Aralarında, şu anda hapiste olan Bosnalı Sırp liderlerden Biljana Plavsiç gibi, bundan dolayı vicdan azabı çekenler olsa bile, Sırplar bu konuda hâlâ gerçek bir ahlak muhasebesi yapmış değiller. Bunun yerine, "Büyük acılar çekmiş olan bizim gibi soylu bir milletin bu suçları işlemiş olması imkânsız" noktasından hareketle, "toplu inkâr" içindeler. Önemli bir kısmı ise hâlâ "Sırpların Avrupa'yı Müslümanlık tehdidinden kurtardığına, ancak bunun için nankör Avrupalılardan takdir görmediklerine" inanıyor. Oysa, Lahey'deki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nde soykırım suçuyla yargılanan Slobodan Miloseviç'in duruşması sırasında, kısa bir süre önce, delil olarak ortaya konan bir bant kaydı bu insanlık dışı cinayetlerin nasıl işlendiğini cümle âleme gösterdi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül bugün Bosna'da hüzünlü bir törene katılıyor. "Her şey vatan için" güdüsüyle insanlıklarını askıya alarak "patolojik milliyetçiliğin" en çarpıcı örneğini veren Sırplar, bundan 10 yıl önce Srebreniça'da binlerce Müslüman Boşnak yetişkin erkek ile delikanlıyı göz kırpmadan acımasızca katletmişlerdi. Bandın, kendilerine "Akrep" diyen özel tim mensupları tarafından çekilmiş olması ise, ki herhalde bunu defalarca izleyerek ne iyi ettiklerini kahkahalar arasında konuşmuşlardır, "patolojik milliyetçiliğin" hangi boyutlara erişebileceğini sergilemeye yetiyor. Birçok Sırp'ın hâlâ "mizansen" diyerek reddettiği bu bant, henüz bıyıkları bitmemiş olan çocuk yaşındaki korumasız genç Boşnak erkeklerin "Sırplık" adına nasıl yargısız infaz yoluyla yok edildiklerini açıkça ortaya koyuyor. O kadar ki, mevcut Belgrad yönetimi bile sonunda utanarak, "suçluları yakalama oyunu"nu oynama ihtiyacını duydu. "Yakalama oyunu" diyoruz, çünkü tutuklanan "Akrepler"in çoğu daha sonra, "delil yetersizliği" nedeniyle serbest bırakıldı. En azılılarının kaçmalarına ise göz yumuldu. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa'da yaşanan en büyük kitle katliamı olan Srebreniça toplu cinayetinde yakınlarını kaybetmiş olan anneler ve kız kardeşler bu yüzden hâlâ huzura kavuşabilmiş değiller. Kavuşamazlar da. Sevdiklerinin yok edilmesini emreden Radovan Karadziç ile "General" Ratko Mladiç bugün hâlâ -uygar dünya ile alay edercesine- ellerini kollarını sallayarak Bosnalı Sırpların başkenti Pale ile Belgrad arasında mekik dokuyorlar. Lahey'deki mahkemenin yetkilileri, bunu bir yerlerden destek görmeden yapamayacaklarına işaret ediyorlar. Belgrad yönetiminin "Yakalanmaları için elimizden geleni yapıyoruz" açıklamalarını ise inandırıcı bulmuyorlar. 'Suçluları yakalama oyunu' İşin gerçeği şu ki, Karadziç, Mladiç ve "Akrepler"i Sırpların büyük bölümü tarafından hâlâ "kahraman" olarak görülüyorlar. Tıpkı Lahey'de hesap veren Miloseviç gibi. Aynı Sırpların, "Sırp katili" Hırvat "General" Ante Gotovina'nın milliyetçi Hırvatlar tarafından "kahraman" olarak görülmesini "anlayamamaları" ise tabii ki bir çelişki. Daha birkaç gün önce, Srebreniça'da bugün yapılacak tören alanına önceden yerleştirilmiş patlayıcıların bulunmasına gelince, bu da patolojik milliyetçiliğin "gözü dönmüşlük" halinin hâlâ nasıl sürdüğünü ortaya koyuyor.Srebreniça'da gerçekten çok hüzünlü olan bir tören yapılacak bugün. Ancak, bu herkes için hüzünlü olduğu kadar düşündürücü bir tören olmalı. Bosna Savaşı sırasında Avrupa'nın gösterdiği kaypaklıktan tutun -ki Hollandalı sözde "koruyucuların" Srebreniça'da insanlık adına gösterdikleri "büyük kahramanlık" tarihe geçti bile- korumasız genç erkeklerin acımasızca kurşuna dizilmelerine olanak sağlayan sapık ruh haline kadar birçok konuda düşündürmeli bizi bu tören. semihi@cnnturk.com.tr Hüzünlü bir tören