MİT yasa teklifini anayasa değişikliklerini de gerektiren bazı köklü düzenlemeleri içeren yeni tasarılar da izleyebilir. Teklifteki asıl amaç ise teşkilatın 17 Aralık süreciyle kendini çok ağır biçimde gösteren acil ihtiyaçlarını karşılamak...
Güvenlik bürokrasisi, dinleme konusunda da ilerleyen dönemde bambaşka bir modelde odaklanıyor. Bundan kasıt, Ankara’da MİT’in kullanacağı ve ‘irtibat merkezi’ olarak nitelenen, istihbari dinlemeleri yapacak bir merkez
Önce bazı olayları sıralayalım: Reyhanlı patlaması öncesi istihbaratın, bombalı araçların plakalarını vermesine rağmen harekete geçilmemesi, Paris’te 3 PKK’lı kadının öldürülmesine ilişkin olarak ortaya dökülen, olayı MİT’le ilişkilendiren belgeler, MİT görevlileri kontrolündeki TIR’lara yönelik baskınlar, yasadışı telefon dinlemeleri arasından MİT Müsteşarı’nın özel kaleminin ve iki danışmanının da çıkması.
Ve uzun bir zaman dilimine yayılan bu olayların tam ortasında 17 Aralık operasyonu...
Hükümet çevreleri, büyük tartışmalara yol açan ve MİT’e geniş yetkiler tanıyan yasa teklifinin, bu süreçte apar topar Meclis’e getirilmesinin ardında yatan önemli nedenleri böyle sıralıyor.
MİT yasa teklifinin, tam demokratikleşme iddiasındaki bir ülkede terazinin hangi kefesine konulacağı konusu tartışmaya sonuna kadar açık. Buna karşın, bu olağanüstü düzenlemenin, olağanüstü bir dönemde getirildiğine de dikkat çekmek gerekiyor.
Cambaza bak
Hükümet ve güvenlik bürokrasisi, yöneltilen eleştirileri not alırken, şu noktaların hesaba katılması gerektiğini savunuyorlar:
-Bütün yetkiler neredeyse tek elde, poliste toplandı. İstihbaratı emniyet topluyor, değerlendirmesini emniyet yapıyor, bunu savcıya, hâkime veriyor. Askerin etkili olduğu dönemdeki, “dost-düşman” ayrımını, son yıllarda, “suçlu-suçsuz” ayrımı aldı.
-Kişi güvenliği ile ilgili kaygılar, yürütülen mevcut sistemde doruk noktaya çıktı.
-MİT’in dışarıda istihbarat, içeride istihbarata karşı koyma faaliyetinde bulunmasına, 250 bin polis ve 100 bin jandarmanın ise kolluk göreviyle uğraşmasına yönelik sistem yaşama geçirilemedi.
-İstihbari dinleme adı altında yüz binlerce kişi dinlendi ve yasa gereği bunu yapanlar sorumlu tutulmadı.
-MİT baskı altında tutulurken, “cambaza bak” taktiğiyle, başka kurumlar her türlü bilgi ve belgeye ulaşır hale geldi.
-MİT mensupları, polis ve savcı takibi altında tutuldu, Cihaner davasında MİT mensuplarının da yargılanması teşkilatta büyük rahatsızlık yarattı.
-İstihbaratın suiistimali endişesi oluştu. Kötüye kullanma riski olduğu söylenen MİT mensupları bilgiye erişemezken, emniyet, savcı, hâkim, MASAK gibi birçok nokta o bilgilere kolayca erişti.
-100 dolar karşılığında tek bir ajanın bütün vatandaşların iletişim verilerini alabildiği saptandı.
-Terör örgütüyle müzakere konusunda MİT görevlendirilmesine rağmen yasal bir güvence sağlanamadı. MİT Müsteşarı, eski müsteşar hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Bu müzakerenin sadece mevcut iktidara bağlı hale gelmesi, MİT’i sıkıntıya soktu. Olası bir iktidar değişikliğinde müzakereleri yürütenlerin pozisyonunun tartışmalı hale geleceği değerlendirildi.
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025