Tabii bazı Museviler, Naziler tarafından Kırım'da kurulan Ermeni SS birlikleri yüzünden Ermenileri affetmezler. Fakat hem ABD'de, hem de İsrail'de tanıdığım birçok Musevinin Ermenilere sempati duyduklarını da bizzat görmüşümdür.Nitekim Ermenilerin soykırıma uğradıklarını çeşitli araştırmalarıyla kanıtlamaya çalışan başlıca araştırmacılardan biri olan Israel Charny'nin, isminden de anlaşılacağı gibi, Musevi olması bir tesadüf değildir. Museviler, 1915'te Ermenileri kurtarmaya çalışan ABD'nin İstanbul Büyükelçisi Henry Morgenthau ile 1933'te yayımlanan ve Ermenileri konu eden "Musa Dağı'nda 40 Gün" adlı romanın yazarı, Nobel ödüllü Franz Werfel'in de Musevi olduğunu bilirler. Musevilerin Ermeni soykırımı iddiaları karşısında Türkiye'nin yanında durmaları büyük ölçüde konunun özüyle ilgisi olmayan bir hesap işiydi. Bunun da Türk-ABD ve Türk-İsrail ilişkilerine endeksli olduğu açıktı. Özetle, Musevilerle Ermeniler arasında bir "empati" köprüsü vardır. Buna rağmen, Musevilerin tarihte Türklerin zulmüne uğramamış olması, ayrıca Türk-Amerikan ve Türk-İsrail ilişkilerine atfedilen önem, Amerika'daki en güçlü Musevi kuruluşu olan "Karalamacılığa Karşı Birlik"in (Anti Defamation League) Ermeni iddialarını reddetmesinde etkin olmuştu.Bunun geçmişte Kongre'ye gelen Ermeni soykırımı tasarılarının engellenmesindeki payı da çok büyük olmuştur.Fakat Irak'ın işgali ve İsrail-Filistin çatışması nedeniyle Türkiye'de doruğa ulaşan ABD ve Musevi düşmanlığıyla durum değişti. ABD'deki Musevi örgütleri "Bizden nefret eden Türklere niçin yardım edecekmişiz?" diye sormaya başladılar. Her zaman Türkiye'nin yanında duran, ABD Kongresi'nin en saygın isimlerinden Musevi asıllı Tom Lantos'un, bu gelişmeler üzerine, "Soykırım tasarısını desteklemeyeceğim ama sunulmasına da artık karşı çıkmayacağım" demesi ise işin nereye vardığını göstermeye yetmişti. Bir empati köprüsü var Uzun lafın kısası, "Karalamacılığa Karşı Birlik"in 1915 olaylarını bundan böyle "soykırım" diye tanımlama kararını alması boşlukta meydana gelen bir gelişme değildir. Dünya "mütekabiliyet" üzerine kurulu olduğuna göre, Musevilerin de artık Türkleri desteklemek için nedenleri azalmıştır. Gerçi Karalamacılığa Karşı Birlik, Kongre'de bugüne kadar görülmemiş bir destek alan "Ermeni soykırımı tasarısı"na hâlâ karşı olduğunu açıkladı. Fakat Kongre, bu kuruluşun bile "soykırım"ı artık tanıdığını kuşkusuz not edecektir. Kongre bunu not edecektir Ermeni iddiaları karşısında bugüne kadar yanımızda en somut şekilde duran ülke ve kesim İsrail ile ABD'deki Musevi lobisi olmuştur. Uğurlarında Amerikan ve Musevi düşmanı olduğumuz Araplar ise bunu hiçbir zaman yapmamışlardır. Şimdi o desteği de kaybediyoruz. Amerikan ve Musevi düşmanlarımız için bu bir elbette ki bir kayıp değil, olsa olsa bir sevinç vesilesidir. Fakat dünyanın acı gerçekleri karşısında pragmatik olmak zorunda olan Türkiye için bunun ciddi bir kayıp olduğu inkâr edilemez. sidiz@milliyet.com.tr Türkiye için ciddi bir kayıp