Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kastamonu’da AK Parti konvoyuna yönelik saldırının ardından, Silopi’de iki polis şehit edildi. Abdullah Öcalan, avukatlarıyla önceki gün yaptığı görüşmede, yine 15 Haziran tarihini vererek, “Eğer hükümet bir çözüm sürecine gelmezse, büyük bir savaş çıkarsa, 3 ay bile dayanamaz” dedi. Kendisiyle devlet arasında kapasiteli ve derinlikli bir görüşme sürecinin olduğunu da özellikle vurguladı.
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’e, bir bölümü dün yayınlanan söyleşimizde, Öcalan’la yürütülen sürecin çerçevesi ve ne kadar belirleyici olduğu sorusunu da yönelttim.
Yapılanın “müzakere” olmadığını özellikle vurgulayan Çiçek, “İngiltere, İspanya ne yaptıysa, şimdi ABD ne yapıyorsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bunu yapıyor” dedi.
Çiçek, “Bir kısım kurumlar var ki bunlar görevlerini yaparken kötü adamlarla ilişki kurarlar. İşin gereği budur. Yasadışı örgütlerle ilişki kurarlar, ötekiyle, berikiyle. Belli bir yere kadar onlarla beraber yürürler. Burada iki amaç vardır. Suçu işlenmeden önlemek, suç işlendikten sonra faiilerin yakalanması. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de ister şahıslarla, ister örgütlerle ilgili baştan beri bu yapmıştır, yapıyor” diye konuştu.

Apar topar Kandil’e
Çiçek’in, “Bunlara rağmen terör sürüyor. Görüşmelerden, bu yapılan işlerden neden sonuç alınamıyor?” sorusuna yanıtı şöyle:
“O nereden olur? Bunların tek başına birisi karar verici değil. Bu terör örgütü dediğiniz yekpare bir yapıdan ibaret değil. Tek başına, disiplin içinde bir ast-üst ilişkisi yok. Dağ kadrosu diyorsunuz, kaç parçadan müteşekkil. Her birisi bir başka yerle irtibatlı.
Avrupa kadrosu diyorsunuz, kimler kullanıyor bunları. Şimdi bir kısım adamlar ki bunların bazıları ABD tarafından uyuşturucu kaçakçısı ilan edildi. Bu kadar zamandır Avrupa’da rahatça dolaşıyorlar. Birden gözaltına alınıyorlar ve tutuklanıyorlar. Bakıyorum, gözaltına alındıklarında, bir ay evvelinden farklı yaptığı bir şey yok. 5-6 gün sonra serbest bırakılıyor. Niye gözaltına alındı, niye serbest bırakıldı?
Bir ülkede yaşıyor birisi, tutuklanıyor, gözaltına alınıyor. Sonra birden apar topar, bir başka ülke üzerinden Kandil’e gönderiliyor. Ve deniliyor ki ABD tarafından, işte ilk açıklanan üç kişiden biri, uyuşturucu kaçakçılarından birisi. Bir dava şu kadar zaman sürüyor, önümüzdeki günlerde karar verilecek, içi boşaltılacak. Tedbir başka yerde alınıyor. Bunları yanyana getirdiğinizde, ‘neden kesin sonuç alınamıyor?’ Terör örgütleri belli bir politikanın parçasıdır.”

Kıyamet kopuyor
Çiçek, Türkiye’nin yeterince destek görmediğin de ısrarlı:
“Öyle olsa silahı nereden bulur, bazı ülkelerde nasıl yatıp kalkarlar? Filanca yerde terör eyleminde 3 kişi ölüyor,o ülkelerde kıyamet kopuyor. Bu kadar insanın iadesini istiyoruz yapılmıyor. ‘Yargıla’ diyoruz yargılamıyor. Bir örgütü siyaseten terör örgütü ilan ediyorsunuz, yargı kararlarıyla, çete konumuna indiriyorsunuz. Emin olun, ülkeler arasındaki dayanışma, terör örgütleri arasındaki dayanışma boyutunda değil.’

Zana diyor ama
Çiçek, Leyla Zana’nın, Meclis’teki Kürtçe krizinin üzerinden çok şey geçtiğine ilişkin açıklamasını sağduyulu bulmakla birlikte şöyle dedi: “Tamam, sağduyulu, biz bunları önemseriz ama, o tek başına bunu söylüyor. Arkadan gelen eylemlerle nereye bağlayacağız bunu? Parlamentoya giren, girecek herkese sorumluluk düşüyor. Biz, Meclis’te BDP yöneticileriyle görüşmemizde de söyledik. Bakın, önümüzdeki dönem demokratik kanallardan gelip, taleplerinizi söyleyebileceksiniz ama bu adam öldürmeler niye, bu patlayıcılar neyin nesi?”