Rıza Türmen

Rıza Türmen

rturmen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Wikileaks belgeleri basın özgürlüğü ile ilgili yeni bir tartışma başlattı. Gizli belgelerin gazetelerde yayımlanması basın özgürlüğüne girer mi? Yoksa, bu yayınların durdurulması mı gerekir?
ABD Senatosu Güvenlik Komitesi Başkanı Lieberman, ABD Yönetimi’ne Wikileaks’i kapatma yetkisi veren bir yasa tasarısı hazırlamış. Ancak, yasanın kabul edilme olasılığı yok. Bu girişim, Çin’in Google’ı sansür etmesine benzetiliyor. ABD, Çin’in bu çabalarını kınamıştı.
Wikileaks belgeleri basın özgürlüğüyle ilgili bir temel sorunu su yüzüne çıkarttı. Devletin çıkarları ile halkın kamuoyunu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olma hakkı arasında nasıl bir denge kurulacak? Birçok devlette, içeriği ne olursa olsun, gizlilik derecesi taşıyan belgelerin yayınlanmasını suç sayan yasalar var. Bu yasalar basın özgürlüğü ile ne ölçüde bağdaşıyor?
Wikileaks olayında, konu diplomatik yazışmalar olduğundan, bu dengenin kurulması büsbütün güçleşiyor. Büyükelçilerin bulundukları ülke ile ilgili düşüncelerini, bunların açıklanacağı kaygısı olmadan serbestçe yazabilmeleri görevlerinin gereği. Büyükelçiler düşündüklerini, topladıkları bilgileri serbestçe yazamazlarsa bundan ikili ilişkiler etkilenir. Uluslararası ilişkilerin yürütülmesi güçleşir.
Buna karşılık, Wikileaks olayının gösterdiği gibi, günümüzde teknolojik gelişmeler gizliliğin korunmasını güçleştirdi. İletişim teknolojisindeki büyük gelişmeler, zaman, mesafe kavramları kadar gizlilik kavramını da değiştirdi. Teknolojinin evrenselleşmesi ile hangi ülkede yaşarsa yaşasın, tüm insanların aynı anda, aynı bilgiye sahip olmaları sağlandı. Artık hiçbir devletin kendi vatandaşlarını sınırlar içine kapatıp bilgiye ulaşmasını önlemesi olanağı yok. İletişimin demokratikleşmesi ister istemez dış politikanın da demokratikleşmesine, dış politikada demokratik bir denetimin doğmasına yol açıyor. Dış politikada demokratik denetim, ancak güvenlik açısından büyük önem taşıyan çok gizli belgeler dışındaki belgelerin gizli olmaması ile sağlanabilir.
Açıklanan Wikileaks belgelerinin hiçbiri “çok gizli” değil. “Gizli” ya da daha aşağı gizlilik dereceleri taşıyorlar. Böyle bir dünyada basının halkı bilgilendirme görevi de yeni bir önem kazanıyor. Basının sorumluluğu artıyor.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinin 2.paragrafında, ifade özgürlüğünü sınırlandırma nedenleri arasında “gizli bilgilerin açıklanmasının önlenmesi” de sayılıyor. Ancak, yukarıda değinilen gelişmelerin ışığında, bu sınırlandırma nedenini dar yorumlamamak gerekir.
Nasıl ki, Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi 2007 yılında kabul ettiği bir kararda şöyle der: “Öresmi sırların korunmasında devletin sahip olduğu meşru çıkar, ifade özgürlüğünün sınırlandırılması için bir bahane oluşturmamalıdır... İfade özgürlüğü, demokratik bir toplumda yolsuzlukları, insan hakları ihlallerini, çevreye verilen zararı ve iktidarın başka kötüye kullanılma yollarını teşhir etmek bakımından önemlidir.”
Demokratik toplumlarda basın özgürlüğü anlayışının böylesine geniş olduğu günümüzde, Sn. Başbakan’ın, kendisiyle ilgili Wikileaks belgelerine yer veren basını ağır bir dille suçlaması şu nedenlerle basın özgürlüğü ile bağdaşmıyor:
a. Basının, içeriği kamuoyuna açıklanmış olan bir belgeye gazetelerde yer vermesi, mansete taşıması suç oluşturmaz. AİHM bunun suç sayılmasını düşünce özgürlüğünün ihlali olarak kabul ediyor. Sunday Times/Ingiltere (devlet sırlarının açıklanması), Fressoz ve Roire/Fransa (gizli vergi belgelerinin açıklanması) kararları bu konuda çok açık.
b. Basın, verdiği bilgilerin, özellikle bu bilgiler kişisel haklara ilişkinse, doğruluğunu araştırmakla yükümlü. Ancak, başka bir yerde yayınlanan bir belgeye yer verirken, basının bunun doğruluk derecesini araştırmasını istemek, basına ağır bir yük yüklüyor ve sahip olması gereken geniş özgürlükle bağdaşmıyor. AIHM’nin Thoma/Luksemburg,Verlagsgruppe News GmbH/Avusturya,Bladet Tromso/Norvec kararları bu yönde.
c. AİHM’nin yerleşmiş içtihadına göre, siyasetçileri eleştiri sınır başkalarından daha geniş. Siyasetçi, siyasete girmekle kendini basının incelemesine açık tutmayı kabul etmiş bulunuyor.
d. Sn. Başbakan’ın basını ağır bir dille suçlamasının basın üzerinde yarattığı caydırıcı etki, sindirme de basın özgürlüğüne aykırı.
Wikileaks olayı, dış politikayı, sokaktaki adamın erişemeyeceği kutsal bir alan olmaktan çıkararak, açıklık kazandırarak, dış politikanın daha demokratik, daha etik, daha dürüst bir zeminde yürütülmesini sağlayacak bir zihinsel dönüşümün başlangıcı oldu.