Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Üç kuvvet komutanıyla birlikte emekliliğini isteyen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’in, TSK personeline “iç hattan” gönderdiği mesajdaki ifadeler, her ne kadar hükümet kanadından “bu bir restleşme ya da isyan değil” açıklamaları yapılsa da çok sıkıntılı bir ruh haline işaret ediyor.
Görev yaptığı süre boyunca sessiz kalmaya özen gösteren, bu tavrıyla da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın takdirini kazanan Koşaner’in veda ederkenki gerekçeleri çok açık.
Bize ulaşan bilgilere göre Koşaner, önceki akşam üzeri karargahta, diğer komutanlara ve mesai arkadaşlarına seslenirken de aynı doğrultuda ifadeler kullanıyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan’la önceki gün gerçekleştirdiği görüşmenin ardından emeklilik kararını kesinleştiren Koşaner, saat 16:00’da Genelkurmay Başkanlığı karargahındaki bütün komutanları toplantıya çağırıyor. Bu toplantı öncesinde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay ve geçtiğimiz yıl da istifa sinyalleri verdiği belirtilen Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit’le son bir istişare de bulunuyor. Koşaner, bu istişarenin hemen ardından, karargahtaki tüm mesai arkadaşlarının toplanmasını, dışarıda görevde bulunanların da çağırılmasını istiyor. Koşaner, mesai arkadaşları toplandıktan sonra saat 17.30 sıralarında, kendisiyle birlikte görevi bırakma kararı alan kuvvet komutanlarıyla salona giriyor.

Hakkınızı helal edin
Kulislere yansıyan bilgilere göre, Koşaner, burada yaptığı konuşmada, personele gönderdiği veda mesajındaki gerekçeleri anlatıyor. Tutuklamaların hem hukuka hem de vicdana uygun olmadığını, kesin bir yargı kararı bulunmamasına rağmen TSK’nın omurgasını oluşturan çok sayıda general, amiral ve üst rütbelinin Şura’ya girme şansını kaybettiğini belirtiliyor. Genelkurmay Başkanı olarak bu düşüncelerini Cumhurbaşkanı ve Başbakan’la paylaştığını ancak sonuç alamadığını söylüyor.
Pazartesi günü başlayacak olan Yüksek Askeri Şura’nın bu atmosferde gerçekleştirilmesinin daha büyük sorunlara yol açacağını vurgulayarak emeklilik kararını izah ediyor ve “Bu koşullarda bu Şura’ya girmeyi doğru bulmuyorum, onuruma yediremiyorum” diyor. Daha sonra toplantıya katılan isimlerle tek tek el sıkışıyor ve öpüşüyor. “Hakkınızı helal edin” diyerek, toplantıyı bitiriyor.

Erdoğan’ın hassasiyeti
Burada, bir noktaya daha özellikle dikkat çekmek gerekiyor; önceki gün yaşanan gelişmelerin bir kriz ya da “askerin hükümete rest çekmesi” olarak algılanmaması gerektiği yolunda sivil kanadın gösterdiği hassasiyet.
Bize ulaşan bilgilere göre, Başbakan Erdoğan, istifa depreminin dış basındaki algısından rahatsız oluyor. Olayın, dışarıda, “Askerlerle hükümet arasında kriz çıktı”, “İki taraf arasında tansiyon arttı”, “İstifalar ciddi anlaşmazlığa işaret ediyor“ başlıklarıyla duyurulması üzerine bu algının doğru olmadığının kamuoyuna anlatılmasına karar veriliyor.
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in dün geceyarısı, bazı haber kanallarına yaptığı, “Restleşme de isyan da yok. İnsani sıcaklık içerisinde geçen bir görüşme süreci var. Kurallar ve hukuk devleti işlediği zaman krizden söz edilemez” biçimde özetleyebileceğimiz açıklamalarının altında bu neden yatıyor.
Koşaner’in gerek Cumhurbaşkanı ve Başbakan’la ayrı ayrı, gerekse üçlü yaptığı görüşmelerin tamamında, kırıcı, devlet adabının dışına çıkan bir ifadenin geçmemesine özellikle dikkat edildiğini de belirtelim.