Katılımcı listesi üst düzeyli diplomatlar, akademisyenler, sivil toplum örgüt temsilcileri ve gazetecilerden oluşuyordu. Toplantının önemli ismi ise ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Scott Carpenter'dı. Hamas'ın ziyareti de, haliyle, konferansın konusuyla örtüştüğü için, kulislerde çok konuşuldu. Hamas'ın Ankara ziyareti gerçekleşirken TESEV ve Slovak Dış Politika Kurumu (SFPA) tarafından ortaklaşa düzenlenen bir konferans için Bratislava'daydık. Konumuz, "Genişletilmiş Ortadoğu" diye tanımlanan coğrafyada demokrasinin gelişmesi için Türkiye ile Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan ve Polonya'dan oluşan "Vişegrad Grubu"nun yapabilecekleri katkılardı. Slovakya, Hamas'ın terör örgütler listesinde yer alması için AB'de çaba gösteren ülkelerden biriymiş. Konferansa katılan Polonyalı, Macar ve Çek diplomatlardan da Hamas konusunda fazla olumlu bir şey duymadık. Amerikalılar ise bu ziyaretten duydukları hoşnutsuzluğu açıkça belli ettiler. Öte yandan, Türkiye'de bazı yazarlar "Bu ziyaretin gerçekleşeceğini biliyorduk çünkü Dışişleri kaynakları söyledi" dese de, ziyaretin bu şekilde gerçekleşmesi beklenmiyordu. Doğrudur, Dışişleri ABD, İsrail ve AB ile temaslarında böyle bir ziyaret için zemini yokluyordu. Bu arada Filistin'de yeni hükümetin kurulmasını ve programını ortaya koymasını da bekliyordu. Hamas'a bakış olumsuz Hamasçıların, AKP kanallarını kullanarak, istenen zemin oluşturulmadan Ankara'da peyda olmaları ise "beklenmiyordu." Dışişleri'ni kızdıran da bu. Çünkü, bu ziyareti olumlu bir zemine oturtma çabaları boşa gitti. Kısacası, "Ortadoğu'da istikrara katkıda bulunan taraf" görüntüsü üzerinde çalışan Dışişleri, bu beklenmedik ziyaretle, Türkiye'yi dış âleme karşı savunma konumunda buldu. Eli de zayıfladı. Dışişleri'nin eli zayıfladı Dışişleri elbette ki şimdi İsrail'in Hamas-PKK benzetmelerine kızmak zorunda. Ancak bu benzetmeyi önümüzdeki günlerde başkalarından da duyacağız. Her sıkıştığımızda başkalarına karşı kullandığımız "çifte standart" argümanı bu kez bize karşı kullanılacak. "Taraflar arasındaki barışa katkıda bulunabilmek" bahanesiyle Türkiye ile PKK arasında "eşit mesafe" politikası uygulayan Norveç'e kızıyoruz. Diyarbakır Belediye Başkanı gayri resmi bir davet üzerine ABD'ye gitti diye köpürüyoruz. Ama, Hamas'ın ziyareti konusunda "eşit mesafe" argümanını şimdi bizzat Ankara'dan duyuyoruz. PKK-Hamas benzetmesi Özetle, her zaman "Kimden ve ne için gelirse gelsin terör terördür, dini imanı yoktur" diyen Türkiye, mücadelesini -belki de var oluş nedenini- terörizm zeminine oturtmuş olan bir örgütü ağırlamış oldu. Bu durumda Ankara çoluk çocuk öldürmekten çekinmeyen Çeçen militanları da ağırlasın. Ne fark eder ki!Hamas, terörden vazgeçtiğini en kısa zamanda ve ikna edici bir şekilde açıklamazsa, bu ziyaretin Türkiye'ye diplomatik ve güvenlik bedeli olacaktır. Bu nedenle bu hamlenin Ankara'daki "derin perspektifli" mimarı gerçekten kimse, onu kutlamak gerekiyor. Tabii burada farkında olmadığımız bir gündem güdülmüyorsa. semihi@cnnturk.com.tr 'Derin perspektifli' mimar