Rıza Türmen

Rıza Türmen

rturmen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Emekli resim öğretmeni Tuğrul Cankurt’un, 5 Eylül 2004’te geçirdiği trafik kazası sonucu boynundan aşağısı felç olur. Her bakımdan başkasına bağımlı olarak yaşamak zorunda kalır. Kendi deyimiyle, bedenine söz geçiremeyeceğini anlayınca, böyle yaşamaktansa onurlu bir ölümü yeğler. Türkiye’de yasalar ötanaziye izin vermediğinden, ölmek için İsviçre’ye gitmek ister. Bu isteği İsviçre’de kabul edilir.
Yunancada eu (iyi, güzel) ve thanatos (ölüm) sözcüklerinin birleşmesinden oluşan ötanazi, günümüzde büyük bir tartışma konusu. Belçika, Lüksemburg, Hollanda, İsviçre, ABD’de Oregon ve Washington eyaletleri, Tayland ötanaziyi kabul etmişler. Yasalarda sözü edilen, hastanın kendi iradesiyle ölümü seçmesi.

AİHM’nin Pretty kararı
AİHM ötanazi konusundaki tek kararını Pretty/İngiltere davasında (29.7.2002) verdi. Bn. Pretty, motor nöron hasta-lığı nedeniyle tüm yaşamsal işlevleri için makinelere bağlı ya-şamakta. Kısa bir süre sonra öl-mesi bekleniyor. Yaşamına kendisinin son vermesi olanaksız. Savcılıktan intihar etmesine yardımcı olacak kocasının cezalandırılmamasını istiyor. Savcılık bu istemi reddediyor. Ölmeye yardım etmek İngiliz Ceza Yasası’nda suç.
AİHM’deki davada Bn. Pretty’nin avukatı şu görüşleri ileri sürdü: Yaşam hakkı, acıyı ve insan onuruna aykırı bir biçimde yaşamayı önlemek amacıyla ölme hakkını da içerir. Bireylerin yaşamlarını sürdürüp sürdürmeme konusunda seçim hakları vardır. Ölme hakkının İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğuna karar verilirse, ötanaziyi kabul eden devletlerin yasaları ne olacak?

Yaşam ve ölme hakkı
AİHM bu görüşleri kabul etmedi. AİHM’ye göre, yaşam hakkı ölme hakkını içermez. Öteki devletlerin yasaları ise İngiltere’ye karşı açılan davayı ilgilendirmez. Bu görüşlerle AİHM, İngiltere’nin Sözleşme’ye aykırı davranmadığı sonucuna vardı. Karardan birkaç ay sonra Bn. Pretty öldü.
AİHM kararındaki görüşleri paylaşmıyorum. Hastalığı nedeniyle yaşamının sona ermesi beklenen, durumu doktor raporlarıyla saptanan, acı çeken bir hastanın daha erken ya da daha geç ölmek arasında seçim yapabilmesi ve yasanın ona yardım edilmesine izin vermesi gerektiğini düşünüyorum.

Tuğrul Öğretmen farklı
Ancak Tuğrul Öğretmen’in durumu Bn. Pretty’den farklı. Tuğrul Öğretmen’in daha insancıl koşullarda yaşamını sürdürmesi olanağı var. Yeter ki bu olanaklar devlet tarafından sağlansın, gerekli destek ve aygıtlar kendisine verilsin.
Boynundan aşağısı felçli olan bir insanın yaşamını sürdürmesi özel bir düzenin kurulmasına bağlı. Devletin bu düzenin kurulmasına yardımcı olma yükümlülüğü var. Bu aynı zamanda devletin insan yaşamına ne denli değer verdiğinin bir göstergesi. Devletin kimliğini bu gibi konulardaki davranışları belirliyor.
Oysa Türkiye’de bu tür olaylarda, devlet ya sorunları duymazdan geliyor ya da gereken desteği vermiyor. Böyle durumlarda sosyal güvenlik yasalarının hastaya yardımcı olacak biçimde yorumlanması ya da değiştirilmesi önem taşıyor.
Hukukun insan haklarını koruma amacını ihmal eden pozitivist bir anlayış günümüzde geçerli olamaz. ‘“Mevzuat izin vermiyor’’ bahanesinin arkasına saklanılamaz. Sorun sadece Tuğrul Öğretmen de değil. Türkiye’de 100.000’den fazla omurilik felçli hasta olduğu söyleniyor. Tuğrul Öğretmen bu hastaların da sözcüsü. 

Bir misyonun oluştu
Sevgili Tuğrul Öğretmen, bak bahar geldi. Doğa yeniden doğuyor. Böyle bir zamanda sen de yaşama yeni bir başlangıç yapabilir misin?
Yaşama bağlı olman için öyle çok neden var ki. Eşinle birlikte oğlunun hukuk fakültesinden mezun oluşunu göreceksin. Türkiye’deki binlerce omurilik felçlinin koşullarının iyileştirilmesi gibi bir misyonun oluştu. Onların sözcülüğünü yapıyorsun. Televizyonda yaptığın güzel resimleri gördüm.
Doğanın yeniden yaşamaya başlamasını gösteren bir resim yapar mısın lütfen?