Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ermenistan’la uzlaşma çabaları, Başbakan Erdoğan’ın Bakü’den gelen baskılara teslim olmasından bu yana, radarımızdan kayboldu. Ancak, Ermenistan’la Bursa’da ekimde oynanacak milli maç konuyu tekrar gündemimize yerleştirecek.
Türkiye’de bu uzlaşma çabalarından son aylarda hiç söz edilmezken, Ermenistan’da durum bir hayli farklı. Geçen eylül ayında Erivan’da oynanan ve Cumhurbaşkanı Gül’ün, Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın daveti üzerine, katıldığı maçtan bu yana konu o ülkede sert tartışmalara neden oluyor.
Bu tartışmada aşırı milliyetçi kanattan yansıyan söylemin, MHP’nin “Kürt açılımı” çerçevesindeki söyleminin neredeyse bir kopyası olması ise dikkati çekiyor. Özetle, “ihanet” ve “teslimiyet” suçlamaları havada uçuşuyor.
Maçın tarihi yaklaştıkça tartışmaların tansiyonu da artıyor. Bu çerçevede gözler Cumhurbaşkanı Sarkisyan’a dönmüş bulunuyor. Kendisinin maç için Bursa’ya gidip gitmeyeceği merak ediliyor. Sarkisyan aslında, “Türkiye sınırı açmazsa gitmemin bir anlamı yok” çıkışında bulundu.

Sarkisyan cesur olacak mı?

Ancak, bu açıklamasına rağmen, Ermeni “Iragir.am” haber sitesinin yorumcusu Hagop Badalyan’a göre, yine de ciddi bir açmazla karşı karşıya bulunuyor. Açmazın bir tarafında, Gül’ün davetine olumlu yanıt vererek Türkiye’ye gitmesi halinde, milliyetçiler tarafından “hain” ilan edilecek olması yatıyor.
Bu kanat, “Sınırını açmayan, ambargo uygulayan ve diplomatik ilişkiyi reddeden bir ülkeye gitmek Ermenistan açısından teslimiyet anlamına gelecektir” diyor. “Soykırım” konusunu da canlı tutan milliyetçilere göre Sarkisyan, sonuçsuz kalan son uzlaşma sürecinde, Türkiye’ye zaten yeterince tavizde bulundu.
Açmazın diğer tarafındaysa, Sarkisyan’ın Türkiye’ye gitmeyi reddetmesi halinde bunun Erivan’a uluslararası camiada itibar kaybettirecek olması yatıyor. Gül’ün Erivan ziyareti dünyada “cesur bir adım” olarak görülmüştü.
Sarkisyan’ın benzeri bir cesur adımı atma fırsatını kaçırması ise, hem not edilecek hem de Türkiye’ye koz sağlayacaktır. Badalyan’a göre Sarkisyan’ın bu tuzaktan kurtulması için tek yol var. O da, Ermenistan Milli Takımı’nın bu maçı oynamayı reddetmesi.
Ermenistan’da başkalarının da dillendirdiği bu formüle göre, Sarkisyan, Cumhurbaşkanı Gül’ün davetini kabul ederek diplomatik nezaketin gereğini yerine getirmiş olacak. Fakat, maç oynanmadığı için, Türkiye’ye gitme sorumluluğundan kurtulacak. Bu yöntemin Ermenistan’a yalnız siyasi itibar değil, futbol açısından puan da kaybettireceğinin hesaba katılmaması tabii ki ilginç. Öte yandan, Sarkisyan’ın ve Ermeni takımının Bursa’ya gelmemelerinin Türkiye’ye kaybettireceği fazla bir şey yok.

Bilge karar vermesi umudu

Gerçek şu ki, Nabucco anlaşması ve Putin’in Ankara ziyaretinde imzalanan belgeler, Ermenistan’ın uluslararası izolasyonunu daha da derinleşmiştir. Güney Kafkaslar’ı ilgilendiren ve ABD ile AB’nin yanı sıra, Rusya’nın da dahil olduğu stratejik projelerin Ermenistan olmadan da yürüyeceği Erivan’da tekrar görülmüş oldu.
Buna rağmen gönül, Ermenistan’ın da “iyi komşuluk” adına bu projelere dahil olmasını istiyor. Bu nedenle Sarkisyan’ın sonunda maç konusunda bilge bir karara varacağını umuyoruz. Türkiye’nin de, başka ülkelerin iradesine göre değil, kendi iradesine göre davranarak Erivan ile uzlaşma arayışlarına dönmesini temenni ediyoruz.
Bu arada Ermeni basınından, Bursa’daki maçın gerçekleşmesi halinde, bir başka güzelliğin de yaşanacağını öğrenmiş buluyoruz. Eurovision 2009’daki güzel katılımcımız Hadise, Ermenistan’ın güzel katılımcıları İnga ve Anuş Arşakyan kardeşleriyle birlikte maç öncesinde şarkı söyleyeceklermiş.
Haber doğrudur diye umuyoruz, zira yeterince gerginliğin ve çirkinliğin yaşandığı Türk-Ermeni ilişkilerinde güzelliklere ihtiyaç duyulduğunu düşünüyoruz. Ancak, bunun tek başına olmayacağı, her iki taraftan cesur adımlar gerektireceği aşikâr.