Ekranda aile dizileri olmasını isteriz, hane halkının hep beraber çekirdek çitleyip, elma soyarak izleyebileceği yapımlar... ‘Cennet’in Gözyaşları’ da onlardan biri, konusu ve ilişkileriyle... Son bölümde bir kahvaltı sahnesi vardı. Sema Soyer şöyle sesleniyordu: “Babanızı Cengiz öldürdü, Özlem’in karnındaki bebek doğacak, biz de üzerimize düşen ne varsa yapacağız.” Bebek, hemen karşısında oturan Mahir Bey’in mahareti... Orhan, “Babamın katilinin kardeşine sahip çıkıyorsun, ben buna ortak olmam” diye bağırdı. Enteresan bir Türk ailesi değil mi? Hem gelenek ve göreneklerine bağlı hem de post modern...
Dizinin aile özeti bu sözlerde
Arzu, kızı Melisa’ya, “Hadi kalk, gidelim masadan” dedi. Melisa pis bir tebessüm eşliğinde “Hayır, bak ne güzel işte, bir kardeşim daha olacak (...) Bebek şanslı, muhteşem bir ailesi olacak. Cengiz Amca, dedemi öldürsün, annem intihar etmeye kalksın, babam zaten ortada. Entrikalarımız, sırlarımız, biz çok severiz birbirimizi şaşırtmayı. Kimbilir daha bilmediğimiz neler vardır?” dedi. Dizinin özeti işte bu sözlerdeydi. Türk aile yapısına değişik tatlar getiren bir havası var dizinin...
‘Cengiz öldü, kurtuldu’
Dizinin son bölümünde ev ahalisi, “Cengiz öldü,
Börü’ dizisinde şehit olan Murat’ın, Üsteğmen Gökçe’yle arasında geçen “Ölmesem benimle kahve içer miydin?” sözleri fena çarptı. Her şeyin ötesinde son anların bu kadar yalın ama tüyleri diken diken eden bir cümleyle verilmesi...
Merak ettim ve ‘Börü’nün bir yerde temel direği Alper Çağlar’a, “Dizinin gerçekte yaşanmış olaylarla ilişkisi var mıydı?” diye sordum. Çağlar, “Gerçek hayatta böyle bir hikaye yok. Ben yazdım. Ama ülkede elbette polis ve pilot aşkı bir yerlerde olmuştur. Bu şekilde olması düşük bir ihtimal tabii” cevabını verdi.
‘Popstar’ vintage mağazası
Bülent Ersoy, Armağan Çağlayan, Can Bonomo, Deniz Seki ve Osmantan Erkır... ‘Popstar’da seslerde ahım şahım bir durum yok. Sanki bir mekanda işimizi yapalım telaşı vardı. Eleştirmiyorum çünkü bizim Buca’da görmüştüm, tabelada öyle yazıyordu. Burada iş canlı. ‘O Ses Türkiye’ gibi montajdan geçmiyor. Harbi, ne oluyorsa kaçarı yok. ‘Popstar’ unutulmaz bir iştir. 2018 halini vintage niyetine izledik, izleriz.
Reklam gibi kamu spotları
Mecliste, ‘Bakanlıkların reklama ayırdıkları bütçe ne kadar?’ konusu gündeme gelmişti. Öğrenildi ki, böyle bir bütçe yok. Tören, fuar ve ağırlama gibi ekonomik kodlar içinde bu harcama yer alıyor.
'Börü'de bir sahne vardı. Tim, teröristler tarafından sıkıştırılmış. “Çömez, git Barbaros’un yanına hava desteği lazım de” diyaloğu var. Kaya, gidiyor. Barbaros, “Oğlum nasıl uçak kaldırayım? Omzumda general rütbesi mi görüyorsun?” diyor. Ev ahalisi, “İşte özel harekatın durumunu ve şartlarını anlatıyorlar bu şekilde” dedi.
Biraz aklı çalışsa…
Son numaramız Çiftlik Bank hikayesi... 80 bin kişi, genç bir girişimci
tarafından 511 milyon TL dolandırıldı. Halk TV’de Bahadır Erdem hocamız durumu değerlendirdi. Erdem, “Normal bir insanın, biraz aklı çalışanın güvenip, hayal edip yatırabileceği bir para değil” dedi. Zaten bütün mesele bu...
Korku filmi gibi değişiklik
Amerika Birleşik Devletleri’nde Mike Pompeo, Dışişleri Bakanı oldu. Pompeo, CIA’in eski başkanı. Yerine de Gina Haspel geldi. Habertürk
‘Börü’ dizisinin son bölümünde ağır yaralanan Murat, “Bana ‘Ayı’ derler, sırf bundan dolayı bu saate kadar ayaktayım” diyordu. Murat’ı ana jet üssünden aradılar. Adatepe’nin bir ağaç gölgesine kadar tırmandı. Teröristler peşindeydi. Ana jet üssünden havalanmıştı Üsteğmen Gökçe pilot... Murat, “Ölmeseydim benimle kahve içer miydin?” diye sordu. Gökçe Üsteğmen, “İçerdim” dedi. Murat, “Gerçekten mi, çirkin olsam bile mi?” diye ekledi. Kemal’i anlattı sonra, “Entel bir abimiz vardı” diyerek...
Kuantum fiziğinden bahsetmişti Kemal, “Başka kainatlar varmış. Onlardan birinde seninle kahve içtikten sonra aşık oluyoruz” dedi ve “Burada değil, o evrende sana aşık olacağım Gökçe. Ama ne olur esir aldırma beni” diyerek son sözlerini söyledi. Kamera, yakıcı güneşin altındaki tepedeydi. Barış Manço’nun ‘Gülpembe’ parçası çalıyordu, bir de jilet misali kayan jet sesi... Sonra? O tepenin, o ağacın gölgesinin olduğu yerde büyük bir toz dumanı ve göğe yükselen toprak görüldü.
Nice aşklar bu dünyada değil ama başka kainatlarda buluşmak üzere bu topraklarda veda etmedi mi? ‘Börü’nün son bölümünün son sahnesi yürekleri farklı farklı dağladı. Gökçe’nin gözünden iki damla düştü ve “Çay içtikten sonra
‘Kadın’ dizisinin başrol oyuncusu Özge Özpirinçci, Instgram story’sinde paylaştığı fotoğrafın altına, “Final okuduğumda ben! Böyle final görmedim arkadaş! Hemen 22’nci bölümü istiyorum” diye yazdı. Millet, ‘Dizi final mi yapıyor?’ diye sormaya başladı. Özpirinçci, “Dizimiz final yapmıyor. Sadece 21’inci bölüm finalinden bahsediyordum” dedi. Projenin orijinalinin 11 bölüm olduğu, bu nedenle yerli halinin de gelecek sezon final yapacağı şeklinde bir başka iddia ortaya atıldı. Sordum, “14 reyting alan 35 dizi arasında ilk üç sırayı bırakmayan Özpirinçci’nin dizisinden söz ediyoruz” dediler. Yani ‘Kadın’a güven tam!
YAZARA SAYGISIZLIK DEĞİL Mİ BU?
Netflix’te gösterilecek Türk dizisinin tanıtımını içeren bir basın bülteni yayınlandı. Projede; Çağatay Ulusoy, Okan Yalabık, Ayça Ayşin Turan, Hazar Ergüçlü ve Mehmet Kurtuluş başrollerde. Dizinin yönetmeni Can Evrenol, görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki, görsel efektler Gradient Effect ve prodüksiyon tasarımıysa Deniz Göktürk’e ait. Bültende, “Dizi, tarihte kendisine verilmiş gizli bir görevle İstanbul’u korumak zorunda olduğunu öğrendikten sonra, dünyası altüst olan Hakan’ın serüvenini anlatıyor” şeklinde geniş bir özet sunulmuş. Dikkat
'Zaman Kaydırmalı İzleme' yani, bir yayının farklı bir zamanda o hane içindeki ana televizyonda izlenmesi. Diziyi seyredemedik, kaydettik ve sonra izledik durumu... İşte şimdi, bu yapılan işlem de ‘ölçüme’ dahil ediliyor. Konuştuğum TV yöneticileri, “Reytingleri etkiler” diyor. TİAK (Televizyon İzleme Araştırmaları) 2 Mart tarihinde uygulamaya geçti. Şimdi evdeki tek televizyondan yapılan işlem ölçülüyor. Bilgisayar, tablet ve telefon izlemeleri şu anda dahil değil. Bu yılın sonundaysa evde kaç televizyon varsa, her birinde yapılan benzer izleme, ölçüme dahil edilecek. Bazı ayrıntıları bilmekte fayda var...
Kaç günlük izlemeler
Örneğin bir diziyi, yayını takiben yedi gün içerisinde ölçüme dahil edilebilmesi için izlemeniz gerekir. Ek bir cihaz olmayacak, mevcut sistem (Audio Matching System) uygulanacak, ayrıca mevcut panelde bulunan haneler üzerinden geçekleştirilecek.
Özellik nerede var?
Hem eldeki cihazın hem de, ne tür yayınların bu ölçüme uygun olduğunu bilmek lazım. En önemli soru bu. Digiturk ve D-Smart gibi platformlar da bu tür ölçüme müsait. Örneğin Turkcell TV Plus, son 24 saatlik yayına herhangi bir kayıt işlemi yapmadan erişme olanağı sunuyor. Bir de cihaz tarafı var.
Uydudan yayın yapan bir televizyon dünyası var. Ara ara takılırım. Hafta sonu epey bir zaman ayırdım. Latif Doğan, Songül Karlı ve İzzet Altınmeşe üçlüsü krem pazarlıyor. Karlı, bir zamanlar ‘çok izlenen kanalların’ pek bir aranılan sunucusuydu. ‘Su Gibi’yi hatırlayanlar bilir. Latif Bey’in ‘Küstüm Şovu’ vardı ve 10 yıl sürdü. Uydu kanal eğlencesi, Flash TV’nin gerisinde kalmıyor. Onlar ‘daha bir yerel sanatçıları’ çıkarıyorlar. Birazdan yan taraftaki pavyona gidecek kıvamı, elektro sazın sesi, çırpı bacaklı klavye ayağı ve ‘bitse de gitsek’ bakışlı orgçu abileri seviyorum.
Erkekler göbek atıyor!
‘2’nci Geleneksel 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Halk Konseri’ yayını vardı. Canlı,
Çorlu Ergene’den. Türkücü ablamız, “Bahçaya gel, bahçayaaa” diyerek girişi yaptı. “Haydi bakalım kızlar, bugün bizim günümüz helal olsun, haydi oynamaya” diyerek aşağıya indi. Kadınların bu anlamlı gününe destek olarak orada bulunan ‘delikanlılar’, birden ortaya fırladılar. Doyasıya kadınlar adına, bir kutlama yaptılar!
Kur’an yarışması
TRT 1’ de var ‘Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması’... Farklı bir sunumunu uydu dünyamızdaki bir kanalda izleme fırsatı buldum. Değişik kıyafetler tercih edilmiş. Puan veren
Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. İrem İnceoğlu ve Yrd. Doç. Dr. Elif Akçalı, ‘TV Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ başlığıyla ilgili TÜSİAD için bir araştırma yaptı.
Altı kanalda 1-31 Mayıs tarihleri arasında yayınlanan, en çok izlenme payına sahip 12 dizinin, 161 erkek ve kadın karakteri (başrol ve yan roller) incelendi. Ortaya çıkan kadın karakterinin özeti şu şekilde: Zayıf karakterli, yeri gelince aşağılanan, ev kadını ve duygusal...
Erkekler daha çok görünüyor
Rol dağılımında kadınlar yüzde 47, erkekler yüzde 53 oranlarında. Araştırmaya göre, erkek karakterler üçte iki oranında daha fazla dizilere hakim.
Hem hoş hem de zayıf!
İncelenen üç kadından ikisi zayıf karakter. Yani ezik. “Hatun pek hoş” yorumları ise, dörtte üç oranında yer alıyor.
Kadın evlidir, erkek ne yapsa yeridir!
Kadın karakterlerin neredeyse hepsi evli. Medeni durumu belli. Erkeklerde böyle bir sorun yok. Nerede sabah, orada akşam olabilir. Gününü gün edebilir, özgürdür.