Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fakat demokrasiye bağlılığımızın bir gereği olarak bu kararı kabul etmek durumundayız. Bu konuda "uzlaşı" yolu tabii ki tercih edilirdi. Buna rağmen, beğensek de, beğenmesek de, kendisi bu noktaya demokratik yollardan gelmiştir. Kaldı ki, birçok kişinin istemediği kişilerin cumhurbaşkanı olması Türkiye için bir ilk değildir. Buna karşılık, kendisi de adaylığı konusundaki eleştirileri "açık toplumun bir gereği" olarak gördüğünü söylemiştir. Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığına adaylığını koymasının ne denli sağlıklı bir karar olduğunu göreceğiz. Diplomatik çevrelerin de bu açıdan bir "Bekle gör" yaklaşımı içinde oldukları gözleniyor. Başta "laiklik" olmak üzere, cumhuriyetin temel ilkelerine bağlılığı konusunda da açık taahhütlerde bulunmuştur. Gelecekteki icraatlarını değerlendirirken kullanacağımız kıstasları böylece kendisi ortaya koymuştur. Zamanı gelecek kendisini öveceğiz, zamanı gelecek eleştireceğiz. İlk geldiğinde övdüğümüz fakat daha sonra, özellikle Kıbrıs, Kuzey Irak ve Dışişleri atamaları konusundaki tutumu nedeniyle eleştirdiğimiz Sayın Sezer'le olduğu gibi. AKP'nin yeni iktidarı ezberlerin bozulduğu bir "icraat dönemi" olmak zorundadır. Birçok konuda rasyonel politikalara duyulan ihtiyaç ortadadır. Türkiye de zaten artık kalıbına sığmayan büyük ve karmaşık yapıda bir ülkedir. Ezber bozmalı Amerika'nın tanınmış "istihbarat analizleri" kurumu Stratfor'un yayımladığı bir analize göre, Türkiye, 2006 rakamlarıyla, dünyanın 18'inci en büyük GSMH'sine sahip. Beş yıl boyunca da yüzde 5 ile 8 arasında değişen bir oranda büyüdü. Bu açıdan İsveç'in bile önünde. Türkiye aynı zamanda, Suudi Arabistan dahil olmak üzere, İslam ülkeleri arasında en büyük ekonomiye sahiptir. Türk ekonomisi ayrıca AB üyesi ülkelerin birçoğundan da büyüktür. Stratfor'un da işaret ettiği gibi, Türkiye, tabii ki, "kişi başına gelir" açısından zayıf konumdadır. Hükümetin önündeki en büyük sorun da budur. Ülkelerin gücü GSMH ile ölçülmektedir. Örneğin, kişi başına gelir açısından dünya'da 109'uncu konumda olan Çin'in gücü sahip olduğu büyük GSMH'ye dayanıyor. Fakat Türkiye'yi Çin'den farklı kılan en önemli husus, sürekli gelişen bir demokrasiye sahip olması ve baş etmesi gereken sosyolojik faktörlerin çokluğu ve çeşitliliğidir. Türkiye'nin Çin'den farkı Bu arada son seçimler, vatandaşın ideolojik yaklaşımlar değil, ekonomik ve siyasi istikrar ile sosyal adalet istediğini göstermiştir. Bu da gelir dağılımı, vergi rejimi, sağlık ve eğitim gibi alanlarda adalet ve fırsat eşitliği demektir. Türkiye, büyüyen GSMH'siyle bunları sağlayacak duruma gelmiştir. Halktan aldığı güçlü yönergenin kendisi açısından uyumlu olan bir cumhurbaşkanıyla birleşmesi de toplumu rahatlatacak adımları atması için hükümete gerekli ortamı sağlamıştır. Özetle AKP'nin, Türkiye'nin önüne yeni ve çağdaş olan seçenekler koymasını önleyecek bir bahanesi kalmamıştır. Yeni AKP iktidarının ve Sayın Gül'ün performansını da sonuçta kendilerinin telaffuz ettikleri kıstaslara ve verdikleri taahhütlere göre değerlendireceğiz. Bu yeni dönemin ülkemiz için hayırlı olmasını dileriz. sidiz@milliyet.com.tr AKP ile Gül değerlendirmesi