"Ermeni tasarıları" diyoruz zira sorun sadece Temsilciler Meclisi ile yaşanmıyor. Aynısı olmasa da benzeri bir tasarı, Türk karşıtı olan ve başkanlığa adaylığını koymuş bulunan Senatör Joseph Biden tarafından Senato'da sunulmuş bulunuyor. Amerikalı yetkililer, Senato'daki tasarıyı önlemenin Temsilciler Meclisi'ndekini önlemekten nispeten daha kolay olduğunu belirtiyorlar. Bu yazıyı okuduğunuz sıralarda Senato'daki tasarının akıbeti büyük olasılıkla anlaşılmış olacak. Bu nedenle söz konusu yetkililerin ne denli haklı olduklarını da görmüş olacağız. Amerikan-Türk Konseyi'nin (ATC) yıllık toplantısında bir konuşma yapmak ve bize layık gördükleri ödülü almak için davet edildiğimiz Washington'da bulunuyoruz. Türk-Amerikan ilişkilerinin ele alındığı ATC toplantısı bu yıl Ermeni tasarılarının ağır gölgesi altında geçiyor. Bazıları, Senato'daki tasarı geçerse, Temsilciler Meclisi'ndeki çok daha ağır olan tasarının önünün açılacağını belirtiyorlar. Diğerleri ise Kongre'nin şimdilik sadece Senato'daki tasarıyla yetinebileceğini söylüyorlar. Aslında kimse, tam olarak ne olacağını bilmiyor. Bu arada, Irak için ek tahsisat konusunda Kongre'deki Demokratlar ile Başkan Bush arasında büyüyen kavganın da bu konuya yansıyabileceğini söyleyenler var. Bush yönetimi Ermeni tasarılarının geçmesini engellemeye çalışırken, Kongre'yi ele geçirmiş olan Demokratlar da "Tarihi fırsat yakalandı" diye tüm ağırlıklarını bu tasarılardan yana kullanıyorlar. Kısacası, tarafların bu konuda da bir "inatlaşmaya" gidebilecekleri belirtiliyor. Taraflar inatlaşmaya gidebilir İster Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, ister Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun, ister TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, ister Türk-Amerikan İş Konseyi Başkanı Ferit Şahenk olsun, burada kürsüyü alan hemen hemen her Türk askeri veya sivil yetkili bu tasarının geçmesinin Türk-Amerikan ilişkilerini fena halde zedeleyeceğini vurguluyorlar.Özetle, Türkiye, gayet açık bir şekilde, bu işin "geçiştirilemeyeceğini", Ermeni tasarılarının geçmesi halinde bunun bazı konularda kopuş noktasına varan olumsuzluklara neden olacağını belirtiyor. Zaten şu anda vahim şekilde Amerikan aleyhtarı olan Türk kamuoyunda yükselecek olan infial dalgası da bunu adeta garantiliyor. Bir seçim yılında olmamız ise bu konunun iç siyasetin başlıca malzemelerinden biri haline gelmesini ise kaçınılmaz kılıyor. Kopuş noktası Uzun lafın kısası, Irak'la ilgili gelişmeler nedeniyle zaten içinden kolay çıkılamayan sorunların yaşandığı Türk-Amerikan ilişkileri için ufukta çok ciddi "türbülans" görülüyor.ATC'nin yıllık toplantısına her iki taraftan katılan yetkililerin bu olumsuz görüntüyü dağıtmak amacıyla Türk-Amerikan ilişkilerinin önemine dair sarf ettikleri güzel sözlerin ise bu durumda havada kalacağı aşikâr. İşin belki daha da vahim olan boyutu, ABD Kongresi'ndeki bu tasarıların geçmesi halinde Türkiye ile Batı arasındaki ilişkinin de darbe yiyecek olmasıdır. Zira Türkiye'de sadece Amerikan aleyhtarlığı değil, Batı aleyhtarlığı da yükselişe geçmiş bulunuyor. sidiz@milliyet.com.tr Ufuktaki 'türbülans'