Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan'ın kısa bir süre önce Başkan Bush ile Oval Ofis'te yaptığı görüşme de bu konuda Ankara'yı tatmin edecek bir sonuç getirmedi. PKK'nın güvenlik güçlerimize karşı son günlerde artan ölümcül saldırıları ise Türkiye'de ABD'ye karşı bu konuda duyulan kızgınlığı artıracak nitelikte. Kuzey Irak'ta yuvalanmış olan PKK meselesi, Ankara ile Washington arasındaki en hassas konulardan biri olma özelliğini koruyor. Sokaktaki adam, haklı olarak, terör konusunda dünyayı ayağa kaldırmış olan Amerika'nın PKK'ya karşı gösterdiği çekingenliğe pek anlam veremiyor. ABD'nin -hangi isim altında olursa olsun- bu örgütü "terörist" ilan etmiş olması ise bu açıdan bakıldığında sadece kafa karıştırıyor. Kuzey Irak'taki Amerikan güçlerinin, örgütün bölgedeki silahlı militanlarına karşı harekete geçmemeleri ve TSK'nın harekete geçmesini engellemeleri, kaçınılmaz olarak halkımız tarafından "PKK'ya karşı dolaylı destek" olarak algılanıyor. Washington da herhalde bunun farkında ki, en azından Ankara'daki yetkili çevrelere bazı "yatıştırıcı güvenceler" vermek amacıyla, "PKK'ya karşı işbirliği" konusunu görüşmek üzere hafta içinde Ankara'ya sessizce bir üst düzeyli bürokratını gönderdi. Amerikan Maliye Bakanlığı'nın Terörizm ve Kurumsal Yolsuzluklara karşı mücadeleden sorumlu Müsteşar Yardımcısı Stuart Levey, bu çerçevede, Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın yanı sıra, konuyla ilgili devlet birimlerinin yetkilileriyle de görüşmelerde bulundu. Sessiz girişim Levey'nin ziyareti, kendisiyle görüştüğümüzde de kabul ettiği gibi, Oval Ofis'te yapılan görüşmede konuşulanlar açısından bir "fikri takip" ziyareti olarak planlanmış. Başbakan Erdoğan'ın ziyareti sırasında ABD tarafı PKK'nın üzerine askeri bir operasyonla gitmeyeceğini tekrar hissettirmişti. Buna karşın, PKK'nın mali kaynaklarının kurutulması konusunda Ankara ile işbirliği yapacağını açıklamıştı. Levey'nin yaptığı ziyaret işte bu kapsama düşüyor. Mali kaynaklar Kısacası, Washington bu ziyaretle, "Verdiğim sözü tutuyorum" türünden bir görüntü yansıtmak istiyor. Nitekim, kendisiyle görüşmemizde Levey, PKK'nın, hangi isim altında olursa olsun, Amerika'da para toplanmasına asla izin vermeyeceklerini, yasalarının bu tür faaliyetlerde bulunanlara karşı çok ciddi hapis cezaları öngördüğünü söyledi. Levey ayrıca, "Kürtlere insani yardım" adı altında Amerika'da toplanan paraları da yakın takipte tutacaklarını belirtti.PKK'ya Amerika'dan ne kadar mali yardım aktığını bilmediğimiz için verilen bu güvencelerin ne kadar anlamlı olduğunu söylemek güç. Öte yandan Levey'nin, PKK'nın Irak'taki mali kaynaklarına karşı harekete geçme konusunda güvence verememesi, bunun Türkiye ile Irak arasında çözümlenmesi gereken bir mesele olduğunu hissettirmesi ise açıkçası fazla cesaretlendirici değildi. Sözümü tuttum Ankara ile Washington arasında bu konularda işbirliğinin artırılmasının önemini azımsamak istemeyiz. Bu elbette ki çok önemli bir konu. Ancak, Türkiye'nin şu andaki bir numaralı sorunu, Amerika'dan PKK'ya giden veya gitmesi olası olan mali yardımlar değil. Zaten, dediğimiz gibi, bunun ciddi bir sorun olup olmadığını dahi bilemiyoruz. Türkiye'nin şu andaki bir numaralı sorunu, PKK'nın, Amerikan güçleri ve peşmerge müttefiklerinin kontrolünde olan Kuzey Irak'taki güvenli konumundan da yararlanarak, ölümcül terör kampanyasını tekrar başlatmış olmasıdır. Washington bunu görmezlikten gelmekte ısrar ettikçe, önemli şahsiyetler olsalar bile, Levey gibi Amerikalı yetkililerin bu tür ziyaretlerinin Türkiye'de "göstermelik" olarak algılanması kaçınılmaz olacaktır. semihi@cnnturk.com.tr Birinci sorun