Şebnem Burcuoğlu

Şebnem Burcuoğlu

sebnem.burcuoglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir arkadaşım geçen yıl “Yanlış zaman, yanlış insan sözü sana ne hatırlatıyor?” diye sormuştu. Açıkçası bana Tarkan’ın “Kış Güneşi”ni hatırlatmıştı. Hatta içimden bir kuple söylemiş fakat ona ses etmemiştim. Meğerse eşini kastediyormuş bizimki. Sonuç, boşandılar. Karı-koca her ikisini de tanıyorum. Tatlı başlayıp tatsız biten, sekiz yıl süren bir evlilik yaşadılar. Birbirlerini delice sevdikleri günlere şahidim. Fakat yaşam koşulları değiştikçe onlar da değişti. Onlar değiştikçe duyguları değişti. Başladıkları noktada belki birbirleri için doğru insandılar, geldikleri noktadaysa yanlış. Peki ya sonrası?

Haberin Devamı

Ayrıldıktan sonra tecrübelerini ceplerine doldurdular. Cepleri dolup taştıkça akıllandılar. Hatta o kadar akıllandılar ki duygulara yer kalmadı. Kendilerini eleştirmeyip birbirlerini suçladılar. Yaşadıkları hayal kırıklığı aşk konusunda her ikisini de temkinli hale getirdi. Hiç unutmam, arkadaşım konuyu şu sözlerle toparlamıştı: “Bu ilişkide benim tek bir hatam olmadı ama onun bana yaşattığı bu tecrübeyi asla unutmayacağım. Bundan sonra ince eleyip sık dokuyacağım.”

Bonibon mu sandın?

Genel olarak benimsediğimiz formül şöyle; burnunun dikine git çarpı en doğrusu senin bildiğindir bölü onlar zaten yanlış biliyor eşittir ayvayı yemiş olabilirsin ama çok büyük tecrübe kazandın. Tamam, tecrübe kazandıkça adımlarımızı daha dikkatli atıyoruz da bir noktada şu tecrübe denilen meret antibiyotikle eş. Normal insan gibi kullanırsan bünyeye iyi geliyor da bonibon gibi yutarsan ya karaciğer gidiyor ya böbrek.

Sütte leke var, bende yok

Ruth Wilson ve Dominic West’in başrollerini paylaştıkları “The Affair” dizisini izlemediyseniz bir göz atın derim. Yasak bir ilişkinin anatomisini konu eden dizide aynı olayı kadın ve erkek tarafından ayrı ayrı dinliyoruz. Elbette kadın ve erkek bakış açıları birbirinden farklı, burada bir sorun yok. Sorun, gitgide arapsaçına dönen bir ilişkide her iki tarafın da kendine zerre kadar toz kondurmayıp karşı tarafı suçlamasında. Sezonlar ilerledikçe tecrübe üstüne tecrübe edinen ikilimiz, kendi özeleştirilerini yapıp içine girdikleri girdaptan kurtulabilecekken o girdabın içinde kayboluyor.

Haberin Devamı

Yenen kazıkların toplamı

Tecrübenin kendisinden ziyade o tecrübeden ne şekilde yararlanacağımızdır esas mesele. Ticaret hayatında tecrübe, yenen kazıkların toplamı olarak tanımlansa da söz konusu ilişkiler olduğunda durum farklılaşıyor. Bu kadar yüklenmeyelim lütfen şu tecrübeye. Bir ilişki günahıyla sevabıyla çift taraflı yaşanıyor, değil mi? O zaman tüm yükü karşı tarafın omuzlarına atıp “Ondan gol yedim. Bir daha böyle kolay sevmem” demek yerine iğneyi önce kendimize batırıp “Benim hatam neydi? Bir dahakine nasıl daha kolay ve daha güzel sevebilirim?” diye sormalıyız. Böyle yapabilirsek hayat bayram olacak gibi duruyor, yine de her şeyin hayırlısı diyerek herkese hayırlı pazarlar diliyorum.