Senim Tanay Karakuş

Bazı insanlar günde birkaç fincan kahveyi sorunsuz bir şekilde bitirebilirken, kahve içmek bazıları için artan kaygı, mide ekşimesi veya uyku bozuklukları demektir. Bu nedenle (veya sadece artık kafeine bu kadar bağımlı olmak istemedikleri için) bazı insanlar sabah kahvelerini bırakmayı tercih edebilir. Peki geri kalanlarımızda kahveyi azaltmalı ya da bırakmalı mı? Beslenme uzmanları bakın ne diyor.

Kahveyi bırakmanın potansiyel faydalarına girmeden önce, birkaç şeyi açıklığa kavuşturalım. Çoğu durumda, kahve bitkisinin kavrulmuş ve öğütülmüş tohumlarından yapılan içecek kafein içerse de, B vitamini ve magnezyum gibi besin maddelerinin yanı sıra diğer bitki kimyasallarını da içerir. Binghamton Üniversitesi sağlık ve zindelik çalışmaları bölümünde doçent olan Lina Begdache, "Kahve çekirdeği çeşitli polifenoller ve antioksidanlar açısından zengindir" diyor. 

Başka bir deyişle, bazı kişilerin kahveyi bırakmayı veya azaltmayı düşünmesinin geçerli nedenleri olsa da sevilen içeceğin sağlık

Aralıklı oruçla zayıflamak, sağlığına kavuşmak isteyenler çok dikkatli olmalı. Yapılan yeni araştırmaya göre aralıklı orucun inceliklerini bilmek ve ona göre uygulamak daha hızlı verim almayı sağlıyor ve sanılanın aksine aralıklı oruç herkes için ideal değil. 

Arizona Devlet Üniversitesi'nde yapılan yeni bir araştırmaya göre, protein tüketimini gün boyunca eşit aralıklarla dağıtan protein temposu uygulamak ve yemeyi belirli zamanlarla sınırlandıran aralıklı oruç tutmak, yalnızca kalorileri kısıtlamaktan ziyade bağırsak sağlığı, kilo kaybı ve metabolik tepkiler için de oldukça iyi.

Aşırı kilolu veya obez olan 27 kadın ve 14 erkek iki gruba ayrıldı: bir grup kalp açısından sağlıklı, kalorisi kısıtlı bir diyet uygularken diğer grup aralıklı oruç ve protein temposunu içeren kalorisi kısıtlı bir plan izledi. Her iki grup da ağırlıkları, vücut kompozisyonları, bağırsak bakterileri ve metabolik sağlıklarındaki değişiklikler açısından sekiz hafta boyunca izlendi.

Aralıklı oruç ve protein tempolu diyeti uygulayan katılımcıların bağırsak şikayetleriı önemli

Viral enfeksiyonlar ve soğuk algınlığı üzerinde yapılan bir araştırma yetkilileri çok farklı bir etmene götürdü: Mutfak lavaboları. Uzmanlara göre, uzun süren öksürüğün, soğuk algınlığının ve hatta kulak enfeksiyonunun sebebi lavabolarınızda biriken pislik olabilir.

İngiltere'deki Plumbworld'ün stratejik kaynak bulma başkanı Eleanor Potte, "Eğer lavabolar gerektiği şekilde temizlenmezse tıkaçlar pislikle dolar. Tıkanıklıklar yalnızca borularınıza zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda ailenizi ve sizi rahatsız edebilir" açıklamasında bulundu.

Mutfak ve banyo lavabolarınızda saç ve kir birikmesi, bakterilerle dolu jel yapılı bir biyofilmin oluşmasına neden olur. Biyofilm, sıhhi tesisat armatürlerinizde ve evinizdeki diğer nemli yerlerde ortaya çıkan yapışkan bir maddedir. Üstelik biyofilm sadece kötü kokmakla kalmıyor aynı zamanda oldukça da tehlikeli. Listeria, salmonella, E.Coli, MRSA ve Lejyoner enfeksiyonlarına yol açıyor.

Mutfak lavabosunda yıkanan et ürünleri sebze meyveler, başka atıklar biyofilm oluşumuna sebep olur. Giderler tıkandığında

Sıcak bir yaz gününde dolaptan aldığınız soğuk bir içeceği açmak için için can attığınızda veya uzun süredir sakladığınız konserveyi açmaya hazırlandığınızda acele etmek doğru bir hareket olmayabilir. Çünkü elinizdeki şişenin ya da konservenin kapağını açmayı unuttuğunuzda bu sizin için risk oluşturacak durumlara neden olabilir. Yiyecek ve içecek kutuları, onları en yakın marketten alana kadar uzun bir yol kat eder ve bu sırada kirlilik ambalajlarını tehlikeli hale getirebilir.

Bazı araştırmalara göre bu konservelerin üzerinde bulunan toz ve kirler önemli rahatsızlıklara neden olabilir ve tozlanan ürünlerin temizlenmeden tüketilmemesi tavsiye edilir. Örneğin bacillus cereus bakterisi insanlarda bulaştığında ishale, karın kramplarına ve hatta kusmaya neden olabilir. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre bu böcekler dizanteri, mide-bağırsak iltihabı, ishal, tifo, kangren ve cüzzam gibi hastalıkların yaygın yayıcılarıdır. Bunlardan kaçınmanın en iyi yolu ise kutuları açmadan önce sabun ve suyla yıkamaktır.

Kutuların

Bazen yemek yedikten kısa süre sonra kendimizi hala aç hissediyor olabiliriz. Aslında burada sorun yediğiniz yemeğin miktarından çok içeriğidir. Pek çok yiyecek, hatta sağlıklı olanlar bile belirli protein veya liflerden yoksundur. Bu nedenle aslında aç hissetmenize neden olurlar. Öte yandan basit bir değişiklik, hatta en sevdiğiniz yiyecekleri farklı bir şekilde hazırlamak bile tam tersi bir etki yaratabilir. İşte uzmanların önerileri:

Patates kızartması, tokluk hissini azaltan trans yağlar ve tuzlarla doludur. Ancak bu, patateslerin tadını çıkaramayacağınız anlamına gelmez. Onları haşlamanız yeterlidir. Bu şekilde lif gibi çalışan, açlığı gideren ve daha az kalori almanızı sağlayan dirençli nişastanın ve daha fazla vitaminin tadını çıkarırsınız.

İçtiğiniz bir bardak portakal suyunun sizi her gün biraz daha sağlıklı hale getirdiğini düşünebilirsiniz ancak bu aslında sizi acıktırabilir. Bunun nedeni meyvenin onu bu kadar doyurucu kılan önemli bir parçası olan lif eksikliğidir. Ayrıca bu içecek kan şekerinizi yükseltebilir, bayılmanıza neden olabilir ve

Süt harika bir besin kaynağıdır, kemikleriniz için sağlıklıdır ve uyumadan önce içerseniz daha da fazla faydası vardır. Örneğin daha hızlı uykuya dalmanıza, gecenin ortasında uyanmadan sağlıklı bir şekilde uyumanıza ve hatta kilo vermenize yardımcı olabilir.

İnsanlar ve hayvanlar üzerinde yapılan çeşitli araştırmalar, süt içmenin daha iyi uykuya yol açabileceğini göstermiştir. Süt , daha kolay ve daha hızlı uykuya dalmanıza yardımcı olabilecek triptofan ve melatonin içerir. Triptofan serotonin üretiminde önemli bir rol oynar, bu da ruh halinizi yükseltir, rahatlamanıza yardımcı olabilir ve aynı zamanda melatoninin öncüsü olarak da hareket eder. Melatonin sirkadiyen ritminizi düzenlemenize yardımcı olur ve sizi uykuya hazırlar. Araştırmalar melatonin ve triptofan takviyeleri almanın uyku sırasında kötüleşebilecek kaygı ve depresyonu azaltabileceğini göstermiştir.

Akşam yemeğini yatmadan önce çok erken yerseniz, gece boyunca uyumakta zorluk çekebilirsiniz. Gece yarısı mideniz açlıktan guruldadığı için uyanmak istemiyorsanız

Yemeğinizi çiğnemeniz daha uzun sürerse, onu bitirmeniz de daha uzun sürecektir, bu da daha az yemek yiyeceğiniz anlamına gelir ve beyniniz size doyduğunuzu söyler. Sadece bu da değil, eğer kilo almaktan kaçınıyorsanız ve iştahınızı kontrol etmeye çalışıyorsanız, yavaş yemek ve dikkatli çiğnemek de size yardımcı olabilir. Ayrıca metabolizmanızı hızlandırabilir, aşırı yemeyi önleyebilir ve karnınızdaki kan dolaşımını hızlandırabilir.

Çiğneme aslında hafıza ve genel bilişsel yetenekle ilgilidir. Beyninize giden kan akışını ve oksijeni artırır, böylece daha iyi bir zihinsel performans elde edilir. Yavaş ve uzun süreli çiğneyen insanlar daha iyi dikkat, uyanıklık, problem çözme, bilgi edinme, karar verme becerilerine sahip olur. Hızlı ve kısa süreli çiğneyen kişiler kelime dağarcığı, hafıza ve genel olarak öğrenme konusunda zorluklar yaşayabilir.

Hızlı çiğneyip yutarsanız, sindirim sisteminiz dengesizleşebilir ve vücudunuz yiyecekleri gerektiği gibi parçalamayabilir. Bu asit reflü, kramp, şişkinlik ve daha fazlasına neden olabilir.

Çiğneme, stres hormonunu

Havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte kıyafet değiştirme sıklığımız artmaya başladı. Ancak üzerimize giydiklerimiz dışırıdan bakıldığında temiz görünüp kokmasa bile gizli tehlikelerle kaplı!

Her gün çamaşır yıkamak yorucu görünebilir ancak sırtınızdaki veya göğsünüzdeki sivilcelerle mücadele ediyorsanız kıyafetlerinizi her gün değiştirmeyi düşünebilirsiniz. Kirli giysiler, ter ve bakterileri toplayarak vücut tüylerinin yoğun olduğu bölgelere aktarılır ve gözeneklerin tıkanmasına neden olur. Ter, ölü cilt hücreleriyle birleştiğinde sırtınız, uyluklarınız ve hatta kalçalarınız da dahil olmak üzere vücudunuzun hemen hemen her yerinde tahrişe ve sivilceye neden olabilir.

Kıyafetleriniz koltuk altı teri gibi kokularla temas ediyor. Mikroplar ve bakteriler teri sever ve bu ikisinin kombinasyonu hoş olmayan vücut kokusuna yol açar. Bu da sizi günlük hayatta zor durumda bırakabilir.

Bütün gün kendi vücut yağlarınıza ve bakterilerinize maruz kalmak kulağa kötü geliyor olabilir. Ancak diğer insanların