Rize'ye selam

Yavuz DONAT

MESUT Yılmaz uçağa biner binmez "Karadenizlinin biri" diye başladı...
Kahveye girmiş.
Eli, yüzü kan içinde.
Sormuşlar:
- Temel, ne bu hal?
- Hiiç... Kaynanayı gömdük de...
- Başın sağolsun... Ama elini, yüzünü kim çizdi?
- Bizim kaynana canım... Gömerken hayli direndi de.
* * *
HAFTA başında Rize'deydik.
Ve yolculuğa "yukarıdaki fıkrayla" başladık.
Başbakan'ın aklına o anda "bu fıkra" nereden geldi?
Yoksa bu fıkradan "başka anlamlar" mı çıkarmak gerek?
Öyle ya...
Mesut Bey de "Karadenizli."
Ve günümüzde "diri diri gömülmeye çalışılan" siyasetçiler var.
* * *
DEVLET Bakanı Eyüp Aşık, Rize'de sordu:
- Benden "ne" istiyorsunuz?
Aşık'tan ne istenir?
"Kadro" ya da "çay parası."
Ama Rizeli dedi ki"futbolcu Hami'yi istiyoruz."
Hami "milli futbolcu."
Böyle bir "yıldızın" İkinci Lig'deki Rizespor'da ne işi var?
Ama Rizelilere bunu söyleyemezsiniz.
Söylerseniz "kavga çıkar."
Zira Rizelinin gözünde "Rizespor'un Real Madrid'den eksiği ne?"
* * *
GECE Rize TV'de canlı yayındayız.
Eyüp Aşık da var.
Programı yöneten "tipik laz."
Eyüp Bey'e sordu:
- Siz seçimden önce Rize'ye geldiniz mi?
- Geldim.
- Rizeliye "isteğini" sordunuz mu?
- Sordum.
- Rizeli de "futbolcu Hami'yi" istedi mi?
- İstedi.
- Bunun üzerine "ANAP'a yüzde elli oy verin, alın Hami'yi" dediniz mi, demediniz mi?
- Dedim.
- Biz ANAP'a tam yüzde 54.47 oy verdik. Ha de pakalum, Hami nerede?
- Trabzon'da.
- Biz onu Rizespor'a isteyruk.
- İyi de Hami buraya nasıl gelir?
Rizeliye "nasıl gelir"i anlatmak olanaksız.
Onlara göre "biner Ulusoy'a, gelir."
TV çekiminden sonra otele döndük.
Eyüp Aşık dedi ki "çattık belaya."
Ve ekledi:
- Ben laf olsun diye "verin yüzde elli oy" dedim... Hay dilim tutulsaydı da demez olaydım.
* * *
EYÜP Aşık, Rize TV'de konuşurken "Türkiye'nin ayağı yere bastı" dedi.
Ardından da "kameraya bakarak" devam etti:
- Ey Rizeli, ayağın yere basmadı mı?
On dakika sonra stüdyonun kapısının altından bir kağıt atıldı.
Abdullah Özdemir adlı Rizeli, Eyüp Bey'in sorusu üzerine hemen TV'ye telefon etmiş.
Bakan'a "yanıt" vermiş:
- Sayın Bakanım. Yöneticilerimiz, başımıza taş bağlayıp, bizi denize attılar. Ayağımız da, denizin dibinde, yere bastı... Debelenip, duruyoruz.
* * *
SALI sabahı Rize - Dedeman Otel'in önünde "ilginç bir olay" yaşandı.
Yaşlı bir Rizeli, bağırıp, çağırıyordu.
Eyüp Aşık'ı görmek istiyordu.
Polisler durdurdular.
"Sorun nedir" diye yaklaştık.
Rizeli dedi ki "Fatih Hoca'yı isteyruz."
"Galiba" dedik:
- Bunların müftüsünü veya camilerinin imamını başka yere tayin ettiler... Rizeli, onu geri istiyor.
Rizeli yine bağırdı:
- Eyüp Bey'i görmek isteyrum!.. Fatih Terim'i Rizespor'a isteyeceğum.
Herkes gülmeye başladı.
Biz gülünce Rizeli kızdı:
- Seçimin üzerinden üç yıl geçti... Bakan bize Hami'yi verecekti. Hami'yi repoya yatırsak, faizi "üç Hami daha" edecekti. Repo faizi olarak, Hami'nin yanında Fatih Hoca'yı da isteyruz... Haksız mıyım?
Polislere "bırakın, adam haklı" dedik.
Rizeli Temel Üstündağ'a da dedik ki "bu iş Eyüp Bey'i aşar... Sen doğrudan Başbakan'la konuş."
Asansöre bindirdik.
Başbakan'ın kaldığı "altıncı kata" yollandık.
* * *
RİZE'ye sözümüz var.
En kısa zamanda yine gideceğiz.
Kimbilir... Kısmet... Bakarsınız Hami, Fatih Hoca... Hatta Galatasaray'dan Hakan Şükür, Fener'den Okocha da bizimle gelirler.


Yazara EmailY.Donat@milliyet.com.tr