ABD Temsilciler Meclisi üyesi Edward Whitfield'ın KKTC'ye yaptığı ve Kıbrıslı Türkleri sevindiren, Rumları ise adeta çıldırtan geziye o da dahildi. Ancak, programlama hatası nedeniyle o geziye katılamadı. Rumların bunu, "Korktu vazgeçti" şeklinde lanse etmeleri üzerine, bir açıklama yapan Wexler, bu geziyi sonuna kadar desteklediğini duyurdu. Ardından da Whitfield heyetinin Ankara temaslarına katılmak için Türkiye'ye geldi. Florida Temsilcisi Robert Wexler ABD Kongresi'ndeki Türk Dostluk Grubu'nun kilit isimlerinden biridir. Alman Marshall Vakfı'nın Ankara bürosunun açılışı için önceki gün düzenlenen akşam yemeği öncesinde kendisiyle konuşma fırsatını buldum. Kendisiyle zaten, çeşitli konferanslardan kalma bir "paneldaşlığımız" da var. Wexler'a, Washington'daki Türkiye'ye dönük havanın nasıl olduğunu sordum. "Normalleşmeye doğru gidiliyor gibi bir hava var" dedim. Başbakan Erdoğan'ın yaklaşan ABD ziyareti ve Türkiye'ye peş peşe gelen Kongre heyetlerinin buna işaret ettiğini söyledim. Wexler, durumun aslında pek de öyle olmadığını belirtti. Tezkere olayının yankılarının atlatılmak üzere olduğu bir sırada, Türkiye'nin, Amerika'daki Türk dostları için bir "Suriye sorunu" çıkardığını söyledi. Söylediklerinden anladığım kadarıyla, Başbakan Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Sezer'in Şam'a yaptıkları ve Amerikalıların kendilerine dönük olarak bir "meydan okuma" olarak algıladıkları yüksek profilli ziyaretler ABD başkentinde yankılanmaya devam ediyor. ABD'de yankılanıyor Suriye'den geçmişte çok çeken bir ülke olarak Türkiye'nin bazı şeylerin bilincinde olduğunu, buna karşın, Ankara'nın Şam'a yönelik bu açılımlarının Beşar Esad'ın 'yola getirilmesi' açısından Washington'un da işine gelen sonuçlar doğurabileceğini anlatmaya çalıştım. Wexler, buna katılmadığını söyledi. Baba Esad'ın kadrolarıyla yoluna devam eden ve genel olarak Suriye'nin eski çizgisini sürdüren Beşar Esad'ın bu aşamada iflah olmayacağını belirtti.Wexler, bununla da kalmayarak, "Irak'ta Amerikan askerlerinin öldüğü bir sırada bu tür ince argümanları sokaktaki Amerikalıya zaten anlatamazsınız" dedi. Attığı birçok olumlu adımdan dolayı Erdoğan hükümetini kendisi gibi defalarca kutlayanların bile Türkiye'nin bu tutumunu anlamakta ve kamuoyuna anlatmakta zorlandığını kaydeden Wexler, bunları kendilerini kabul eden Başbakan Erdoğan'a da açık bir şekilde ilettiğini söyledi. 'Esad iflah olmaz' Wexler ile yaptığımız bu konuşmadan sonra Washington'un Ankara'daki en üst düzeyden diplomatlarından birine, "Kongre üyenizin bu söylediklerini Amerikalı yetkililer de paylaşıyorlar mı?" diye sordum. Yanıtı, "Tümüyle" oldu. Nedenini de, Şam'ın, Lübnan'daki Hizbullah'ı desteklemeye devam etmesine ve bu örgütün hem İsrail, hem de Irak'taki birçok terör saldırısının arkasında olmasına bağladı. Özetlemek gerekirse, Amerikalılar, Irak'ta son günlerde artan kanlı saldırılarda Suriye'nin bir parmağı olduğuna kesin olarak inanıyorlar. "Bunun kanıtı nedir?" diye sorduğumuzda da, "Sizler zamanında Şam'ın PKK'yı desteklediğinden nasıl kuşku duymadıysanız, bizim de aynı Şam'ın şu anda ve şu veya bu şekilde bu saldırıların arkasında olduğundan kuşkumuz yok" diyorlar. Irak saldırılarındaki rolü Uzun lafın kısası, Amerikalılar sözü şuna getiriyorlar: "Siz Şam'ı PKK konusunda nasıl zorla hizaya getirdiyseniz, biz de aynı yöntemi uyguluyoruz. Ancak bu çabalarımızı, Şam'ı cesaretlendirmek suretiyle sekteye uğratıyorsunuz. Bunun olumsuz yansımaları olmayacağını nasıl düşünebilirsiniz?"Bu yaklaşım bile Ankara-Washington hattında "normalleşme"nin henüz tam olarak sağlanamadığını göstermeye yetiyor. semihi@cnnturk.com.tr Aynı yöntemi izliyoruz