Her şeyden önce, soyadı "Barzanji" olan bir "gazeteci"nin Kuzey Irak ve PKK konularını işleyen bir haber yazarken, töhmet altında kalmamak için, her zamankinden daha dikkatli olması gerekirdi. Bunu yaparken de konuyu tüm boyutlarıyla işlemesi gerekirdi. Yoksa yaptığı haber olmaktan çıkar, bir "propaganda" çabasına döner. Oysa Barzanji, "haberi"nin daha ilk iki cümlesinde şunları yazmış:"Türk askerleriyle 20 yıldır savaşan Kürt isyancıların bir lideri, bu militanlarla diyaloğa girmediği sürece Türkiye ile çatışmayı sürdürme konusunda yeminli olduklarını söyledi. Ancak bu, Kürdistan İşçi Partisi, yani PKK'lı gerillaların teslim olmaları veya ölmeleri gerektiğini söyleyen Türkiye'nin reddettiği bir çağrı." Başbakan Erdoğan, PKK'yı tanımlarken kullandıkları sıfatlar nedeniyle BBC ve Reuters'i kınamakta son derece haklı. Habercilikte "içerik" kadar "terminoloji" ve "üslup" da önemlidir. Haberin "bilgilendirmeye" mi, yoksa "yönlendirmeye" mi dönük olduğunu bunlar ortaya koyar. Örneğin, Associated Press'in 11 Temmuz'da "Yahya Barzanji" imzalı "haber"ine bakalım. PKK'nın son saldırılarından da söz eden Barzanji, daha sonra bu örgütün Türkiye ve ABD tarafından "terörist sayıldıklarını" belirterek, şu yargılara yer vermiş:"Türkiye tüm Müslüman vatandaşlarını Türk sayıyor ve Kürt emellerini ülkeyi bölme girişimi olarak reddediyor. Türkiye'de Kürtçe konuşmak 1991 yılına kadar yasaktı ve Kürtçe yayınlar ancak 2004'te başladı. İsyancıların açıklamaları Türkiye'de nadiren basılıyor çünkü bunlar terör örgütüne destek sayılıyor. Hak savunucuları ise Güneydoğu'daki çatışmaların müzakereler yoluyla sonuçlandırılması gerektiğini söyledikleri için hapse gönderilmişlerdir."Barzanji, "PKK'nın askeri liderlerinden" diye tanımladığı Murat Karayılan'ın görüşlerine de geniş yer veriyor. Karayılan ise, şunları söylüyor:"Bugün artık yasal haklarımızı elde etmek için diplomatik ve demokratik mücadeleye inanıyoruz. Sorunu diyalog yoluyla çözmek istiyoruz ancak bize saldırırlarsa kendimizi savunacağız." Barzanji'nin yargıları Şimdi bu yazılanları deşifre edelim. "Haber"de her şeyden önce bariz bir terör örgütü olan PKK "demokratik diyalog" isteyen" isyancı gerilla örgütü" olmuş. Türkiye ve ABD'nin PKK'yı terörist "saydıkları" belirtilmiş ancak, "saymanın çok ötesinde, Türkiye ve ABD'nin yanı sıra AB'nin de bu örgütü "yasadışı bir terörist örgüt" olarak "ilan ettikleri" gizlenmiş. AB'nin Ankara Büyükelçisi Hansjörg Kretschmer'in, daha geçen hafta CNN Türk'te, Zana ile arkadaşlarının bu terör örgütüyle aralarına mesafe koymamalarından duydukları hayal kırıklığını dile getirmesinden ise hiç bahsedilmemiş. PKK benzeri örgütler olan ETA ve IRA'nın açıklamalarının yayımlanmasının İngiltere ve İspanya'da yasak olduğunu göz ardı eden "haber," Öcalan biraderleriyle Karayılan'ın sözlerinin Türk basınında sık sık yer aldığını da örtbas etmiş. Kürtçe konuşmanın 1991'e kadar yasak olduğunu belirten "haber," nefes altından "Kürtçe yayınların ancak 2004'te başladığını" kabul etmiş, fakat, AB süreci çerçevesinde bu konuda DEHAP'lıların bile kabul ettikleri açılımlara en küçük bir yer vermemiş. PKK terörizmi gizlenmiş İngiltere'nin silahlarını teslim etmeden önce IRA ile herhangi bir diyaloğa girmeyeceğini defalarca ilan ettiğini, İspanyol hükümetinin ETA ile görüşmeler başlatma eğilimine yüz binlerce İspanyol'un sokağa dökülerek tepki gösterdiğini de göz ardı eden Barzanji, "demokrat" Karayılan'ın PKK'yı "meşru müdafaa" içinde olan bir örgüt olarak göstermesine olanak sağlamış. Ancak, daha birkaç paragraf yukarıda sözünü ettiği PKK'nın Çeşme'de masum yerli ve yabancılara karşı düzenlediği bombalı saldırının "meşru müdafaa"ya nasıl girdiğini sorma gereğini duymamış. Barzanji'nin bir "misyonu" olabilir. Ancak, AP gibi saygın bir ajansın bunun gibi "yönlendirici" ve "tek taraflı" bir "habere" niçin prim verdiğini anlamak gerçekten güç. semihi@cnnturk.com.tr AP'nin prim verdiği haber