12 Eylül günü Apple yeni merkezinde yeni iPhone modellerini tanıttı. Birçok özellik haftalar öncesinden basına sızsa da lanse edilenler oldukça etkileyici teknolojilerin habercisi niteliğindeydi. Bu özelliklerden girişimcileri etkileyenlerin üzerinden tek tek geçelim.
FaceID
FaceID parmak izi yerine yüz tanımak için eklenen bir çok donanım ile kimlik doğrulama amaçlı kullanılacak. Makine öğrenimi, yüzünüzdeki 30 binden fazla nokta ile tanımlama, yüz haritanızın çıkarılması, infrared kamera gibi bir çok teknoloji sayesinde şifre veya parmak izi olmadan telefonunuzu açabilecek, uygulama indirebilecek, ödeme yapabileceksiniz. Hatta tanıtımda yüzünüzü tanıyarak bir çizgi karekterin yüz ifadelerinizi taklit etmesini bile sağlayabileceksiniz. Bu tip yüz tanıma ile ilgili kimlik doğrulama konusunda ülkemizde de daha önce adımlar atılmıştı. (Yapı Kredi Göz - ID ile mobil uygulamaya giriş sağlıyordu)
Peki bu teknoloji ile neler yapılabilir ? Reklam şirketleri reklam sırasındaki yüz ifadelerini (Apple’ın izin verdiği düzeyde) inceleyip ilgili reklamda insanların ne kadarı gülüyor, ne kadarı üzülüyor, ne kadarı sıkılıyor, ne kadarı kızıyor görebilir. Bu da reklamcılar için yeni performans
Startups.watch verilerine göre Ağustos ayında Türkiye’deki girişimler yaklaşık 1.9 milyon dolar yatırım aldı. Bu miktar geçen seneki 7.8 milyon dolarlık Ağustos 2016 miktarının oldukça altında. Geçtiğimiz sene 14 erken dönem yatırım turu gerçekleşmişti, bu sene ise bu adet beşe düştü.
Yatırım alan girişimler şunlar: App Samurai, FineDine, Garaj Sepeti, Sweaters, TeamSQL. Dilerseniz bu girişimleri yakından tanıyalım.
App Samurai mobil uygulamalar için self-servis reklamlar platformu. Ankara’da kurulan girişim Webrazzi’nin haberine göre gelirlerinin %75’ini yurt dışından elde ediyor. Global bir girişim olma yolunda ilerleyen girişim Almanya’da da uluslararası bir hızlandırma programına seçilmişti. App Samurai’ye yatırım yapanlar
FineDine restoranlar için menü ve sipariş yönetimi için tabletler üzerinden kullanılan bir uygulama. Aylık ve yıllık paketlerle restoranlar FineDine’a üye olup menülerini görsel ve içeriksel zenginlikle müşterilerine sunabiliyorlar. FineDine Duygu Kutluoğlu Kılıç ve Adil Burak Kılıç tarafından kurulmuş ve şimdi hedefleri Amerika’da büyümek. Yatırımı yapan ise Monitise MEA’dan tanıdığımız Fırat İşbecer.
Garaj Sepeti otomotiv sektöründe sürücü ve iş yerlerine özel
Crunchbase'in Nisan ayında yayınladığı rapora göre tüm dünyada startup ekosisteminde kadın girişimcilerin oranı %17 civarında. Bu oran 2009 ve 2011 arasında büyük bir değişimle %9’dan %14’lere yükselmiş, sonrasında ise 6 yıldır çok bir değişim göstermemiş. Erkek egemen bir girişim ekosistemini hiç kimse istemez fakat oranların son yıllarda pek bir değişim göstermemesi de bunun için bir çaba, pozitif ayrımcılık yapılmadığını gösteriyor.
Türkiye’de startups.watch verilerine göre ise girişim ekosisteminde kadın girişimcilerin oranı %15 civarında. Yani dünya ortalamasının 2 puan altındayız.
Yatırım adedi olarak bakarsak, 2017 yılında Türkiye’de yatırım alan 71 girişimin 15’inde kadın girişimciler var. Yani %21 civarında bir oran çıkıyor karşımıza. Yatırım tutarı olarak baktığımızda ise kadın girişimcilerin olduğu girişimler 2017 yılında $6.6M yatırım almış. Toplam yatırım miktarı ise $42.6M. Yani toplam yatırım miktarının %15’ini kadın girişimciler toplamış.
Türkiye’de bu sene yatırım alan kadın girişimcilerin girişimlerinden en çok dikkat çekenleri ise şunlar : ACLteslim, ButikGez, Dolap, FineDine, Letz, Manibux, ModaCruz, Paym.es, Poltio, Qumpara, Reztoran, RS Research, Insider,
Fikriniz var, ailenizden de aldığınız parayla veya biriktirdiğiniz parayla hayata da geçirdiniz, büyüttünüz diyelim. Buna kendi yağıyla kavrulan "bootstrap" girişimler deniyor. Genelde hem paranın kaynağının hem fikir sahibinin aynı kişi olma olasılığı düşük olduğu için 2000'li yılların başlarında çok fazla başarılı girişim görmedik. Türkiye'de Yemeksepeti, Sahibinden, GittiGidiyor ve Mackolik gibi örnekler bu tip girişimlere örnek olarak gösterebileceğimiz girişimlerden bazıları.
2010'lı yıllardan itibaren özellikle Türkiye'de melek yatırım, girişim sermayesi kavramları en sık duyduğumuz kavramlar oldu. Girişimcisiniz, ürününüzü hayata geçirdiniz, müşterileriniz ürününüzü sevdi ve büyümeye başladınız diyelim. Bu aşamada melek yatırımcılara, melek yatırım ağlarına gidiyorsunuz ve %10-25 arası bir pay karşılığı 500.000 dolara kadar bir yatırım alıp daha da büyümeye çalışıyorsunuz. Bu aşamaya tohum aşaması deniyor. Türkiye'de Hazine Müsteşarlığının en son çeyrek raporuna göre 424 akredite melek yatırımcı var. Yani bu 424 kişiye gidip tohum yatırım isteyebiliyorsunuz. Tohum aşamasını geçtiniz, artık ücretli olarak ürününüzü kullanan sayısı da artmaya başladı diyelim. Bu aşamada
Startup kavramını son yıllarda epeyce duymuşsunuzdur. Belirsiz bir ortamda ölçeklenebilir bir iş modeli peşinde koşan geçici organizasyonlara startup deniyor. Direkt olarak Türkçe karşılığı yok. Ben de bazen “dijital girişimcilik” diyorum fakat birebir karşılığı değil. Kurumlar da son yıllarda “startuplar tehdit midir? Onlarla ne tip bir ilişkimiz olmalı?” sorusunu çok soruyorlar. Bu konuda büyük firmalarla çalışan Core Strateji kurucusu ve aynı zamanda yakın arkadaşım olan İhsan Elgin ile kurumların startuplarla ilişkisini masaya yatırdık.
<#comment>#comment>
Kurumların girişimciliğe ilgisi neden arttı?
Elgin: Kurumlarda büyüyen girişimcilik algısının birçok sebebi var. Teknolojiye adapte olmak, yeni müşterilere erişmek, ürün gamını geliştirmek bu sebeplerden sadece birkaçı. Tüm bu faktörler arasında listenin başını çeken esas nokta ise, gün geçtikçe derinleşen rekabet dinamikleri. Geçtiğimiz dönemlerde kurumlar, sadece kendi sektöründeki oyuncular ile bire bir rekabet içerisindeyken, bugün özellikle teknoloji kullanımı ile yaygınlaşan ve benim “olağan dışı şüpheliler” olarak adlandırdığım sektör dışı rakiplerden bahsediyoruz. Google, Intel, Salesforce gibi teknoloji devlerinin finansal çözümlere
Geçtiğimiz Temmuz ayında bir önceki sene aynı aya göre girişimlere yapılan yatırımlar %63 oranında düştü. 2016 yılında 6.4 milyon dolar yatırım yapılmıştı, bu sene ise bu rakam 2.37 milyon dolarda kaldı. Adet olarak da geçen sene Temmuz ayında 10 girişime yatırım yapılmıştı, bu sene bu rakam 5’te kaldı. Yatırım süreci bazen aylar sürdüğü için (sözleşme, hukuksal onaylar, ticaret sicil değişiklikler) aslında ay ay bakmak her ne kadar gerekli olsa da bizi yanıltabilir. 1-2 günlük bir gecikme ile Ağustos ayına sarkmış yatırımlar olabilir. Bunu da göz ardı etmemek gerekiyor.
İlk yedi aya baktığımızda ise Türkiye’de 67 girişime erken aşamada 41.2 milyon dolar yatırım yapılmış. Geçen sene de ilk yedi ayda gerçekleşen yatırım miktarı 67 adetti. Bu hem iyi hem kötü. Geçen senenin altında kalmaması açısından iyi, daha yukarıda bir rakam olmadığı için kötü. Geçen haftaki yazımda da söylediğim gibi yine en çok yatırım tohum aşamasında gerçekeşti. Yani yeni gelir elde etmeye başlamış, büyüme aşamasındaki girişimler yatırım bulmakta zorlanmamış. Seri A, B, C diye adlandırılan Girişim Sermeyesi (VC) firmalarının da dahil olduğu yatırım sayısı ise oldukça az.
Temmuz ayında yatırım alan
“2017’nin ilk yarısındaki en büyük iki yatırım iyzico ve Evtiko’ydu." Iyzico finansal teknoloji alanında bir girişim ve bu sene yatırımcılardan 15 milyon dolar yatırım aldı. Evtiko ise emlak teknolojileri alanında bir girişim bu sene 4 milyon dolar yatırım aldı. Peki bu iki girişimin ortak yönleri neler ?
İyzico
İyzico’nun kurucularından Barbaros Özbugutu Almanya’da 10 yıldan fazla süre kurumsal firmalarda görev almış ve en son finansal teknoloji firması Klarna’da çalışmış. En son çalıştığı yerde öğrendiği sektör ile ilgili Türkiye’ye geri dönüp İyzico’yu kurmuş.
Evtiko
Evtiko’nun kurucusu Markafoni’den tanıdığımız Sina Afra. Almanya’da yıllarca çalıştıktan sonra 2008 yılında Türkiye’ye dönmüş ve en son çalıştığı işteki tecrübesini de kullanarak yine aynı sektörde fakat inovatif bir fikirle Markafoni’yi kurmuş. Markafoni’nin bağlı olduğu şirketler grubunu kısa bir sürede 200 milyon doların üzerinde bir fiyata sattıktan sonra bu sefer Evtiko ile karşımıza çıktı.
2017’nin ilk yarısının en büyük iki yatırım alan iki girişimcisine de baktığımızda ikisi de Almanya’da kurumsal tercübe kazanmış, bildikleri sektörlerde girişimci olmuşlar, Türkiye’ye dönüp iş yapmayı tercih etmişler. Sina