CHP Genel Başkanlığı koltuğuna 22 Mayıs’ta oturan Kemal Kılıçdaroğlu, dünkü kurultayda, partiyi 6 ay sonra yapılacak genel seçime taşıyacak kadrosunu örgüte onaylatmış oldu. Böylece, Baykal-Sav döneminden devraldığı üst yönetimin olası çelmelerine karşı bir anlamda mazereti kalmadı.
Dünkü kurultayı, salondaki genel hava, Kılıçdaroğlu’nun konuşması ve yeni PM listesi çerçevesinde ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor.
Salon eski defteri kapatmıştı
Salondaki hava, Kılıçdaroğlu’nun, “Recep Bey”i diline doladığı mayıs kurultayından biraz farklıydı. Gücünü delegeden değil kamuoyundan alan Kılıçdaroğlu, o gün doğal bir liderlik karizmasıyla konuşmuş, hata da yapan sempatisiyle büyük destek almıştı. Salonu kıyasıya coşturmuştu. Dün salonda, daha düşük tempolu bir coşku hakimdi. Adeta CHP’liler liderini coşturmaya çalışıyordu.
Eski Genel Başkan Deniz Baykal ve eski Genel Sekreter Önder Sav’ın delegeler arasındaki varlığı “bayrak göstermeye” dönüktü. Geliş-gidişlerindeki temkinli ve lokal alkışlar, en azından salondakiler için eski dönemin kapandığını gösteriyordu.
Anonslarda en çok alkış alan davetlilere özellikle dikkat ettim. Birincisi, Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, ikincisi Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Tansel Çölaşan’dı. Rahşan Ecevit ismi de hatırı sayılır bir alkış aldı.
Yasaklı üç kelime
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasına gelince...
Herşeyden sözetti ama üç kelimeyi kullanmadı: Kürt demedi, Alevi demedi, başörtüsü demedi. Kürt sorununun çözümü konusundaki kısa değerlendirmesinde güncel tartışmalara da girmedi. Üst perdeden, “barış ve kardeşlik” ekseninde
bir söylemi tercih etti. Referans olarak Lozan’ı göstererek kırmızı çizgileri çok kalın biçimde çizdi. Bu konudaki tek somut vaadi seçim barajının düşürülmesi oldu. Kürt vatandaşları hem etnik hem de dini temelli kuşatmadan kurtaracak bir 3. yol vadetti. Ancak bunun somut adımlarını sıralamadı.
BDP ile barışan CHP’nin kurultaya davet ettiği, Iğdır milletvekili Pervin Buldan rahatsızlandığı için salona gelemedi. Parti Eşbaşkan Yardımcısı Tuncer Bakırhan ile Siirt milletvekili Nezir Karabaş’ın ise salon kapısına kadar geldiklerini, “geldiklerini” bildirdikten sonra “yoğunluk gerekçesiyle” ayrıldıklarını öğrendik. Açılım sürecinde CHP’den çok şey bekleyen BDP’liler salona girip Genel Başkan’ı dinleselerdi tatmin edici bulurlar mıydı? Bulmazlardı.
Salonda oylamalara geçilinceye kadar sadece bir kez “Türkiye laikliktir laik kalacak” sloganı atıldı. Baykal’lı kongrelerde Genel Başkan’ın konuşmasının omurgasını oluşturan bu konu Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında sadece “cumhuriyet değerleri” ifadesinde yer buldu. Genel Başkan’ın “bürokratik devlet solculuğu yapmayacaklarını” söylemesi de not edildi.
Son dakika pazarlığı liste değiştirdi
Kurultayın yapılma nedeni olan yeni PM listesi ise CHP’nin bir anlamda kabinesini gösteriyor. Dikkatlerin kilitlendiği nokta, Baykal ve Sav’a yakın isimlerin listede hangi oranda yer alacağıydı. Baykal’a yakın olan; örneğin Osman Kaptan, Bihlun Tamayligil gibi isimlere yer verilmesi, eski genel başkanın tamamen çizildiği bir liste oluşturmama gayretini gösterdi.
Sav cephesine gelince. Kulislere yansıyan bilgiler; listede bu ekipten isimlerin beklendiği kadar yer almamasında bir son dakika pazarlığının etkili olduğu yönünde. Kılıçdaroğlu’nun, listeye girmesine kesin gözüyle bakılan Hakkı Süha Okay’la bir görüşme yaptığı, Okay’ın kendisiyle birlikte adını sıraladığı bazı isimlere de listede yer verilmesini istediği, görüşmenin anlaşmazlıkla sonuçlandığı belirtildi. Özet olarak Kılıçdaroğlu, PM listesine tam anlamıyla damgasını vurmuştu. Bu nedenle, özellikle il başkanları arasında, bu listenin sadece “seçim sonuna” kadar baltaların gömülmesini sağlayabileceği konuşuluyordu.
Tekin’e çıkan oyun anlamı
Delegenin en az oyu Kılıçdaroğlu’nun sağ kolu Gürsel Tekin’e vermesi, günün en sıcak gelişmesiydi. Bu sonuç, delege üzerinde Sav-Baykal etkisinin hala sürdüğünü gösteriyordu. PM’ye girip giremeyeceği, dün gece itibarıyla yargı kararına kalan Tekin’in en az oyu alması, hem kendisi, hem de Kılıçdaroğlu açısından çok düşünülmesi gereken bir sonuçtu.
CHP, son seçimde 30’u aşkın ilde milletvekili çıkaramadı. Doğuda, Karadeniz’de, İç Anadolu’da neredeyse yok. Kurultay dün Kılıçdaroğlu’na bu tabloyu değiştirme fırsatı verdi. Bunu nasıl kullanacağını hep birlikte göreceğiz.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025