Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Türkiye’nin ülkesi ile İsrail arasında aracılık yaptığını, hatta İsrail’in işgal ettiği Golan Tepeleri’ni terk etmeye hazır olduğuna dair işaretler verdiğini açıklayınca buna inanmakta zorlandım.
Açıkçası, Esad’ın sözlerini, Golan’ı terk etme konusunda bugüne kadar herhangi bir taahhüde girmeyen İsrail’i uluslararası arenada zorda bırakmayı hedefleyen bir manevra olarak gördüm. Ancak, Türkiye’nin, İsrail ile Suriye’yi bir araya getirmek için çalıştığı hem Dışişleri Bakanı Babacan hem de Başbakan Erdoğan tarafından doğrulanınca işin rengi değişti.
Bu açıklamalar ışığında, bunun Türkiye’nin Ortadoğu’da ilk kez ciddi bir role soyunması anlamına geldiğini söyleyebiliriz. Ankara daha önce “hızlandırıcı” veya “kolaylaştırıcı” (facilitator) gibi roller oynadı, ama hiçbir zaman kelimenin tam anlamıyla “aracılık” yapmadı.
Suriye’nin derdi Golan
Onun için, Ortadoğu’nun en çetrefil meselelerinden birinin çözümünü sağlayabilirse bunun çok büyük uluslararası itibar getireceği aşikâr. Fakat bunu yapabilir mi? Esas soru budur.
Ortadoğu sorunu konusunda hep aynı şeyi söylerim. Sorunun çözümü temel konulara bakıyor. 1967 sınırları, Filistinli mültecilerin geleceği, İsrail’de süren ve yayılmacı bir “master plan”ın temelini oluşturan yasadışı Yahudi yerleşimlerinin durdurulması ve yıkılması gibi.
İsrail bu konularda adım atmaya hazır olduğunu bugüne kadar göstermemiştir. Filistinli teröristlerin gerçekleştirdikleri ölümcül saldırıları ise dünya kamuoyunun dikkatlerini bu temel konulardan uzaklaştırmak amacıyla başarıyla kullanmıştır.
Filistinli teröristleri bu yüzden anlamak gerçekten güç. Bu saldırılarla insanlığa karşı suç işlemekle kalmıyorlar, kendi haklı davalarına da zarar veriyorlar. Ama bu başka bir yazının konusudur. Burada Suriye’den söz ediyoruz. Bu konuda da söylediğimiz hep şu olmuştur:
İsrail bugün, güvenliğini teminat altına alarak, Golan’ı Suriye’ye iade edecek olsa, Şam’ın Batı’nın en sadık dostlarından biri olması işten bile değil. Çünkü tek derdi Golan’ı geri almaktır.
Unutmayalım, birinci Körfez Savaşı’nda Suriyeli askerler Amerikalı askerlerle yan yana Irak’a karşı savaştılar. Ayrıca Şam’da bugün, büyükelçi olmasa da ABD Büyükelçiliği var. Yani diplomatik ilişkiler kesilmiş değil.
Misyonun başarılması zor
Özetle, Suriye’yi “hizaya getirmek” aslında ABD için çok basit. Golan sorunu çözülürse arkası gelecektir. Kısacası, kilit Golan’dır. Ama İsrail Golan’dan vazgeçmeyecektir, çünkü sadece Golan’daki yerleşimciler için değil, İsrail’i ele geçirmiş olan sağcılar için de burası “kurtarılmış topraklardır.” Onun için İsrail bu toprakların iade edilmemesi için elinden geleni yapacaktır.
Türkiye gene de bu sorunları aşıp bir çözüm sağlayabilirse, yukarıda da dediğimiz gibi, uluslararası profilini inanılmayacak derecede yükseltmiş olacaktır. Ancak Ortadoğu sorunu deyince insan istemese de aşırı derecede şüpheci oluyor.
Onun için, ne kadar iyi niyetli olursa olsun, Ankara’nın bu misyonunda başarılı olması çok zor görünüyor.