Haftalardır Türkiye gündeminin ana maddesi olan, HSYK’nın yapısını tümden değiştiren ve Adalet Bakanı’nı kurul üzerinde en etkili makam haline getiren teklifle ilgili olarak son 48 saatte sıcak gelişmeler yaşandı.
Hemen belirtelim ki, bu gelişmelerin odak noktasını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül oluşturuyor.
Gül, HSYK teklifinin ortaya çıktığı ilk günlerde, kurulu neredeyse yürütmeye bağlamakla eleştirilen düzenlemelerin kopardığı ve koparacağı kıyameti görerek Çankaya Köşkü’nde hem muhalefet liderleri hem de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la masaya oturmuştu.
Gül, muhalefeti de dinledikten sonra hükümete, teklifin bu haliyle sorunlu olduğu, uzlaşma ile yapılacak bir anayasa değişikliğinin hem siyasi tansiyonu düşüreceği hem de Türkiye’yi dışarıda zor durumda bırakmayacağı mesajını vermişti.
Aslında Gül’ün bu mesajını sadece bir, “telkin ya da tavsiye” olarak nitelendirmek mümkün değildi. Çünkü Cumhurbaşkanı, hükümet-cemaat kavgasının Türkiye’yi oradan oraya savurduğu böyle bir dönemde, masasına, kısmen bile veto edecek olsa kendisini de tartışmaların parçası yapma riski taşıyan bir HSYK düzenlemesinin gelmesini istemiyordu.
Gül’ün bu girişimlerinin ardından Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla hızlı bir trafik yaşandı. Ancak CHP, hükümetin anayasa değişikliği teklifini samimi bulmadı ve düzenleme kavga gürültü içinde komisyondan geçip Genel Kurul’a geldi.
Komisyon aşamasında, Cumhurbaşkanı Gül’ün özellikle hassas davrandığı, başta Adalet Bakanı’nın kurul üyeleri hakkında hem soruşturma yapma hem de soruşturma sonunda karar verme yetkisi olmak üzere çeşitli maddelerde veto olasılığını ortadan kaldırabilecek değişikliklere gidildi.
Bu değişikliklerin ardından Ak Parti’nin sorumlu isimleri, veto olasılığı sorulduğunda, gerekli değişikliklerin yapıldığını ısrarla söyledi.
Genel Kurul’da başlayan görüşmelerdeki görüntüler de komisyondan farklı değildi.
Genel Kurul, en nihayetinde boks ringine döndü.
Ve önceki gün Genel Kurul’da bu kavgalar yaşanırken, kulislerde teklifin dondurulacağı söylentileri kulaktan kulağa yayılmaya başladı. Bu fısıltıların Cumhurbaşkanı Gül’le, Başbakan Erdoğan’ın yaptığı haftalık olağan görüşmenin ardından kulislere yansıması not edildi.
Hafta başında 5 yıl aradan sonra Brüksel’e giden ve buradaki temaslarında ağırlıklı olarak HSYK teklifinin gerekliliğini ve hukuka uygunluğunu anlatan Erdoğan, AB’nin uyarılarını da dikkatle kaydettiklerinin altını çizdi.
Brüksel temaslarının hemen ardından Gül’le yine HSYK meselesini görüşen Erdoğan’ın ilgili düzenlemeleri dondurduklarını açıklaması, kulislerdeki iddiaları da doğrulamış oldu.
Kulislere yansıyan bilgiler, HSYK değişikliği konusunda Meclis’te kat edilen mesafenin Çankaya Köşkü’nü tatmin etmediğini gösteriyor. Gül, Türkiye’nin zaten kırılgan bir ortamdan geçerken hem siyasi hem de ekonomik dengeler açısından elini zayıflatacak, dışarıya karşı zor durumda bırakacak adımların atılmasını istemiyor.
Cumhurbaşkanı, uzunca bir süredir Türkiye’nin Avrupa karnesinde bir türlü geçer not alamadığı yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda daha ağır bir yara açmaya aday HSYK düzenlemesinin, ancak uzlaşılarak ve anayasa değişikliğiyle yapılmasında ısrar ediyor.
Bu, çeşitli nedenlerle başarılamazsa masasına onay için gönderilecek metinde veto riski taşıyacak tek bir madde zaten hiç istemiyor.
Hükümetin dün attığı adımı bu gelişmeler ışığında yorumlamak gerekiyor.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek de dün muhalefete yeniden anayasa değişikliği çağrısında bulunarak yeni bir sürecin başlaması için işaret fişeğini yakanlardan biri oldu.
Türkiye, 3 haftadır tekme-tokat bir atmosferde. Son derece kritik bir düzenleme konusunda enerji harcadıktan sonra şimdi yeniden bir uzlaşma umudu doğdu.
Bu umut heba edilmemeli.
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025