Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu ziyaretten PKK konusunda bağlayıcı ve hemen yarın harekete geçilmesini sağlayacak bir sonuç bekleniyor idiyse bunun gerçekçi olmadığı ortada. Bağdat'taki siyasi karışıklık düşünüldüğünde, Maliki'nin bu açıdan kesin sözler vermesinin mümkün olmadığı görülür.Bu arada, Irak'ın bir "terör cehennemine" dönüştüğünü de unutmamak gerekir. Kendi evindeki yangını söndüremeyen birisinden -evinden sıçrayan kıvılcımlarla besleniyor olsa bile- komşunun yangınına yetişmesini beklemek gerçekçi değil. Diplomatlarımız, elbette ki, Irak Başbakanı Nuri el Maliki'nin Ankara'ya yaptığı ziyaretin sonuçlarını başarılı olarak görüyorlar. Bazı gözlemciler ise bu ziyaretten "bir niyet beyanının ötesinde somut bir şeyin çıkmadığı"nı düşünüyorlar. Gerçek, her zamanki gibi, ikisinin ortasında bir yerde olsa gerek. Öte yandan, Maliki'nin heyetindeki üst düzey yetkililer, Irak'taki tüm unsurlar adına konuşarak, TSK'nın Kuzey Irak'a tek taraflı bir askeri operasyon düzenlemesini istemediklerini de açıkça söylediler. Özetle, ABD ve İran'ın da istemedikleri bu tür bir operasyon konusunda Türkiye'nin önünde bir "blok" duruyor. Ancak, tüm bunlara bakarak, Maliki ziyaretinin boş olduğunu söylemek de hatalı olur. Her şeyden önce PKK'nın tanımı konusunda Bağdat ile Ankara arasında en azından bir ortak anlayışa varıldığı görülüyor. Bu ortak tanım da "mutabakat muhtırasına" girmiş bulunuyor.Barzani tarafı bunu kabul eder veya etmez, o başka. Ama küçük bir adım olsa bile, Ankara açısından bu yine de bir ilerlemedir. Bunun kapsamlı bir terörizme karşı işbirliği anlaşmasına dönüştürülmesi için Türkiye yine de bir "diplomatik enstrüman" elde etmiş oldu. Iraklılar operasyon istemiyor Türkiye'nin tek taraflı bir sınır ötesi operasyonuna soğuk bakan ABD'nin, bu olasılığın önüne geçecek olan bu anlaşmanın imzalanması için baskı yapmasını beklemek ise gerçekçidir. Bu arada Kürtlerin, içinde Kürt temsilcilerin de bulunması nedeniyle Türkiye'nin boykot ettiğini iddia ettikleri "üçlü güvenlik mekanizması"nın da yeniden canlandırılması beklenebilir. Washington'un da bastırması durumunda Kürtlerin, aslında hiç de hoşlanmadıkları bu mekanizmanın çalışmasını engellemeleri kolay olmayacaktır. Bu sıraladıklarımız Kuzey Irak'taki PKK'ya karşı derhal harekete geçilmesini isteyenleri tabii ki memnun etmeyecektir. Fakat gidilebilecek başka bir gerçekçi yol da yoktur. Kaldı ki, tek taraflı bir sınır ötesi operasyonun ne getirip ne götüreceği de tam anlamıyla bilinmiyor. Kürtler hoşlanmıyor ama... Öte yandan Irak tarafının da bu ziyaretten tümüyle boş döndüğü söylenemez. İmzalanan "Mutabakat Muhtırası"nın bir maddesi, "Türkiye ile Irak, birbirinin iç işine karışmamaya dayalı iyi komşuluk ilişkilerini geliştirmeyi taahhüt eder" diyor.Bu maddenin Kürtler ve destekçileri tarafından, "Türkiye'nin de Irak'ın iç işi olan Kerkük meselesine karışmama taahhüdüne girdiği" şeklinde yorumlanacağı açık. Maliki'nin heyetindeki Kürt asıllı Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari de kendi halkına Türkiye'nin bu "niyet beyanını" götürebilecek.Maliki'nin ziyaretinin ardından akla ilk etapta gelenler bunlardır. sidiz@milliyet.com.tr Irak tarafı da boş dönmedi