Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

ANKARA
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP kurultayında yaptığı konuşma, bir kurultay konuşması değil, seçim meydanı konuşmasıydı.
Hem CHP örgütlerinde, hem geniş toplum kesimlerinde adaylığıyla güçlü bir rüzgâr estiren, delegelerin tamamının oyuyla aday gösterilen Kılıçdaroğlu için böyle bir ilk konuşma kaçınılmazdı aslında.
Son yerel seçimde İstanbul’da CHP’ye çok yüksek bir oy kazandırırken nasıl konuştuysa dün de öyle konuştu.
İstanbul’da CHP’ye tarihinin en yüksek oyunu kazandırırken nasıl konuştuysa dün de öyle konuştu. Yani bildiğini yaptı. İyi de yaptı. Lafı dolandırmadı. Mesajı açıktı: “Benim tek mücadelem siyasi iktidarla ve bunu halk için yapacağım.”

68 ruhu oradaydı
CHP’nin 33. Olağan Kurultayı’nın yapıldığı salondaki düzen ve atmosfer, partinin yeni liderinin üslubunun işaretleri taşıyordu. Kılıçdaroğlu’nun, sol yumruğunu havaya kaldırmış büyük resmine “Ne ezen ne ezilen hakça bir düzen”, “Halkımız üretecek, hakça bölüşecek”, “Önce iş, önce ahlak, önce insan” yazıları eşlik ediyordu.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasına serpiştirdiği Ahmet Arif’ler, Nâzım Hikmet’ler, salondakilere “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları attıran sözleri, CHP zeminlerinde son dönemde duymaya pek de alışık olmadığımız sözlerdi. Partinin unutmaya yüz tutan “devrimcilik” ilkesi, 68 ruhuyla salona taşınmıştı.
Bir arada olması gerekenler de buluşmuştu. “Buraya Bülent’i de getirdim” diyen Rahşan Ecevit, bir CHP kurultayına en son 1979 yılında katılmıştı. Dün Ecevit çizgisinin CHP’yle barıştığı gündü. Kılıçdaroğlu da konuşmasında, “Bölünme lüksümüz yok” diyerek tüm sosyal demokratlara çağrısını yaptı.
Deniz Baykal’ın Genel Başkanlık’tan istifa ettikten sonra kapısına “Geri dön” diye dayananların attığı, “İnadına Baykal, inadına sol”, dün kurultay salonunda, “İnadına CHP, inadına sol”a dönüşüvermişti. Baykal, Atatürk’le yan yana konulan resmiyle salondaydı. Kılıçdaroğlu, Baykal’la ilgili mesajını konuşmasının ilk cümlelerinde verdi.

Sav ve Tekin yanında
Atatürk’ten İsmet İnönü’ye, Bülent Ecevit’ten Deniz Baykal’a kadar kendisine bırakılan görkemli tarihin sahibi olacağını ve bunu daha ileriye taşıyacağını söyledi. Baykal, partinin yeni liderinin ağzından, CHP’nin görkemli tarihinin köşe taşlarından biri olarak yerini almıştı.
Partinin troykası da ilan edilmiş oldu. Genel Sekreter Önder Sav’ın ismi, salondan girdiği andan itibaren hep Kılıçdaroğlu’yla birlikte anons edildi. Kılıçdaroğlu delegeler arasındaki yerine otururken yanında Sav ve CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin vardı. Tekin, salondakilerden en çok alkış alan isimlerin başındaydı.
Kılıçdaroğlu’nun biraz da heyecanla yaptığı konuşmadaki üslup gösteriyor ki CHP bundan sonra “soyut kavramlarla” konuşmayacak. Antilaik gelişmeler, ayrıştırıcı girişimlere karşı çıkarken entelektüel düzeyi daha az yarıştıracak. Sofradan, fileden konuşacak. İşsizliği, yoksulluğu, yolsuzluğu soracak. Ve en önemlisi bunları “sokaktan” yapacak. Parti kurmaylarına, milletvekillerine ve delegelere, dün Kılıçdaroğlu konuşmaya başlarken hâkim olan merak duygusu konuşmanın sonlarına doğru yerini coşkulu bir heyecana bırakmıştı.
Dün kurultay salonunda daha çok halk, daha çok sol vardı. Rekor bir oyla Genel Başkan Kılıçdaroğlu bu üslupla CHP’de yeni bir sayfa açıyor. Bu üslup oy getireceğe benziyor.