Şebnem Burcuoğlu

Şebnem Burcuoğlu

sebnem.burcuoglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir yandan esas oğlanı bulmak isterken bir yandan harcı alem takılmak istemiyorsanız kendinize bir love buddy yapıyorsunuz. Ben buna kısaca “Dostluk kazansın” diyorum.

8 Ocak’ta kutladığım doğum günüm kapsamında aldığım en sempatik hediye bir yemek kursuydu. “Yemek yaparken adeta zaman duruyor” diyenlerden olmasam da bu hediye hayli hoşuma gitti. İlk ders günü programa falan bakmadan, saatler 19.00’u gösterdiğinde atladım gittim yemek kursuma.

Dev mutfakta on kişiyiz. Hepimizin ayrı tası, tavası, tenceresi hatta ocağı var. Üzerimizde beyaz önlüklerimizle pek havalıyız. Şefimizin “Bıçak şöyle tutulur” şeklindeki kısa girizgahından sonra kolları sıvayıp hummalı bir şekilde yemek yapmaya başladık. Benim yan tezgahtaki aşk böceği çiftin erkeğini görseniz, tak tak tak filmlerdeki gibi doğruyor havuçları. “Pardon, kaç tutam paprika koydunuz?” diye soruyorum, “Hıh” deyip kafasını diğer tarafa çeviriyor. Sanki adama rakip kafe açacağım... Neyse ben hiç stres yapmadan, sadece parmağımı kesmemeye odaklanarak kendi çapımda takılırken şefimiz “Eveeet saatler 21.00’i gösteriyor!” dedi. Ben de ders bittiği için çıkardım önlüğü, tam ellerimi yıkamaya koyulacağım, “Küçük bir ara veriyoruz” diyerek lafını bitirdi şef. Küçük bir ara derken? Bu ders kaç saat sürüyordu ki?

Haberin Devamı

Fırında love buddy

Dostluk kazansın

Benim kurs meğerse yarı profesyonel aşçılık kursuymuş. Her bir ders de dört buçuk saatmiş. Ve kurs tam bir ay sürüyormuş. BİR AY. Bana bu kursu hediye eden arkadaşıma bu yazı aracılığıyla sevgilerimi iletiyorum. Fırında tavuk yapmak için fırınların hepsinin birden çalışması sonucu mutfak sıcaklığı yüz on iki dereceyi gösterdiği esnada girdiğim şoktan çıkmaya çalışırken yandaki adamın sevgilisi yanaştı sohbet etmek için. “Hiç dert etme, omuz omuza el ele bitireceğiz bu kursu” şeklinde telkinde bulundu. Allah için tatlı kız. Ben “Siz sevgililer ne güzel zaten el ele gelmişsiniz” deyince “Yok. Biz love buddy’yiz” dedi kız. Ben bir şey demeden gözlerimi kırpıştırdım. Son dönemde popüler olan love buddy’lik, yatak arkadaşlığıyla sevgililik arası bir yerde yaşanan bir ilişki biçimi. Misal, bir yandan esas oğlanı bulmak isterken bir yandan harcı alem takılmak istemiyorsanız kendinize bir love buddy yapıyorsunuz. Ben buna kısaca “Dostluk kazansın” diyorum. Dışarıda kahve içiyorsunuz, sinemaya gidiyorsunuz, film izliyorsunuz, şekil 1A’da görüldüğü üzere yemek kursuna geliyorsunuz fakat olayı bir adım sonrasına, yani sevgililiğe taşımıyorsunuz. Peki bunu nasıl beceriyorsunuz? Bence beceremiyorsunuz.

Haberin Devamı

Fırında love buddy

Cuddle buddy

Kendi adıma konuşayım, ben hayatta beceremezdim. Ne bu böyle, 7-24 beraber takılacağız, fırında tavuk yapacağız ama sadakat sözü yok, birbirimiz için ne olduğumuz muamma... Bu ‘fırında love buddy’ olayı hiç benlik değil. Sorumluluk almak istemiyorsak hiç girmeyelim bir ilişkiye.

Buna love buddy, cuddle body gibi isimler koymak cidden komik. Tabii ya, bir de cuddle buddy var, hiçbir şey yapmadan sadece minnoş minnoş sarılıp uyuduğunuz. Yahu benimle çıkıyor musun, çıkmıyor musun insanı hasta etme! Yandaki kızdan bu bilgiyi aldıktan sonra, dersin ikinci yarısında çiftimize daha başka bir gözle bakmaya başladım.

Haberin Devamı

Enteresan, dışarıdan bayağı sevgili gibi gözüküyorlardı. Yani buradan sonra “Haydi canım hayırlı akşamlar” diyerek kendi evlerine veya başkalarına mı gidiyorlardı? Ben onlara böyle baykuş gibi bakarken adam yine yemek tarifinden kopya çektiğimi sanarak bana sırtını döndü. Dönersen dön. Ben hem sevgili, hem de fırında tavuk yaparım. Hem de aslanlar gibi!