Erdoğan'ın geçen hafta Hartum'da yapılan Arap Birliği zirvesine katılması aslında Türkiye ile İspanya'nın başlattıkları "Medeniyetler İttifakı" projesinin bir parçası. Nitekim, Başbakan Zapatero da geçen yılki Arap Birliği zirvesinde konuşmuştu. Erdoğan'ın, bu yılki zirvedeki konuşması da zaten bu projeye uygundu. Demokrasinin ve insan haklarının önemine değinen Erdoğan, bunların hem bölgenin kalkınmasına, hem de medeniyetlerin uzlaşmasına yapacağı katkıyı vurguladı. Bir Türk başbakanının Arap Birliği (AB) zirvesine ilk kez katılmasına "İslami eksenli" bir dış politika arayışının habercisi olarak mı, yoksa "medeniyetleri uzlaştırma" çabasının bir uzantısı olarak mı bakmalıyız? Erdoğan'ın sözleri Arap dünyasında hâlâ tartışılıyor. Bunlara olumlu bakanlar tabii ki var. Ancak, gördüğüm kadarıyla, kuşku duyanlar ağırlıkta. Örneğin, Lübnan'da İngilizce olarak yayımlanan Dar Al Hayat gazetesinin yorumcusu Zuheyir Kseybati'ye göre, Erdoğan'ın konuşması, bu zirvenin "en garip gelişmelerinden biriymiş." Sudan'ın, Lübnan ve Suriye gibi, ABD baskılarıyla belli bir yola sokulmak istendiğini belirten Kseybati - kinayeli bir şekilde- "Sanki Türkiye, bazıları hemen zirveden ihraç edilmeye hazır özgürlüklerin cennetiymiş gibi." ifadesini kullanıyor. Özetle, birçok Arap yorumcu, Erdoğan'ın Hartum'a "Washington'un gündemini gütmek için" gittiğine inanıyor. Ancak, işin garibi, ABD de bu ziyaretten memnun değil. Nitekim, Cumhurbaşkanı Mübarek ile Suudi Kralı Abdullah'ın Amerikalıları kızdırmamak için Hartum'a gitmedikleri söyleniyor. Türkiye cennetmiş gibi... Erdoğan'ın Sudan'dayken Darfur'a yaptığı ziyaret sırasında Sudan hükümetini memnun edecek sözler sarf etmesi de, kuşkusuz, Washington'da not edildi. Zira ABD, Sudan hükümetinin Darfur'da "soykırım" yaptığını iddia ediyor. "Irak sabıkası" giderek büyüyen ABD'nin asıl derdi tabii ki bu değil. Derdi, Sudan'ın İslami teröre destek verdiğine ilişkin inancı. Yoksa Avrupa da, Erdoğan gibi, "Darfur'da soykırım yok, bir trajedi var" diyor.Bu arada, Erdoğan'ın, "İslami hareketlerin finansörü" olarak lanse edilen Sudanlı işadamı Fatih El Hassaneyn'le Hartum'da gizlice görüşmesi -Hamas'ın Ankara ziyaretinden duyduğu hoşnutsuzluğu artık açıkça belli eden- Washington'un kuşkularını daha da körükleyecek nitelikte. ABD'nin hoşnutsuzluğu Ancak, Ankara'nın son aylarda Sudan'a iki bakan göndermesi, yakın gelecekte tarım ve kültür bakanlarını da gönderecek olması, Türkiye'de de, "AB'den soğuma sinyalleri veren hükümet, İslam odaklı yeni dış politika arayışında mı?" sorusunu gündeme getiriyor.AKP'de bunun olmasını isteyenler elbette ki var. Fakat konuştuğum yetkililer, Ankara'nın bu girişimlerini "Medeniyetler İttifakı Projesi" çerçevesinde görmemiz gerektiğini vurguluyorlar.Medeniyetleri uzlaştırmaya çalışan Türkiye, "İki arada, bir derede mi kalıyor", yoksa AB reformlarının yavaşladığı bir sırada yeni dış politika arayışlarına mı girdi, bunu anlamamız, her şeyin hızla geliştiği bir sırada, herhalde uzun sürmez. semihi@cnnturk.com.tr Bakanlar Sudan'a gidiyor