Sina Koloğlu

Popo, selülit haberleri bugünden itibaren kesildi, çünkü Ramazan geldi! Bayramla yeniden başlayacak. Show TV’de magazin programına baktığımda selülitle bağlantılı ‘popo’ haberlerinin çokluğu dikkatimi çekti. Yazılı ve görsel medyayı yakından takip eden İnterpress ajansına sordum, “Durum nedir bu konularda” diye. Son bir ay içinde 14 kanalda toplam 20 magazin programında (Bu sayı da sanırım muhteşem ve bir gerçeği gözler önüne seriyor!) selülitle bağlantılı ‘popo’ üzerine 97 haber yapılmış.

Yazılı basın daha muhteşem
‘Bir kısım medyanın sayfalarında yer alan selülitle bağlantılı popo haberlerinin (ulusal ve yerel basın toplamı) toplamı 498. Hangi konu başlığı bu rakama yaklaşır?

En çok haber olanların başında Gülben Ergen var
Gülben Ergen bu konuda en kârlı çıkan isim! Tam 498 başlık, onun selülitleri ve bağlantılı diğer konuyla ilgili atılmış. Seda Üren, Gülşen, Hande Ataizi, Deniz Seki, Demet Akalın, Gizem Özdilli, Eda Taşpınar, Tanyeli, Helin Avşar, Seren Serengil ve Hülya Avşar bu konuda hakkında haberlerde ismi geçenler...

Ben RTÜK’ün ‘akıllı işaretleri’ni çok göreceli buluyorum. ‘Küçük Hesaplar’ dizisi mesela. 13+ yazmışlar köşeye. Prime time’da yayınlanan dizilerdeki esprilerden, diyaloglardan bir farkını göremedim. Ha, bir espri vardı, evet o 13+ olabilir belki; ‘Keloğlan Derin Devlet’! Harika, Memduh’un eski kitaplarını atmasını istiyor. Onların içinde yer alan kitabın adı!

GENÇ TURKCELL’Lİ YA DA GENÇ AVEA’LI!
Reklamı var ‘Genç Turkcell’ diye... Gençlerin yaptığı, sinemada mısır patlatıp, kız sıkıştırmak ya da bol bol pizza yemek. Reklamı böyle de gerçeği farklı mı? Bence çok doğru bir reklam. Avea’lısı da böyle, Vodafone’lusu da. Gençlik işte.

TRT’NİN ‘GÜZEL VE ÇİRKİN’İ
TRT’nin yeni yayın dönemindeki iddialı dizilerinden biri; ‘Şubat’. Ünlü ‘Güzel ve Çirkin’e benziyor diye eleştiriliyormuş. Senaryoların hiçbiri yeni değildir. Yeni olan anlatımdır, bakıştır, dünya görüşüdür, estetik anlayıştır. Fragmanlardan gördüğüm kadarıyla dizi, “Bir şey anlatma derdim var” mesajını veriyor. Büyük beklentiler yerine, oyunculuğu, senaryosu usturuplu; dediğim gibi derdini anlatabilsin, yeter de artar bile.

‘HAYATIMIN ROLÜ’ BU KADAR ACILI BİR DİZİ DEĞİL Kİ!

24 kanalının spikeri Seda Selek’in tansiyonunun düştüğü ve bayıldığı anı izlemek beni 90’lı yıllara götürdü. O zaman TRT 2 olan kanalda bir yılbaşı gündüz kuşağında programa katılmıştım. Yer Ulus Stüdyoları. Program başladı. Bir süre sonra midemden yukarı doğru bir hareket başladı. Başım dönüyordu. Yavaş yavaş kendimi kaybedeceğim hissi artmaya başladı. Selek’in düşmeden önceki sıkıntılı hareketleri gibi ‘hayır başım dönmemeli’ gibilerinden hareketler yaptığımı hatırlıyorum. Paniklemeye başladım. Ve sunucuya “Klip girer misiniz?” dedim. Sunucu anlayamadı tabii ki. Ama öyle bir duruma gelmiştim ki bu sözler istem dışı çıktı bir daha yineledim; “Klip girin.” Yayın kesildi. Hemen apar topar stüdyodan beni üst kata çıkardılar. Tansiyon fırlamış, 23’lere gelmişti hatırladığım kadarıyla. Panik atak varmış! Sonra aslında yüksek tansiyon olduğu da belgelendi...

BEREN SAAT SOPHIA LOREN OLABİLİR Mİ?
Konuyu, Alişan’la Ayşe Özyılmazel’in sabah programında konukları Banu Alkan gündeme getirdi. “Kadın gibi kadın gelmiyor bana. Gözleri güzel, iyi oyuncu. Bir Sophia Loren değil” dedi. Çok fazla cümle kurarak ifade etmek, anlatılmak isteneni içinden çıkılmaz bir hale getirebilir. Banu Alkan

Bu kadar çok film yayınlayınca kanallar, sanırım kaçınılmaz olarak böyle bir durum ortaya çıktı. Pazartesi akşamı CINE5’te yayınlanan ‘Savaş Tanrısı’ filmi, bu akşam saat 21.00’de TV8’de ekrana gelecek. Birini kaçıran ötekini izleyebilsin diye sanırım!

GÜVENLİK KAMERASI GÖRÜNTÜLERİNİ EN ÇOK HANGİ KANAL KULLANIYOR?

Güvenlik kamerası görüntüleri, haber bültenlerinin ‘kurtarıcısı’ oldu. Kamera görüntülerini kullanmayan haber bülteni yok gibi. Sadece bu görüntüler üzerine haber yapacak bir kanal da beklemiyor değilim. Peki kamera görüntülerini en çok kullanan kanal hangisi?
İnterpress Ajansı’nın verdiği bilgiye göre, Türkiye çapında yayın yapan hemen bütün kanallar arasında en çok güvenlik kamera görüntülerinden yararlananı, Fox.

Kanalın haber bülteni tartışmasız ‘çok izlenen haber bültenleri’ arasındaki yerini aldı. Hatta bana göre, Kanal D’yle çekişir durumda. O ayrı bir konu. Fox’ta ‘güvenik kamerası’ görüntüsüz bir gün geçmiyor.

‘Bir Şarkısın Sen’ yarışmasının son yayınlanan bölümünde jüri koltuğunda Filiz Taçbaş vardı. Pınar Altuğ kendisini takdim etti. Taçbaş ayağa kalkamadı. Özür diledi. “Elbisemden dolayı ayağa kalkamıyorum” dedi. Bu söze karşılık sorulacak hiçbir soru yoktu. Olamazdı. Çünkü elbiseden dolayı ayağa kalkması imkansızdı. Peki oraya gelip nasıl oturmuştu? Bunun da cevabı yok!

İKİ ORHAN KEMAL ROMANI: TV’DE YENİ BİR ‘YAPRAK DÖKÜMÜ’ OLAYI MI YAŞANACAK?

İki Orhan Kemal kitabı daha dizi haline getiriliyor. ‘Evlerden Biri’, bunlardan ilki. Dram isteyenlere her şekilde hitap edebilecek bir hikayesi var. Yeni bir ‘Yaprak Dökümü’yle karşılaşmamız an meselesi... ‘Kötü Yol’ da özetle, Yeşilçam filmlerini sevenlere birebir. Sonuçta her iki romanın da anlatmak istediğinden çok, senaristlerin ‘reyting’ rekabeti ön plana çıkacak. Kim daha çok ‘ver çoşkuyu’ yaparsa, o daha çok iş yapacak. Bunu bir eleştiri olarak söylemiyorum. Her iki romanın konuları itibarıyla buna müsait olduğu görülüyor. Kanal D ile Star arasında önümüzdeki yılın rekabeti Orhan Kemal!

REHBERİM

Ratatouille: ‘Kayıp Balık Nemo’, ‘İnanılmaz Aile’ ve ‘Arabalar’ gibi çok başarılı animasyon projelerine imza atan Pixar’dan

Süperstar Ajda Pekkan’ın, önceki gece Turkcell Kuruçeşme Arena’da verdiği konseri bir kanal canlı yayınladı, ben de tesadüfen tanık oldum... Elim sanki “Bir dolaş bak, neler göreceksin” dedi. Kral TV Pop kanalında baktım karşımda Ajda Pekkan var. Üstte ‘canlı konser’ yazıyor. Altta ‘Kuruçeşme Konseri’ ibaresi var. Ajda Pekkan vinçle sahnenin üzerinden seyircilere doğru ilerliyor. Vincin kendisi görülmese iyi olurdu. İş makinasıyle gelmiş havası verdi. İki şarkısını (sanırım playback yaptı Süperstar!) vinç üzerinde söyledi. Sonra? Bir süre beklendi. Işık ve ses şovu diye bir boşluk oldu. Tekrar sahneye çıktı Ajda.Gelelim dans şovuna. Ekip zaten ‘belli bir standardı’ yakalamış. Ama onun üzerine konulan bir artı yoktu. Hatta final biraz gümbürtüye gitti diyebilirim. Madonna’yla yarışmak başka, Türkiye çapında bunu yapmak başka.
Bu arada Ajda Pekkan’ın yanında, ona biraz dinlenme telkininde bulunacak inandığı biri yok mu? Sözünü dinleyeceği biri...

‘SURVİVOR ANIL’, KIVANÇ OLUR MU?
‘Survivor Anıl’ pek beğeniliyormuş hanımlar tarafından. ‘Kumral’ olması en büyük özelliğiymiş. Bir Kıvanç varmış TV’lerde kumral, bir de Anıl. Bunu ben söylemiyorum. Kadınların yorumu

Kanaltürk’teki ‘Uçan Kuş’ta salı gecesinin flaşı Serra Yılmaz’dı. Ne alaka? Bal gibi alaka. Serra Yılmaz, Beyoğlu civarında çakırkeyif, bir genç elinden, bazen kolundan tutup taksiye götürüyor. Daha önceki karelerdeyse Serra Yılmaz bir hanım ve genç arkadaşı oturmuş, muhabbet ediyor, içiyorlar, kendi alemlerinde.
‘Uçankuş’ muhabiri onları yakalamış! Serra Hanım’ın yanındaki kim, merak ediyor. ‘Serra Hanım’ın bütün Türkiye tarafından bilinen bir değerli sanatçı’ (ki sanırım bundan sonra daha bir ünlenmiştir, o kesin) olduğunu da belirtiyor. “Serra Yılmaz’la el ele yakalanan genç, neden yüzünü kapatıyor?” sloganlardan biri bu. 58 yaşındaki Serra Yılmaz kendinden hayli genç biriyle el ele, kol kola... Bakıyorum, her tarafı sarılsa ne yazar? Serra Yılmaz bir an önce taksiye ulaşma telaşında...
Ve bu görüntüler ‘Az Sonra’ eşliğinde gecenin flaşı olarak epey bir süre bizi merakla ekranın başında tutmasını bildi!

“Tasvip etmem ama özel hayatı”
‘Uçankuş’ hareketli bir formatta. Ne yapıyor? Konserlere canlı bağlantı yapıyor. Haber magazin yapıyor. Tarkan ve Sinan Akçıl konserlerine bağlandı. Bir de, ekrana getirdiği görüntüler üzerine, Özge Özsağman konuğuyla konuşuyor.

Eleştirilere baktım. Bir kere kafadan “Mrs. Doubtfire” diye yazmışlar. Sonra “Bakalım makyaj nasıl olacak?”, ikinci konu başlığı. Biri, gittiği yere kadar gidecek “Ay ben onu çok severdim” hissi. Diğeri, “Vallahi aynen Doubtfire olmuş” ya da “Iıh olmamış” tartışmaları içinde dizinin yürümesi. Çoluk çocuk sevmiş bu diziyi, bu da başka bir yanı. Daha öncede yazmıştım köşemde. Ben ‘konu bulmakta sıkıntı çekmenin’ kabul edilemez olduğu görüşündeyim. Yazımda bu dizilerin tutup tutmaması değil anlayış nedir ben ona takıldım diyorum. İşte sonuçlarıdan biri; dizi ilk bölümünde hiç de öyle “Bu dizi tutmaz, yerlerde” gibi eleştiriler almadı. En azından merak ve Robin Williams, diziyi gittiği yere kadar götürür gibi. Amaç buysa!

BİR TWIN PEAKS OLABİLİR Mİ?
‘Çıplak Gerçek’e (Star’ın yeni dizisi) yönelik eleştiriler, çoğunlukla senaryonun yetersizliği şeklinde biçimlenmiş. ‘Bu tarz denemeyi saygı’yla karşılıyorlar. David Lynch, ‘Twin Peaks’te bunu öyle bir yaptı ki, final yayınlandığı zaman, sokaklar boşalmıştı Amerika’da. ‘Çıplak Gerçek’ bu havayı yakalayabilir mi? Karşılaştırma bir yerde doğru. O diziyi izleyen biri olarak “Yahu ne manyaklıklar oluyor” hissini dibine kadar