Sanırım nadir rastlanan bir durumdur. Ulusal Kanal’da Ana Haber Bülteni’ni Ümit Zileli sunuyor. Aynı zamanda İşçi Partisi’nin Şişli Belediye başkan adayı. Bu iki kartvizit bir haberde buluştu.
Zileli, “İşçi Partisi ile ilgili bir haber var. Dolayısıyla benimle ilgili bir haber geliyor. Üçüncü şahıs olarak okuyacağım bunu size” dedikten sonra habere başladı: “İşçi Partisi’nin Şişli Belediye Başkan Adayı Ümit Zileli ve Foça Belediye Başkan Adayı Yavuz Efe bir araya geldiler...”
Haber böyle devam etti.
YAYINDAN KALKTI ŞANI YÜRÜYOR
‘Bülent Ersoy Show’ yayından kaldırıldı. Tuğba Ekinci’nin ‘detone ötesi’ hali bardağı taşıran son olay olmuş. Yapımcı öyle diyordu.
Aynı kanalda pazar magazin programı ‘Pazar Sürprizi’ Tuğba Ekinci’nin o hallerini almış.
Programın sunucusu Gamze Karaman’dan; “Şimdi bu güzel programdan sizler için seçtiğimiz en güzel görüntüleri getiriyoruz ekrana” diye bir giriş geldi. Sonra Ekinci’nin malum yorumları...
Süper Lig’in ikinci yarısı başladı. Lig TV de ekipmanları çıkardı, maç yayınlarına başladı.
Ne Alman, ne de İngiliz liglerinin maç yayınlarında olan bizde bolca var; reklam.
Bazen ekranda akordeon hali oluyor. Alttan reklam giriyor; görüntüyü yukarı doğru itiyor. Bazen top nerede olursa olsun kamera tribünlere sabitleniyor. Bu sefer üstten reklam çıkıyor.
Reklamda zamanlama önemli... Bugüne kadar önemli bir pozisyon kaçmadı. Bu demek değil ki bir gün tersi olmayacak.
Önemli olan şu: Neden bizim maçlarda ekran bu hale geliyor da, elalemin maçlarında olmuyor? Başka hangi yabancı lig maçında seremoni sonrası reklama gidiliyor? Hangi maçta ekran bir daralıp bir genişliyor?
MAÇI DEĞİL TEKRARLARI İZLİYORUZ
‘A.Ş.K.’ dizisi yayından kaldırıldığında hem üzülmüş hem de bu durumu eleştirmişti Nebahat Çehre. “Ellerinde benim gibi projeyi başlı başına götürecek bir oyuncu vardı, kullanamadılar” demişti.
Çehre, şimdi yeni bir dizide oynayacak. ‘Kara Para Aşk’ ATV’de başlayacak. Engin Akyürek ve Tuba Büyüküstün başrollerde. Onlara Nebahat Çehre ve Erkan Can da ekleniyor.
DİKKAT BU DİZİDE GİDER
Nebahat Çehre ‘A.Ş.K’ dizisinde kendisiyle ilgili hangi hataların yapıldığını şöyle dile getirmişti; “AB grubunda Nebahat Çehre’nin getirisi çok büyüktü. Onu yok saydılar. Tanıtımlarda beni sona koydular. Resmimi koymadılar. Hiç yokmuşum gibi davrandılar. Zararını da onlar gördü...”
Ay Yapım bakalım tüm bunlara dikkat edecek mi? Yoksa Nebahat Çehre yine haklı çıkıp dizi yayından mı kalkacak? Yılların oyuncusu, tecrübe konuşuyor icabında...
ÖZGÜR?YUNUSLARI KURTARMAK
Özge Özder, Aslı Tandoğan ve Ayça Varlıer öncülüğünde kurulan ve birçok ünlü sanatçının da üyesi olduğu ‘Bana Göz Kulak Ol Duyarlı Yaşam Derneği’ (BGKO), hayvan esaretine “Dur” demek için ilk farkındalık filmini çekti. Amaç özgür yunusları kurtarmak, yunus parklarına ve gösteri hayvanlarının kullanıldığı tüm oluşumlara karşı
Başlamadan az önce 2002 yılında, “Türkiye’nin Avrupa’ya uzanan eroin yolunda gerçek kesitler” diye yazmışım ‘Kurtlar Vadisi’ hakkında. 2003’te ‘Derin devletin temsilcisi Arslan (Selçuk Yöntem) karakterini anlatırken. “Derin devlet, kendi savcısını öldürebilir mi?” diye sormuşum. Sanırım 1978’de katledilen Doğan Öz’e gönderme yapmışım.
Bu işlerle uğraşırken ve giderek izlenme oranı yükselirken ülkenin mafyasına el atmıştı dizi. 2004... Emniyet’in, diziden rahatsız olduğu yıllar. “Mafyaya özendiriyor” diye RTÜK’e başvurmuşlar.
Çakır’ın gerçek hayatta bir babaya benzemesi rahatsızlıktı. Dizi yeni iktidarla değişim gösterdi. Polat Alemdar vardı artık. Bir çeşit Rambo oldu. Irak’ta Amerikan askerlerini yerle bir etti. Neo Osmanlı olma yolunda ilerledi. Bizim ‘James Bond’umuz’ da denebilecek bir hal aldı.
17 Aralık gelişmelerinden sora sanırım dizi bir başka havaya girdi. 2000’li yılların moda tabiriyle dizide ‘ulusalcı’ bir havanın estiği görülüyor. ‘Emperyalizm’ hiç olmadığı kadar düşmanımız artık. Bize bizden başka dost yok!
KAHROLSUN BORSA
Son bölümde Polat Alemdar ve heyetteki arkadaşları metal borsasından söz etti.
Esra Erol, programına katılan Muharrem Bey’e sordu: “Evde birini bırakıp gelmediniz umarım?”
Geçen sezon ATV’de yayınlanan bölüme gelen bir beyin, daha sonra evli olduğu ortaya çıkmış. Ekibi arayan bir kadın ekranda eşini gördüğünü söylemiş, telefona bağlanmış.
Stüdyodaki adam, “Sana eve döneceğim dedim, niye aradın?” diye çıkışmış kadına. Vatandaş evden sabah “İşim var, döneceğim” diye Esra Erol’un programına gelmiş. Eşinin programı izleyeceğini tahmin etmemiş! Muharrem Bey’i bekleyen yokmuş... Arayan da olmadı zaten...
Rekor izlenme
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, bir basın toplantısı yaptı. Devlet kanalı France 2’de canlı yayınlandı. 2.8 milyon kişi izlemiş açıklamaları. Yani izlenme oranı yüzde 27 olmuş.
Basın toplantısı, dizileri geçmiş. Neden? Cumhurbaşkanı sevgilisini bir başka kadınla aldattığı için.
Abdullah Gül konsere gitti
Önümüzdeki ay, Rusya Soçi’de yapılacak olan 2014 Kış Olimpiyatları’nın yayın haklarını alan TRT’nin, kadınlar ve çiftlerde buz pateni yarışmalarını yayınlamayacağı yolunda Posta Gazetesi’nde yer alan haber, ortalığı karıştırdı.
Sabah saatlerinde TRT bu konuda bir açıklama yaptı. Özetle, “Sorun yok; 7 Şubat’ta izleyiciyi ekran başına bekliyoruz” dediler.
Sonra bugüne kadar ‘kadınların’ yarıştığı spor müsabakalarından örnekleri sıralamışlar. Açıklamaya göre, 2010 yılında yapılan Vancover’daki kış olimpiyatlarında yayıncı kuruluşla TRT arasında çıkan bir sorun nedeniyle oyunlar kısmen ekrana gelmiş.
Peki bu haber nereden çıktı? TRT’de bir operasyon yapıldı. Bazı değişiklikler oldu. Değişikliklerden payını spor dairesi de aldı. Buradan bir sızıntı olduğu yönünde iddialar var. Yani yine bir ‘paralel’ durum mevcut.
TRT’nin bir yerde bu haberden memnun olduğu söyleniyor. “Bu sayede buz pateni izlenecek” diyorlarmış. Eh, doğru. Böyle bir haber sayesinde 7 Şubat’ta 2014 Kış Olimpiyatları’nın yapılacağı bir kez daha ilan oldu.
Belki bu bir milat olur; buz pateni yeniden seyirci gözünde eski günlerine kavuşur...
ASLI’NIN BELGESELİ
12 Ocak 2012 tarihinde Erzurum Kayak M
Fransız Nouvel Observateur dergisinde, Disney Channel’da yayınlanan bir diziyle ilgili şu yorum dikkatimi çekti: “Violetta utangaç genç kız, yeni yetmeleri şarkılarıyla Rio’dan İstanbul’a heyecanlandırıyor...”
16 yaşındaki Martina Stoessel, (Violetta) oyunculuğuyla ve özellikle de şarkılarıyla genç neslin yeni ‘idolü’ olmaya aday.
Avrupa’da ‘Violetta’yı 20 milyon kişi izliyor ve adına çıkan dergi 120 bin satıyor. Giyim, kuşam, parfüm vs. satışları rekor kırıyor. Fransa’da vereceği 8 konsere, gideceklerin sayısı 22 bin. Konserlerinin biletleri şimdiden satılmış.
İspanya’ da geçen yıl 22 konser vermiş. 150 bin kişi gitmiş. Dizinin soundtrack albümü dünyada 2 milyon satmış.
Yazıda Türkiye’de de büyük ilgi gördüğü yazılmış. Ben de, Disney Türkiye Genel Müdürü Sinan Ceylan’a sordum.
84 bin kişi izledi
‘Violetta’ 18 Şubat 2013’te başlamış Disney Channel’da. Şimdi ikinci sezonu... Cuma, cumartesi ve pazar saat 20.00’de yayınlanıyor. İzleyicinin ilgisinin ne ölçüde olduğunu anlamak için bazı rakamlar verdi Ceylan. Dizinin yayına başladığında ilk sahneleri kanalın resmi YouTube sitesinde 84 bin 782 defa izlenmiş. Yayına başladığından bugüne yine Disney video
Tolga Çevik’in ‘Arkadaşım Hoşgeldin’ şovunu eleştirince, “Ekranda başka eğlendiren program var mı?” diyorlar. Durum vahim. Başka eğlendiren programı olmayan bir televizyon hali...
Bir ‘Güldür Güldür’ var, onun da eski bölümleri dönüp duruyor.
‘Komedi Dükkanı’ olarak bildik izledik, ‘Arkadaşım Haşgeldin’i.
Tolga Çevik’in Sinan Çetin’le isim hakkı konusunda sorunları olmuş. Çözemeyince böyle bir isim takmışlar. Değişiklik formata da yansımış, Ezgi Mola eklenmiş. Olayın püf noktası; kendisi görülmeyen yönetmenin komutlarına Tolga Çevik’in yaptığı ‘anlık’ espriler ve piyanist Özer Atik’in ‘sempatik’ hali. Hikaye bu...
Seyircinin skeçlere katılımıyla doğaçlama daha bir kaymaklı hale geliyordu. ‘Du’ diyorum çünkü şimdi durum değişti. Her bölümde “Acaba hangi ünlü katılacak?” diye beklemeye başladı izleyici. Ünlü konuk olunca, ‘aman karizma çizilmesin’ kaygısı öne çıkıyor. Onlar da haklı, “Millete kepaze olmayalım” diye kasıyorlar.
“Peki Ezgi Mola neden orada?” diye ev ahalisi bana soruyor. “Vardır bir bildikleri” diyorum. Sonuçta ahalinin gördüğünü, progamı hazırlayanlar da görüyordur.
İnce bir nüans vardır biz anlamıyoruz diyerek bu konuda fazla