Gürcistan’daki gelişmeler dikkatleri farklı bir yana çevirdi. Oysa Irak’ın kuzeyinde Türkiye’yi de ilgilendiren tehlikeli gelişmeler yaşanıyor. ABD’li yetkililere dayanan Batılı basın kuruluşları bir Arap-Kürt savaşından dahi söz etmeye başladılar.
Yazılanlara göre, sorun, Kürtlerin Kuzey Irak’taki bölgelerinden çıkıp güneye doğru neredeyse 500 kilometrekarelik bir alanı askeri olarak ele geçirme çabalarından kaynaklanıyor.
Washington Post gazetesi, Kürtlerin yayıldıkları bölgenin sınırlarına, peşmergeler tarafından korunan ve Kürdistan bayrağını dalgalandıran 34 geçiş noktası kurduklarını bildirdi. Tartışmalı bölgeler ise Ninova, Tamim, Selahaddin ve Diyala eyaletlerini içeriyor.
Etnik temizlikten şikâyet
Başta Diyala’da bulunan Jalavla kentinde olmak üzere, ister Şii ister Sünni olsunlar, bu genel bölgede yaşayan Araplar Kürtlerin etnik temizlik girişimlerinden şikâyet ediyorlar. Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin özellikle Diyala eyaletindeki peşmergeleri çıkarmak için bölgeye Irak ordusuna bağlı birlikleri göndermesi ortamı iyice germiş bulunuyor.
Peşmergeler bazı yerlerden kısmen geri çekilseler de özellikle Hanekin bölgesini terk etmeyi reddediyorlar. Gerekçeleri ise -Kuzey Irak’taki Kürt bölgesinin dışına düşse de buranın nüfusunun yüzde 85’inin Kürt olması.
İşi karmaşık kılan da zaten bu. Hangi tarafa sorsanız söz konusu bölgelerin “geleneksel etnik yapısı” hakkında ayrı düşüncesi var. Bu ise Saddam Hüseyin’in uyguladığı etnik temizlik ve demografik mühendislikten arta kalan bir sorun.
Yeni çatışma endişesi var
Özetle, ister Kürt, isterse Sünni veya Şii Arap olsun, herkesin kendisine göre geçerli bir argümanı var. Aynen şu anda tansiyonun artmamakta olduğu bu bölge içinde yer alan Kerkük’te olduğu gibi.
Yapılan açıklamalara bakılacak olursa, bölgedeki Amerikalı askeri yetkililer, Sünni-Şii savaşını yatıştırma yolunda belli bir başarıya ulaşıldığı bir sırada, bu kez bir Kürt-Arap çatışmasıyla karşı karşıya kalmaktan endişeliler.
Kuzey Irak’taki Amerikalı komutan General Mark Hertling, Kürtlerin otoritelerini bu bölgelere yayma girişimlerinin “yapıcı olmadığını ve tansiyonu artırdığını” söylüyor. Buna karşılık, Kürtlerin “Genelkurmay Başkanı” Fuad Hüseyin peşmergelerin Diyala eyaletine Amerikan güçleriyle girdiklerini söylüyor.
ABD- Kürtleri terk edebilir
Başka bir ifadeyle, söz konusu bölgelerdeki peşmerge varlığı ile ABD’nin askeri varlığı arasında bir bağ kurmaya çalışıyor. Böylece Kürtlerin kime güvenerek bu bölgeleri ele geçirmeye çalıştıklarına dair bir ipucu da vermiş oluyor.
Ancak tam bu noktada Iraklı Kürtlerin Gürcistan’daki gelişmelerden ders çıkarmaları gerekiyor. Buradaki en önemli ders de ABD’ye güvenmenin ne kadar sağlıklı olduğu dersidir. Nitekim Gürcistan’da Saakaşvili’nin temel hatası da tam bu noktada oldu.
“Büyük görüntü”ye bakıldığında, bir Kürt-Arap çatışması çıkması halinde Washington’un bu aşamada illa da Kürtlerin yanında yer alacağına dair hiçbir garanti yok. Başka bir ifadeyle, ABD’nin, büyük çıkarlar uğruna, Kürtleri terk etmesi işten bile değil.
Zaten Kürtler de geçmişte Washington tarafından en kritik anlarında nasıl terk edildiklerini herhalde unutmuş değiller. Bu yüzden Kürtlerin bu son macerasının da ters tepme olasılığı yüksek.