Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

BDP her zeminde müzakere istiyor



Demirtaş, Serpil Çevikcan’la... 2. Olağan Kongre, partinin sürekli İmralı’yı adres göstermesinin eleştirildiği bir zamanda toplanması açısından da önemliydi.



Diyalogla çözüm yolunun tıkandığı, PKK’nın ateşkesi sona erdirmesinin ardından, TSK’nın hava harekâtına kadar varan bir sürecin geliştiği ortamda, kritik bir kongre topladı BDP.
2. Olağan Kongre, bu noktaya gelinmesinde, partinin sürekli İmralı’yı adres göstermesinin ve Meclis’e gelmeme ısrarını sürdürerek örgüte teslim olmasının ve “rüştünü bir türlü ispatlayamamasının” etkili olduğu eleştirilerinin gölgesinde toplanması açısından da önemliydi. Bu nedenledir ki, Eşbaşkan Selahattin Demirtaş’ın konuşmasında BDP’nin sorunun çözümündeki yeri ve başta anayasa yapım süreci olmak üzere sürece katkısının önemi defalarca vurgulandı.

‘Gelmeyeceğiz’ demiyoruz
Demirtaş’la, kürsüye çıkmadan önceki sohbetimizde de aynı hava hakimdi. BDP’nin “bir kongreyle değişmeyeceğini” vurgulayan Demirtaş, terörün sona ermesi için gerçekleşmesi gereken şartların belli olduğunu, bunu Meclis’e gelip gelmemeye indirgemenin bir tuzağı ifade ettiğini söyledi.
Demirtaş’ın hedefinde yine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan vardı. Erdoğan’ın “Terörle aralarına mesafe koysunlar, Meclis’e gelsinler” çağrılarının sorunu çözmeye yönelik değil, BDP’yi sıkıştırmaya yönelik olduğunu söyleyen Demirtaş, “Biz, ‘Meclis’e gelmeyeceğiz, yemin etmeyeceğiz’ demedik. Bu kongreden çıkan yönetimle oturup yeniden konuyu değerlendireceğiz. Ancak başta anayasa olmak üzere, meselelerin çözümü için illa bizim Meclis’te olmamız gerekmiyor” dedi.
Demirtaş, hükümetin BDP’yi ve sorunun gerçek parametrelerini dışlayan yaklaşımının, TSK’nın operasyonlarının sürmesi halinde, şiddetin karşılıklı olarak tırmanacağını, bu ortamda akan kanın durmasının mümkün olmadığını yine vurguladı.
Demirtaş’ın kongredeki konuşmasında altı çizilmesi gereken en önemli noktalardan biri, Kürt sorununun şiddet dışı yöntemlerle nasıl çözüleceğinin hükümet tarafından kamuoyuna açık biçimde deklare edilmesi yönündeki çağrısıydı. Parlamentodan kaçmadıklarını söyleyen Demirtaş, Başbakan’dan, “makul adımlar” beklendiği mesajını verdi.Demirtaş’ın, “Unutmayın ki PKK’yı dağa çıkaran BDP değildir ama BDP PKK’nın dağdan inişini sağlayabilir” sözlerini de not etmeliyiz.

Çift kanallı müzakere
Demirtaş, konuşmasının büyük bölümünde akil insanlar heyeti, hakikatler komisyonu, anayasa konseyi gibi sorunun çözümüne dönük oluşturulacak bütün zeminlerde yer almaya açık olduklarını net olarak ifade etti.
Bu ifadelerden anlaşılıyor ki BDP, çift kanaldan ilerleyen bir müzakere zeminini zorlamaya çalışıyor. Bir yandan İmralı ile görüşmelerin devam etmesi ve protokollerin masaya konulmasını, bir yandan da BDP’nin merkezinde olduğu bir müzakere sürecinin yürütülmesini istiyor.
Nitekim, diğer Eşbaşkan Gültan Kışanak’ın kongre konuşması da baştan sona bu müzakerenin parametrelerini içeren yol haritasına ayrılmıştı. Bu yol haritasında Kürt kimliğine dönük anayasal düzenleme, anadilde eğitim, özerklik, seçim barajının kaldırılması, ceza düzenlemelerinde radikal adımlar gibi tekrarlanagelen talepler ilk sıralarda yer alıyor. Ama aynı zamanda demokratik anayasa komisyonu kurulması, bunun arkasında hem TBMM’nin hem hükümetin olması gibi partiyi sürecin içinde tutan önemli vurgular yapılıyor.

Makulü konuşmak
Kongrenin nabzı Öcalan’a endeksli genel havası ve yapılan bütün konuşmalar bir kez daha gösteriyor ki, “terörle aranıza mesafe koyun” çağrıları karşılığını bulmuyor. Ancak bu söylemden rahatsız olan ve bunun dışlayıcı bir dil olduğunu savunan BDP‘lilerin, hergün şehit haberlerinin geldiği bir ortamda, en uç talepleri öncelik olarak sunması da geniş bir kitlede rahatsızlık yaratıyor ve çözüm sürecini tıkıyor.
Şiddetin yeniden yükseldiği bir ortamda, çözümü güçleştirecek taleplerin öne çıkarılması, üstelik buna karşı bedel ödemeye hazır olunduğuna yönelik bir direniş dilinin dünkü kongreyle yeniden ilanı hükümetin BDP’den beklediği şey değil. Demokratik zeminlerde ve makul olanda buluşmaktan başka çare görünmüyor.