Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bilmeyenler için söyleyelim. 13 No.lu Protokol idamı cezasını savaş halinde bile yasaklıyor. Protokolü TBMM'de onaylatan hükümetin buna dayanarak, "İşlediği suçlar bilinmekle beraber, devrik Irak liderinin asılmasını ilke olarak desteklememiz mümkün değil" demesi gerekirdi.Ama yapamadı. Çünkü Türkiye'de yasalar değişse de, o yasaların işaret ettiği gelişmiş anlayış ve algılama yeteneğine ulaşmak kolay olmuyor. Saddam'ın asılmasına karşı olan AKP'lilerin bu görüşü de "gelişmiş anlayış ve algılama yeteneği"ne dayanmıyor. İdam cezasına karşı olduğum için Saddam Hüseyin'in asılmasına da karşıydım. İdam cezasını yasalarından kaldırmış, bu konuda Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu'nun 13 No.lu Protokolü'nü de onaylamış bir ülke olarak, Türkiye'nin de karşı olmasını beklerdim. Amerika ve İsrail'e kafa tutan biri olması Saddam'ı onların gözünde kahraman yapmaya yetiyor. İran'a karşı zamanında ABD'nin hevesli maşası olan Saddam'ın, Müslüman ülkelere ve halklara vahşice saldırarak on binlerce masum insanın hayatına mal olması ise umurlarında değil. Sonuçta hükümet, kâğıt üzerinde gerçekleştirdiği reformların ruhuna burada da uyamadı ve "Saddam'ın asılması Irak'ın iç işidir" diyerek meseleyi geçiştirdi. Saddam'ın asılmasını "demokrasinin zaferi" olarak tanımlayarak tarihin en garip açıklamalarından birini yapan Başkan Bush'u da böylece memnun etmiş oldu. Oysa Papalık dahi, "Bir suçun etkisi başka bir suçla giderilemez" diye bu idama karşı çıkıp "ilkesel tutarlılığı"nı ortaya koyabildi. Avrupa ise bu idama zaten ağırlıklı olarak karşıydı. Washington'da bazıları bu idamla Irak'ın şimdi durulacağına inanıyor. Radyodan halka seslenen Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin saf saf, "Artık barış ve refah araba bombasıyla intihar saldırısının yerini alacak" demesi de kuşkusuz bu görüşün ortaya çıkmasında etkin oldu. Türkiye Bush'u memnun etti Fakat Saddam'ın asılması Irak'taki mevcut durumu fazla değiştirmeyecek. Zira Amerikan işgaliyle devreye giren dinamikler, Washington'u olduğu kadar, Saddam'ı da fazlasıyla aşmıştı. O artık farklı bir dönem ve farklı bir dünyanın suçlu lideriydi. Başka bir ifadeyle, Saddam'ın idam edilmemesinin olumsuz bir sonuç getirme olasılığı da pek kalmamıştı. Kendisi müebbet hapis cezasına çarptırılarak toplumdan uzak bir yerde tutulabilir, suçları da gerçek demokrasi yolunda ilerleyen Irak'ta "ibret" olarak öğretilebilirdi.Fakat Saddam, "Hammurabi Yasaları"na göre asıldı. Kendisinin de zamanında bu yasaları fazlasıyla kullanmış olması ise durumu değiştirmiyor. Zira insanlığa karşı defalarca suç işlemiş biri olarak onun bunu yapmış olması doğaldır. Ama kendilerini uygar sayan toplumlar bunu yapamaz. Başkan Bush'un ve Amerika'da onu destekleyenlerin açıklamaları ise ABD gibi sözde gelişmiş olan bir ülkenin bile uygarlığın tüm nimetlerinden daha yararlanamadığını ortaya koyuyor. Uzun lafın kısası, Saddam'ın idamı konusunda Türkiye çok daha ilkeli davranıp farkını ortaya koyabilirdi, ama yapamadı. sidiz@milliyet.com.tr Türkiye farkını gösterebilirdi