Özel yaşam niçin önemli? Özel yaşam bize bağımsız, özgür birey olma olanağını sağlar. Kendimizle ilgili kararları almamız, kim olduğumuzu tanımlamamız olanağını verir. O nedenle, özel yaşama saygı göstermek, insana birey olarak saygı göstermek demek. Bu bir uygarlık ölçütü.
ABD Yüksek Mahkemesi yargıçlarından Brandeis, özel yaşam hakkını “yalnız bırakılma hakkı” olarak tanımlar. Doğru ama yetersiz. Özel yaşamın bir de güven yönü var. Evimizde ailemizle ya da yalnız otururken devlet güçlerinin olmadık bir saatte evimize girip bizi götürmeyeceği ya da evimizi darmadağın ederek özel eşyalarımıza el koymayacağı konusunda bir güven duygusuna sahip olmak da özel yaşamın bir parçası. O nedenle, ben başka bir ABD Yüksek Mahkemesi yargıcı Brennan’in tanımını daha doğru buluyorum. Brennan, “Özel yaşam hakkı bireyin, kendi kişiliğini yakından ilgilendiren konularda hükümet güçlerinin gereksiz müdahalelerine maruz kalmamasıdır” der.
“Ergenekon” soruşturmasıyla ilgili aramalar, el koymalar, telefon dinlemeleri gibi işlemlerde kolluğun, savcıların, izin veren yargıçların özel yaşama saygı açısından pek parlak bir sınav vermedikleri ortada. Oysa, AİHM kararlarına göre, devlet, özel yaşamı yalnız ihlal etmemekle değil, aynı zamanda korumakla yükümlü.
Mergen’in günlükleri iade edilmiyor
Kamuoyu, Tijen Mergen’i, yürüttüğü başarılı “Baba Beni Okula Gönder” kampanyasından tanıyor. Bilinmeyen nedenlerle 3 gün gözaltına alındı, sonra serbest bırakıldı. Tijen Mergen’in lise yıllarında tuttuğu günlükler 14 Nisan’dan bu yana Organize Suçlar Şubesi’nde. Bir türlü iade edilmiyor. Liseli bir kız günlüğüne ne yazar? Belki ilk aşkını, belki okulda karşılaştığı sorunlarını, belki ailesinin kendini anlayamadığını, belki beğendiği film artistlerini, sevdiği şiirleri... Günlüğün sayfalarında genç kızın yaşama biraz saf, biraz masum bakışını, gelecekle ilgili umutlarını da bulabilirsiniz.
Organize Suçlar Şubesi’nde bu günlüğü okuyan polis memuru ne düşünür acaba? Bir insanın özel yaşamının kıvrımları içine girmekten rahatsızlık mı duyar? Yoksa, çayını yudumlarken roman okur gibi keyifle sayfalarını çevirip kendi gençliğini mi düşünür? Okuduğu günlüğün bir suç kanıtı niteliğinde olmadığını, o nedenle günlüğe el konulmasının ve okunmasının CMK’nın 116 ve 128. maddelerine aykırı olduğunu, dolayısıyla, TCK 134. maddedeki, özel yaşamın gizliliğini ihlal etmek suçunu oluşturduğunu ve cezasının 6 aydan 2 yıla kadar hapis olduğunu bilir mi?
CMK’ya aykırı bir dizi işlem
Tijen Mergen olayında CMK’nın arama ve el koyma hükümlerine aykırı bir dizi işlem var. Şifresi çözüldüğü için el konulmaması gereken bilgisayarlara el konulması, iade edilirken hard disk yerine kopyaların verilmesi, bilgisayarlar içindeki belgelerin kopyalanmaması, avukatların talebine karşın kopyaların avukatlara verilmemesi CMK 134. maddeye aykırı.
Tijen Mergen bu yasaya aykırı işlemler nedeniyle, iç hukuk yolunu tükettikten sonra, özel yaşamının ihlal edildiği şikâyetiyle AİHM’ye gidebilir. AİHM önce bu işlemlerin ulusal hukuka uygun olup olmadığını inceler, uygun değilse Sözleşme’nin özel yaşama ilişkin 8. maddesinin ihlaline karar verir. Tijen Mergen bir örnek olay. Bu örnekler çoğaltılabilir.
Yasadışı ya da kanıt niteliği taşımayan telefon dinlemelerinin kayıtları imha ediliyor mu? Dinlenenlere bilgi verildiğini hiç duydunuz mu? CMK 135/3’ün açık hükmüne, Yargıtay kararlarına karşın toplu dinleme izni hâlâ nasıl verilebiliyor?
Bütün bu uygulamalar hukuk devletiyle bağdaşmıyor. Liseli genç kızın günlüklerine el konulması bunun için önemli.