Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Önlemler bir şeyler gizlemek için miydi

YGS’de şifre iddiaları büyük tepkiye neden oldu. ÖSYM Başkanı Prof. Ali Demir’i dinledik. Elimizde 1 milyon 700 bin soru kitapçığı olsa bile 1 milyon 700 bin cevap anahtarıyla ikna olmadığımız sürece kuşkular devam edecek. Dün, KPSS tartışması sırasında ÖSYM Başkanlığı’ndan istifa eden Prof. Ünal Yarımağan’la konuştum. Üniversite sınavlarını en iyi O biliyor. Kimseyi yargısız infaz etmek istemediği belliydi ancak “ÖSYM’ye siyasetin girmeye başladığını” işaret ederek bir Doğramacı anısı anlattı.

‘10 kitapçığı zor çıkardı’
Sizin döneminizde de her aday için farklı bir soru kitapçığı mı hazırlanıyordu?
Hayır. ÖSYM’nin ilk yıllarında sadece 2 tür kitapçık hazırlanırdı. Sonra bu 4’e, sonra da 10’a çıktı. Çok uzun zamandır da 10’la gidiyoruz. 10 soru kitapçığı olduğunda da bir algoritmayla herkesin çevresindeki bütün kişilerin kitapçığını farklı yapıyoruz. Bir kişinin kitapçığı “A” ise sağındaki, solundaki, önündeki, arkasındaki 4 kişinin hiçbirinin kitapçığı “A” olmuyor. 1 milyon 700 bin fantezi. Bizim kripto uzmanlarımız ancak 10 kitapçık çıkarıyordu. Soruların sırası önemli, şıkların yerini değiştirdiğinizde adaletsizlikler oluyor. “Bilgisayarla yaptık” diyorlar. Yani benim aklım almıyor. İyice karıştırdılarsa, allak bullak ettilerse, bazı adaylar bundan olumsuz etkilenmiştir.
ÖSYM Başkanı, şıkların bütün adaylar için değişik sıralandığını söylüyor. Böyle mi uygulanırdı?
Doğru yanıt örneğin 17’yse, aday şıkların arasında doğrudan 17’yi arar. Bir baktığında bunu görmesi lazım. 37, 18, 97, 47 gibi karışık sıralarsanız bulması zor olur.
Yani, küçükten büyüğe ya da büyükten küçüğe bir sistemle, kolay bulunabilecek şekilde sıralama yapılır.
Bu sadece benim görüşüm değil, matematik uzmanlarının da. Sözel şıklarda da; mantıklı, birbirleriyle ilişkili bir şekilde sıralanır, rastgele sıralanmaz.

‘Önlemler fantezi boyutunda’
Size göre sadece basına dağıtılan master kopyalarda mı şifreleme yapıldı?
Akılları sıra, güvenli bir sistem yapıyoruz diye olayı fantezi boyutlara getiriyor ve bunun olumsuz etkilerini görmüyorlar. Kalemle kaç kişi kopya çekmiş de yasaklıyorsunuz? Saati, suyu yasakladılar. Bütün bunlar acaba bir şeyler gizlenmek için mi, dikkatler başka yere çevrilmek için mi yapıldı? Böyle şeyler akla getiriyor. Bir ithamda bulunmuyorum. Bir kişi bir konuda aşırı titizlik gösteriyorsa şüphelenirim, “aldatmaya çalışıyor” derim. Aynı şeyi burada da düşünüyorum. Şifre olayı var da basına verilen kopya üzerinde var. Diğer kısmını zaten göremiyoruz.

‘Bu bir tesadüf olamaz’
Sizin dönemizde basına kitapçık dağıtılırken böyle bir yöntem mi uygulanılırdı?
Oluşturduğumuz kopyalardan bir tanesini, ya da master kopyayı, yani 11. kopyayı veriyorduk. Bunlar master kopyada doğruların yerini değiştirmeden, sadece yanlışların yerini değiştirerek basına vermişler. Böyle bir şeyin hiçbir gerekçesi yok. Bu, dolaylı olarak bir şifreleme yapmış. Üç şey önemli. Birincisi, soruların çok sayıda farklı soru kitapçıklarıyla oluşturulması. Şıkların yerlerinin değiştirilmesi eşitlik ilkesine de test tekniğine de aykırıdır.
İkincisi, 7 okulda sadece kızların sınava girmesi. Buna verilen cevap kamuoyunu tatmin edici değil. Gerçek olması imkansız bir cevap verildi. Bu tesadüf olmaz.
Üçüncüsü de sınava giren bazı kişilerin kulakları örtülü. Başlarının yanında kulakları da örtülüyse sınav güvenliği ciddi bir şekilde zedeleniyor. Birileri kulakları dışarıda bırakan bir örtünme tasarlansın, yoksa o sınavı yapmayın daha iyi.

Haberin Devamı

‘ÖSYM Başkanlığı uzmanlık gerektirir’
Prof. Ünal Yarımağan, “ÖSYM tartışılıyor. Sınavda şaibeli bir durum olduğu inancında mısınız?” sorumuzu şöyle yanıtladı: “Zannetmiyorum. Bilmeden de bir şeyde bulunmak doğru olmaz. Bir anımı anlatıyım. ÖSYM Başkanı Altan Günalp’in vefat ettiği gün. Yürütme Kurulu üyesiydim ben de. Doğramacı YÖK Başkanı. ‘ÖSYM’de işler durmaz, yeni bir başkan atamamız lazım, benim aklımdan şu kişi geçiyor’ dedi. Görüşümüzü sordu. Tıp Fakültesi’nden bir hocamızdı. Kesinlikle olamayacağını, ÖSYM Başkanlığı’nın uzmanlık gerektiren bir konu olduğunu söyledik. Bize kızdı. Akşam saatlerinde içimizden en deneyimli olan kişiyi başkan olarak atadı. Atamayı yaparken, alttaki kişilerin fikrini sordu ve o fikre de uydu.”