Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Örneğin, Vatikan'daki Aziz Petrus Meydanı'nda çarşamba günü katıldığı genel kabul töreni sırasında yaptığı konuşmada, Sultanahmet Camii'nde gerçekleştirdiği ve şimdiden tarihe geçen "huzur duruşu"nu şu şekilde tarif etmiş:"O ibadet mekânında birkaç dakika duaya durduğum anda, tüm insanlığın merhametli babası, yerin ve göğün tek Rabbine yakardım. Tüm inananların, kendilerinin onun tarafından yaratıldıklarını hatırlamaları, gerçek kardeşliğin tanıkları olmaları için dua ettim."İnancımız ne olursa olsun, barıştan yana verilen bu güçlü mesajı takdirle karşılamak durumundayız. Geçmişte söylediklerini çok iyi anımsadığımız Papa'nın bu noktaya gelmek için hangi dağları aşmak zorunda kaldığını bilmemiz ise bu takdiri artırıyor. Orhan Pamuk, AB, Kıbrıs derken baş döndürücü gelişmeler yaşıyoruz. Bu arada, Papa 16. Benedictus'un Türkiye ziyaretinin uluslararası yankıları da sürüyor. Kendisi de ziyaretinin akabinde ilginç ve barıştan yana mesajlar vermeye devam ediyor. Başta korktuğumuz gibi çirkin yüzümüzü değil, güzel yüzümüzü gösterdiğimiz bu tarihi ziyaretin Türkiye açısından olumlu yankıları da devam ediyor. Ancak içerideki sığ kavgalardan kendilerini sıyıramayanlar, ziyaretle ilgili terslik arama çabalarını sürdürüyorlar.Bunu, Papa'nın Türkiye'nin AB üyeliğine destek verip vermediği konusunda yürütülen polemikte de görüyoruz. Türkiye aleyhtarı Hıristiyan Demokratlar gibi "ikincil kaynaklar"ın aktardıklarına inananlar, "Papa Türkiye'ye AB konusunda destek falan vermedi. Başbakan Erdoğan yalan söylüyor" diye ortaya çıkıyorlar.Oysa, bırakın Başbakanlık kaynaklarını, Köşk kaynakları dahi Papa'nın bu desteği verdiğini doğruluyorlar. Fakat, daha önemlisi, Vatikan'ın kendisi bunu doğruluyor. Papa'nın bu desteğinden rahatsız olan Avrupalı sağcıların yarattıkları spekülasyon üzerine resmi bir açıklama yapan Vatikan'ın sözcüsü Rahip Federico Lombardi, aynen şunları söyledi: Terslik arama çabaları sürüyor "Vatikan'ın, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda ne gücü ne de müdahale etme yetkisi var. Bu, kapsamı dışında bir konudur. Buna karşılık, diyalog yolunu ve ortak değerlerle ilkeler bazında Avrupa ile entegrasyonunu olumlu bir gelişme olarak görüp bunu teşvik etmektedir.""İkincil kaynaklar"a güvenenler bu açıklamayı ya kaçırdılar ya da hatırlamak işlerine gelmiyor. Bu nedenle, Papa'nın bu noktaya gelmiş olmasının ne denli büyük bir değişimi temsil ettiğini takdir edecek durumda da değiller.Hatırlatmamız gerekiyorsa, Papa 16. Benedictus, Kardinal Ratzinger olarak 2004'te yaptığı bir açıklamada, Türkiye'nin Avrupa ile "ebedi zıtlık" (permanent contrast) ilişkisi içinde olduğunu söylemiş ve AB üyeliğinin gerçekleşmesi halinde, bunun "tarihin akışına karşı çok ciddi bir hata" (a grave error against the tide of history) olacağını söylemişti.Görüldüğü gibi, sonunda Papa bile "hidayete erip" değişebiliyor, ama bizdeki saplantılı beyinler değişmiyor. sidiz@milliyet.com.tr Vatikan'ın görüşü olumlu