Söz konusu açmazın odağında, "Demokratik seçimler bölgeye istikrar mı, yoksa daha fazla istikrarsızlık mı vaat ediyor?" sorusu yatıyor. Bu sorunun arka planındaysa "Sosyolojik olarak olgunlaşamamış toplumlar için demokrasi uygun mu?" şeklindeki, içinden zor çıkılacak, daha da büyük bir soru yatıyor.Irak'a baktığımızda, Amerikalı gözlemciler bile bu ülkede yapılan son parlamento seçimlerinin arzulanmayan bir durumu ortaya çıkardığını teslim ediyorlar artık. Rahatsızlık ise, ilk etapta, laik unsurların bu seçimlerden zayıf çıkmasından kaynaklanıyor.Ancak, seçimlerden çıkan başka olumsuzluklar da var. Örneğin, seçim sonuçları aynı zamanda bir arada tutulmaya çalışılan bu ülkenin aslında etnik ve dini bazda ne denli bölünmüş olduğunu daha net bir şekilde ortaya çıkardı. Filistin seçimlerinde Hamas'ın gösterdiği büyük başarı, bölgeye demokrasi getirme heveslileri açısından ciddi bir açmazı ortaya koyuyor. Bu durum bugünkü yazımızın konusu olan Irak'ı da çok yakından ilgilendiriyor. Her etnik veya dini grubun "bütünlüklü" bir Irak'tan ziyade, hâlâ kendi çıkarlarını kollamaya çalışması ise, Washington'un ve Ankara'nın gönlünde yatan "ulusal uzlaşma hükümeti"nin kurulmasının ne denli çaba gerektireceğini açıkça gösteriyor.Liberal Arap gözlemciler bile, on yıllarca diktatörlükten başka bir şey tanımamış olan Irak'ın çeşitli etnik ve dini unsurlarının bu nedenle bir "uzlaşı kültürü" geliştiremediklerine işaret ediyorlar. Yeni hükümetin kurulmasının bu yüzden daha haftalar, hatta belki de aylar alacağını ve bunun ancak dışarıdan gelecek olan baskılarla gerçekleşebileceğini belirtiyorlar. Bu arada, 275 koltuklu Irak meclisinde 128 koltuk kazanmış olan ve din eksenli Şii partileri içeren "Birleşik Irak İttifakı"nın henüz bir başbakan adayı dahi çıkaramamış olmasına da işaret ediliyor. Gözlemciler bunun, sorunun sadece etnik ve dini gruplar arasındaki çekişmelerden değil, bu grupların içindeki iktidar mücadelelerinden de kaynaklandığını gösterdiğini belirtiyorlar. 'Uzlaşı kültürü' yok Öte yandan, bu gruplar arasında "Yeni Irak"ın neye benzemesi gerektiği konusunda da ortaya bir görüş birliği çıkmış değil. Örneğin, bu seçimlerde Kürtler kadar koltuk kazanan Sünniler hâlâ merkezi güçlü bir Irak için ısrar ediyorlar ve anayasanın bu amaçla değiştirilmesini talep ediyorlar. Ancak bu ne Kürtlerin, ne de ister laik, ister dinci olsunlar Şiilerin istediği bir şey.Şii ittifakının din eksenli bir yönetim peşinde olduğu biliniyor. Kürtler ise buna şiddetle karşı çıkıyorlar. Bu bölünme de zaten, Irak'ta, bu aşamada, merkezi güçlü olan bir yönetimin niçin kurulamayacağını ortaya koyuyor.Son seçimlerin daha da belirginleştirdiği bu açmazların nasıl aşılacağı henüz belli değil. Tabii işi iyice çıkmaza sürükleyen başka unsur da var. Örneğin Kürtlerin Kerkük üzerindeki emelleri. Bu da zaten belli başlı bir konu. Bu nedenle bunu ve Türkiye'nin Irak'taki gelişmelere bakışını bir sonraki yazımızda irdeleyeceğiz. semihi@cnnturk.com.tr Görüş birliği yok