüsü; Cristian’a bu maçı ve Kasımpaşa maçını tekrar izlettirmeli. Beşincisi ise takımın en büyük sıkıntısı yine en uçtaydı. Oraya kadar getiriyorsunuz sonuç alamıyorsunuz. Güiza yetersiz kalıyor. Bunlar Fenerbahçe’nin geleceği için önemli detaylar aslında.
Futbol ilginç bir oyun... Twente, Kadıköy’de kazandığı maçtan aslında daha iyiydi. Ama o günkü Fenerbahçe karşısında yoktu. Çok iyi oynasa da yenilgiden kurtulamadı.
Kuralar çekildiğinde Fenerbahçe zaten favori gözüküyordu. İlk hafta alınan yenilgi takımı kendine getirdi. Twente iyi bir tokat attı, ardından beşte beş yaptı. Bu lige de ardından iyi yansımıştı. Şimdi Eskişehirspor

Yazının Devamı

Delgado da feda edilebilir

2 Aralık 2009

Mustafa Denizli’yi geçen akşam televizyonda izledim. Delgado’yu, “Olmazsa olmaz” oyuncular içinde saydı. Belli ki Delgado takıma d...necek. En azından Denizli bunu beyan etti.
Savunmadaki Ferrari - Sivok ikilisinden birini gönderme şansı yok. Orta alana baktığımız zaman, 6 hafta önce gitmesi gereken yabancının Fink olduğunu söylerdik. Bunu Denizli de ifade ederdi. Ama şimdi Fink giderse yanlış olur. Çünkü son dönemde başarılı performans gösterdi ve onun gitmesi omurgayı bozar.
Ernst de kalacağına göre, geriye Bobo, Holosko, Tabata ve Tello kalıyor. Holosko’nun sakatlığı önemli. Tello’dan da Denizli’nin memnun olmadığı belli. Hoca, Holosko ve Tello’dan birini gönderecek veya donduracak gibi görünüyor. Bu arada sürpriz bir gelişme olur ve Bobo’ya, Avrupa’dan teklif gelirse yabancı kontenjanı otomatikman boşalacak.
Benim futbol görüşüme göre işler iyi giderken dönen çarka çomak sokmaya gerek yok. Bu nedenle mevcut kadroyla devam edilmeli. Birisi feda edilecekse bu oyuncu Delgado da olabilir. Zaten sakatlıktan çıktığı için takıma girmesi de belli süre alacaktır. Ayrıca Yusuf ve Tabata’nın da aynı tip oyuncular olduklarını göz önünde bulundurmak lazım.

Yazının Devamı

Ruhunu asla kaybetmeyeceksin!

1 Aralık 2009

Futbol acımasız bir oyun. Dün yok, bugün ve sonrası var. Fenerbahçe yönetiminin bu kadar özverisi suistimale uğramamalı. Yoksa maçlar kazanılır, kaybedilir. Şampiyonluk kazanılır, kaybedilir. Ama ruhunu kaybetmeyeceksin. Samandıra’daki sorun bu

3-1’lik Galatasaray maçının tarihi çok önemli. Beni geçen yıla döndürdü. Geçen yılki derbiyi hatırlayın; iki takımın da az da olsa şansı vardı. Öyle bir maç oynandı ki, hem sahadan beraberlikle ayrıldılar, hem de son dakikada yaşanan kavga yüzünden birçok kayıp yaşadılar. Bu yıl da doludizgin giderken Kadıköy’de yine harp çıktı. İki takımdan da çok şey götürdü. Yokuş aşağı gitmeye başladılar. Bir tanesi fazla moralden rahatladı, diğeri yenilgiyle demoralize oldu. Hâlâ da toparlanamadılar.
Fenerbahçe - Galatasaray maçları tarih boyunca hep önemliydi, önemli de kalacak. Federasyon karar alsın 34 kez karşı karşıya gelsinler. Çünkü bu maçlardaki konsantrasyonu, mücadeleyi diğer maçlara yansıtamıyorlar.
Daum, Kasımpaşa maçından sonra öyle bir demeç verdi ki, beni hayal kırıklığına uğrattı. Krizleri liderler çözerler ancak Daum krizi daha da büyütüyor.
Diyor ki, “Oyuncular istedi, onun için 4-3-1-2 oynadık.” Ne kadar önemli

Yazının Devamı