Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Milliyet muhabiri Nedim Şener’in de aralarında bulunduğu çok sayıda gazetecinin Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanmasına ilişkin tartışmalar sürüyor.
Yaşanan gelişmeler, içeride pek çok kesimi infial noktasına getirdi. Olayın dış kamuoyu açısından da büyük bir dikkatle ve kaygıyla izlendiği ortada.
AB Komisyonu’nun, gözaltıların gerçekleşmesinden sadece birkaç saat sonra yaptığı, “gelişmelerden kaygı duyduğunu” vurguladığı açıklama çok taze. ABD’nin tepkisi de biliniyor. Gelen haberler, ABD’nin gelişmeleri not ettiğini ve her yıl yayımlanan İnsan Hakları Raporu’nda bu yıl “gazetecilere yönelik uygulamaların” özellikle yer alacağını gösteriyor. AP Genel Kurulu, bugün Türkiye Raporu’na ilişkin karar tasarısını görüşecek. Görüşmelerde, Türkiye’deki basın özgürlüğü geniş yer tutacak.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Milliyet aracılığıyla verdiği mesajın önemli bir bölümünü, “Türkiye algısı” oluşturuyordu. Gül, “Bu hal, Türkiye’nin geldiği ve herkes tarafından takdir edilen görüntüsünü gölgelemektedir. Bundan kaygı duyuyorum” dedi.

“Basın tarihinin en özgür dönemi”
Dün, bu tartışmalar nedeniyle, Türkiye’nin dışarıdaki imajının nasıl etkilendiği konusundaki değerlendirmelerini sorduğum Devlet Bakanı, Başmüzakereci Egemen Bağış, “kaygı” açıklamalarına katılmıyor. Bağış şöyle dedi:
“Hükümet olarak, ‘Biz yargıya karışmıyoruz’ dediğimiz zaman buna inanmamanız siyasi bir tercihtir. Karışılmaması kuraldır. Karışılmaması gerekir. Karışılmıyor. Bu ülkede basın, taihinin en özgür dönemini yaşıyor.”
Bağış’ın, “kaygı duyan” çevrelere mesajı şöyle:
“Kimsenin “kaygı” duymasına gerek yok. AB “kaygılıyız” demişti. Biz iddianameyi ve delilleri bilmezken AB neyi biliyor? Neden kaygı duyuyor anlayamadım. Bütün özgürlüklerin olduğu gibi, basın özgürlüğünün de teminatı AK Parti’dir. Demokrasinin inşasında çok önemli adımlar atıldı. Türkiye demokrasisi artık bölgedeki ülkelerin ilham aldığı bir modeldir.”

“Bizzat basın ihlal ediyor”
“Şu anda kimseyi suçlu veya suçsuz diye nitelendiremeyiz” diyen Bağış, gazetecilerin, tutuklanan arkadaşları için İstanbul, Ankara ve İzmir’de gerçekleştirdikleri dayanışma eylemlerini de eleştirdi:
“Maalesef gözaltına alınan arkadaşlarını savunmak adına, şimdiden sanki onlar mahkum olmuş gibi ortalığı velveleye verenler, ağzına siyah bantlar çekenler, en çok gözaltındaki arkadaşlarına zarar veriyorlar. Masumiyet karinesi bizzat basın mensuplarının kendileri tarafından ihlal ediliyor.”

Daily Telegraph’tan mesaj alın
İngiltere’nin en büyük gazetelerinden biri olan Daily Telegraph’ın attığı bir iftiradan dolayı Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’na 25 bin Sterlin ödemeye mahkum olduğunu, buradan Türk basınının da kendisine gerekli mesajları alıp, özeleştirisini yapması gerektiğini söyleyen Bağış, “Türkiye bugün bir Ermeni asıllı vatandaşını memur yapacak kadar normalleştiyse, o zaman basın özgürlüğü tartışmaları da marjinal kalmaya mahkum olur” dedi.
Bağış, “Savcılık, ‘Gözaltına alınan şahıslar meslekleriyle ilgili faaliyetlerinden dolayı değil başka faaliyetlerden dolayı gözaltına alınmıştır’ dedi. Şu iddianame çıksın, görelim. Bir kasıt varsa onların en büyük savunucusu biz oluruz. Ama demokrasiye karşı adımlar atmışlarsa onların karşısına da yine bizler dikiliriz” diye konuştu.