Rıza Türmen

Rıza Türmen

rturmen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yerel yönetim seçimleri geride kaldı. Önümüzdeki aylarda Türkiye’nin gündeminin en önemli maddesinin Anayasa’da yapılacak değişiklikler konusu olması beklenmeli. Sayın Başbakan’ın konuşmalarından anlaşıldığı kadarı ile yapılması tasarlanan değişiklikler sınırlı olacak ve geniş bir mutabakat aranacak. Yapılacak değişiklikler arasında Anayasa’nın siyasal partilerin kapatılmasına ilişkin 69. maddesi de bulunuyor. Amaç siyasal partilerin kapanmasını güçleştirmek.
Bu değişiklik gerçekleştirilirken AİHM’nin kararlarının göz önünde tutulmasında yarar var.

Temeldeki ilkeler
AİHM’nin parti kapatmaya ilişkin kararlarını bir bütün olarak incelediğimizde şu ilkeleri görüyoruz:
a) Siyasal partiler demokrasinin işlerliği bakımından temel bir göreve sahip. O nedenle siyasal partilerin kapatılması ancak çok zorunlu durumlarda haklı görülebilir.
b) Bir siyasal parti, yasaların ya da Anayasa’nın değiştirilmesini önerebilir. Bunu yaparken iki koşul aranır. Birincisi, başvuracağı araçlar yasal ve demokratik olmalı. İkincisi, önerilen değişiklik, demokrasinin temel ilkelerine uygun olmalı.
c) Bir siyasal partinin programı gerçek niyetlerini saklayabilir. O nedenle partinin uygulamalarına bakmak gerekir.
Refah Partisi’nin kapatılması davasında, AİHM Türkiye bağlamında laiklik ilkesinin önemini vurguladı. “Laiklik, Türkiye Cumhuriyeti’nin dayandığı en temel ilkelerden biridir. Bu ilke, demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti ilkeleri ile uyum içindedir. Laiklik ilkesine aykırı davranışlar, sözleşmenin din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin 9. Maddesi tarafından korunmaz.” 

İncelenen hususlar
Refah Partisi davasında AİHM şu hususları inceledi:
I. Demokrasiye yönelik bir tehdit varsa, bu ne kadar yakın?
II. Refah Partisi’nin kapatılmasına yol açan parti ileri gelenlerinin konuşmalarından parti sorumlu tutulabilir mi?
III. Bu konuşmalar bir bütün olarak ele alınırsa, partinin önerdiği bir toplum modeli ortaya çıkıyor mu? Bu model “demokratik toplum” kavramı ile bağdaşıyor mu?
AİHM, Refah Partisi liderlerinin konuşmalarında vurguladıkları, bireylerin inançlarına göre farklı hukuk sistemlerine tabi olmaları, şer’i hukuk düzeninin yürürlüğe konulması gibi görüşlerin demokrasi ile bağdaşmadığı sonucuna vardı.
AİHM, kararında Refah Partisinin tek başına iktidara gelmesi durumunda bu görüşlerini uygulamaya koyma olanağını bulacağını, o nedenle Anayasa Mahkemesi’nin bunu beklemeden partiyi kapatmasının doğru olduğunu belirtti. Kararda ayrıca konuşmaların RP’nin sorumlu yöneticilerince yapıldığının, dolayısıyla partiyi bağlayıcı nitelik taşıdığı, bu konuşmalar bir bütün olarak ele alındığında, dinsel kurallara göre örgütlenmiş bir toplum ve devlet modeli ortaya konulduğu ifade ediliyor.
Şiddete başvurma konusunda ise AİHM, RP liderlerinin, şiddete başvurmayı içeren konuşmaları reddetmediklerini göz önünde bulundurdu. Bu gerekçelerle AİHM oy birliği ile RP’nin kapatılmasının sözleşmeyi ihlal etmediği sonucuna vardı.

Kararlar yol gösteriyor
Bu ve diğer kararlarından da anlaşılacağı gibi, AİHM’nin siyasal parti kapatılmasındaki temel ölçütü demokrasiye uygunluk olup olmama. Bir siyasal partinin şiddete başvurmayı öngörmesinin demokrasiye aykırı olacağı çok açık. Ancak, şiddete başvurmaktan söz etmeyen bir siyasal parti de programı demokratik ilkeler ile uyum içinde değilse, başka bir deyişle demokratik yollardan iktidara geldikten sonra demokrasi için bir tehdit oluşturacaksa, AİHM bu partinin kapatılmasının sözleşmeyi ihlal etmeyeceği görüşünde.
AİHM’nin siyasal partilerin kapatılmasına ilişkin kararlarının sayısı fazla değil. Alman Komünist Partisi ile başlayan parti kapatma davaları en çok Türkiye’ye karşı. Türkiye Birlesik Komünist Partisi, Sosyalist Parti, Özgürlük ve Demokrasi Partisi, DEP, HADEP, Refah Partisi davalarından, AİHM sadece Refah Partisi’nin kapatılmasını sözleşmeye uygun buldu. Refah Partisi davasında belirtilen ilkeler, daha sonra Romanya’ya karşı açılan iki ayrı siyasal parti davasında da kullanıldı.
AİHM kararlarında yer alan ilkeler, demokrasilerde hangi koşullarda siyasal partilerin kapatılabileceği konusunda devletlere yol göstermesi bakımından önem taşıyor.