Ardı ardına fragmanları geldi ekrana. ‘Aşkın Halleri’ dizisi. Metin Akpınar, Ayşe Erbulak, İpek Tuzcuoğlu, Haldun Dormen, İclal Aydın, Mehmet Ali Kaptanlar ve Güven Kıraç. Kıraç’ın yer aldığı bir sahne vardı, yayınlanan fragmanda. Hastasıyım onun. Bu isimlerin buluşmalarının diziye kıvamda bir hava verebileceğini düşünüyorum. Versin de yani.
ARINÇ TAKLİDİ YAPABİLİR Mİ?
İsmail Baki TV... İsmail Baki’nin meraklısı çok. Taklit olayını geniş ve başarılı yapıyor. Bakalım bunlardan senaryolar yaratıp hikayeler üretebilecek mi? Kendi tiplemelerini yaratacak mı? Taklitle sınırlı mı kalacak? Bülent Arınç’ın taklidini yapabilecek mi? ‘İcraatin İçinden’ durumunu hicvedebilecek mi? Dün sözünü etmiştim politikada taklidi yapılacak o kadar çok iş var ki? Mesele ‘torikte’ ve de...
EŞCİNSELLİĞİN GENETİK OLDUĞUNU BULAN TÜRK KIZI
Bu kadar basit... Kafadan da atmıyorum. Yakinen takip ediyorum. Şu alışveriş siteleri “Sabahları hangi sunucuyu koysam tutar?” sorusunun kesin cevabıdır. Çıkartın listeyi, hangi çamaşırı hangi oyuncu ya da şarkıcı giyiyor, hangi elbiseyi ünlü bir kadın giyiyor, bunların çoğu da maşallah çene bir karış konuşup dururlar, bak bakalım tutuyor mu tutmuyor mu?
BİR TANE SİYASİ HİCİV YOK TELEVİZYONDA
Levent Kırca’nın eski parodilerinden bir demet sundu Fox TV. ‘Çok izlenen kanallar’ içinde en son Fox TV’de yapmıştı. Sonra
“Siyasi nedenden kaldırıldı” denildi. Ama en son geçen cumartesi gecesi yine Fox’ta görünce bu gerekçeyi pek geçerli bulmadım. Her akşam tekrarlarını yayınlasınlar ‘Olacak O Kadar’ın, kanalın yaz dönemi en çok izlene programı olur. Gelelim sadede; Levent Kırca’yı başbakanın sanatçılarla yaptığı sabah toplantısını hicveden bölümünü izledim. Tamam yani orta karar filan ‘geçti o espriler’ de diyebilirsiniz. Yahu peki ondan başka da kalkıp bir tane siyasi espri yapan televizyonda şov programı, işte ne bileyim komedi programı var mı? Alın işte ‘İnsanlar Alemi’... Koca bir zaman dilimi var ellerinde. Bir tane ‘kürtaj parodisi’ oldu mu? Ne bileyim
Star yapım şirketini kurdu ve ilk işini bu akşam görücüye çıkarıyor; ‘Çıplak Gerçek’. İlk bölümü izledim. Dizinin 16 bölüm yani tamamında, kaybolan Hazal’ın (Beste Kökdemir) aslında hiç olmaması en vurucu olay. Sanırım diziyi gizemli kılan bu. Peki Hazal’ı nerede bulabiliyoruz? Başından ayrılmadığı ve kendi iç dünyasını paylaştığı bilgisayarda. Bir mekanda geçiyor dizi. Anlatacak derdi olmasa belki, diyaloglar sıkabilir. Öyle pıt, pıt hızlı hızlı ilerlemeyi sevmiyor. Hazal’ın anne ve babası boşanmış daha sonra, her ikisi yine ayrı ayrı evlilikler yapmışlar. Dizi, bir de onların derdine düşürüyor. İlk bölümde ‘sıkılmaca yok ona göre’ mesajını samimi veriyor, sizde kabul ediyorsunuz. Polise işin düşerse başınız aslında kendi olayınızla belaya girmiyor, tüm ‘kirli çamaşırlar’ da icabında ortaya çıkıyor. Dizinin bence altını çizdiği bir başka olay. Hazal’ın babası Korhan (Cem Bender), üvey babası Harun (Mustafa Uğurlu) ve Mine (Derya Alabora) arasında daha birinci bölümde sorgu odasındaki konuşmalar, buna bir işareti oldu. Bilgisayarların varlığıyla kendi özel hayatımız, bir çırpıda kendini ele veriyor. Belkide kayıp Hazal’ın hikayesinin bir ucunda da bu gerçek var.
‘Çıplak
Kapitalizmin temel unsurlarını bir bir sıralayan, bunu da hani nasıl derler ‘dibine kadar’ verdiği için en popüler ‘gerçeğin şovu’ yapımlardan biri ‘Survivor’, yine çalkantılı bir bölümüyle final yaptı. Tantanası hâlâ devam ediyor ve edecek gibi. Bazen ‘gerçeğin şovu’ gerçek olunca ve şov olmaktan çıkınca keyifsiz olabiliyor. Sanırım bu da işin raconu. Şan, şöhret sahibi olunmanın bedelleri. Genç kızımız google tıklayınca 2 milyon 170 bin sonuç çıkıyor. Kendimi tıklıyorum, 679 bin sonuç çıkıyor. Hadi dedim bizim Can Dündar’ı tıklayayım, 3 milyon 740 bin sonuç çıkıyor. Dündar kaç yıldır bu piyasada ve en azından şöhreti ve yazarlığıyla Merve Kızımız’dan çok daha uzun zamandır bu ortamlarda. Kendisini, bu ‘pırıltılı dünyanın’ içine çok önceleri koymuş, bu düzenin kuralları içinde basamakları çıkmayı hedeflemiş bir genç kızımız. Söyledikleri doğru ya da yanlış ötesinde bir durum arz ediyor. Düzenle bir sorun yok. Olmadığını ilerleyen zaman içinde göreceksiniz. Artık kendisini tanıyoruz, biliyoruz. Acun’la davası ne mi olacak? Dedim ya, bu düzenin içindeki ufak ayrıntılardan biridir.
REHBERiM
BİR ZAPATA WESTERN’İ
CNBC-E, yaz dönemi tekrar filmleri modunda. Olsun,
Kamu spotu, yayın hizmeti usul kanununca, kanalların yayınlamakla yükümlü oldukları görüntülerin, sağ üst köşesinde yazması gereken ibaredir. Eğitimde, sağlıkta, gıdada, trafikte ve hatta hayatımızın her yerinde, bizi ‘spot’layan, içinde biraz ‘devletin idolojik propagandası’ bulunan (‘icraatin içinden’ in kısaltılmış hali de denebilir), bir olaydır. Efendim, tabii ki yararlı halleri de mevcuttur. Her ülkede yapılır... Ama bu kadar sık yapılınca, bir nevi reklam muamelesi görüyor. Sıkılıyor insan. Sonra bizdeki komplo teorisine çalışan beyin işlemeye başlıyor: “Bu işten nemalanan mı var? ‘Kamu spotu’ hazırlamak, acaba bir sektör mü oldu?” gibilerinden sorular... İnterpress Ajansı’nın ülkemizdeki 40’a yakın ulusal ve yerel kanallarda yaptığı araştırmada, şöyle bir tablo çıkıyor: Bir günde 200-215 arası kamu spotu yayınlanıyor. Bu ne demek? Sürekli eğitiliyoruz, uyarılıyoruz demek... Başımızda bir çoban olsun, bizi gütsün mantığının bir nevi televizyona uyarlanmış hali... Bir de; kim bulmuş acaba bu ‘kamu spotu’ lafını, merak ettim doğrusu!...
BİZDE FİLMLE DİZİ AYNI ANDA YAYINLANIR!
Evet aynen böyle... Açık kanallarda film izleyenler rastlamıştır! Film oynarken birden öyle
Dizi çöplüğünde kaç tanesine böyle bir şans gelebilir? Bunlardan biri ‘Doktorlar’... Finalini yapmış, bir köşeye çekilmiş zannedildi. Öyle olmadı. Show TV tekrarlarını yayınladı. Yetmedi; tekrarların tekrarını gece yayınladı. O da yetmedi; yine, yeniden yayınlamaya başladı. Adamların bir bildikleri var. Garip bir ilişki bu. Nefretten doğan bir aşk gibi (anlamsız bir laf oldu ama zaten anlamsız bir durum tarifi de böyle olur!). Mesela şöyle bir yorum gördüm: “Yazın geldiğini ‘Doktorlar’ dizisinden anlıyoruz.” Böyle bir çağrışım yapması bile yetiyor! Bir başka “Mevsimler geçse de o unutulmaz” dediğimiz dizi de, ‘Sihirli Annem’. O da Star’da yayında. Benzerleri yapılsa da, hatta birden fazla yapılsa da, ‘Sihirli Annem’ bir başka. Tekrarının tekrarları, tekrar tekrar gösterilir. Ve bu bitmeyecektir.
İLBER HOCA’YI KIZDIRINCA
A Haber’deki ‘Bi Sormak Lazım’da Selin Ongun’ un konuğu İlber Ortaylı. Konu müzelere yardıma gelmişti. Hocamız, bazı kişi ve derneklerin “Bağış yapacağım” dedikten sonra, bunu geri çektiğini söyledi. Selin Ongun, “Niye ifşa etmiyorsunuz?” diye sorunca kıyamet koptu. İlber Ortaylı bunun kanuni bir zorunluluk olmadığını, sadece böyle davrananların
Show TV’nin yeni yarışması ‘Şeflerin Düellosu’ başladıBence, yerli yapımda usta kanalın yeni programını, ‘zorlama’ formatlarından biri. Yemek işinin her türünü denedi kanal ve bana göre, izleyicisini bulan programlar yaptı. Jüri önünde yemeğine güvenen yarışıyor, ‘Şeflerin Düellosu’nda. ‘Bugün Ne Giysem’in aşçıbaşı hali bir nevi... Bir de artık gerim gerildik Show TV’de.
Acun sağolsun, bunu mart ayından beri yapıyor. Yarışmacı kızımız çıkıyor, açıklama üstüne açıklama yapıyor. Gerginlik, rekabet, para hırsı gırla.
Şimdi bir de bu yemek yarışmasıyla ‘lezzet’ hasedinden çatlayacak millet. Yemek yapan kötü bakıyor, yemeği takip eden jüri kötü bakıyor. Ucunda 25 bin TL var. Keyfi olur mu bunun? Çatal, bıçak, tabak ne varsa atarlar vallahi. Hani izlerken, “Yahu her tarafınız şef olsa ne yazar?” dedim... Bir de bunu çok izlenen zamana getirmiş Show TV. Yaz sıcağında ocağın harlı ateşi daha da bir terletiyor, benden söylemesi.
RAMAZAN’DA İLK DEFA KALİTELİ BİR DİZİ
‘Hz. Ömer’ ATV’de 20 Temmuz’da başlıyor. Belki de ilk defa Ramazan ayında islam tarihiyle ilgili çekim tekniği yüksek, oyunculuğuyla ‘batılı’yla aşık atacak bir dizi izleyeceğiz.
Dubai merkezli Middle Eeast
Sağlık Televizyonu HTV ile ilgili Medyaradar’da bir özel haber vardı. Özetle maaşlar ödenmemiş, işten çıkarmalar had safhaya ulaşmış, iş mahkemeye düşmüş. HTV yetkilileri sektörden bekledikleri desteği bulamadıklarını söylüyor. Bu nedenle, finansman sıkıntısı çekildiğini doğruluyorlar. Önce bütçeyi daralttıklarını, çok sayıda personelle yollarını ayırdıklarını saklamıyorlar. Bebek’teki binadan Maslak’a, Senkron stüdyolarına taşındıklarını, ödemelerdeki gecikmeler yüzünden, personelin işi bırakmasıyla haber yayınlarını durdurduklarını söylüyorlar.
Kanal halen Digitürk, D-Smart ve Türksat’ta yayında. Peki kapanacak mı? Ağustos’tan itibaren içeriğini yenilemeye hazırlandıklarını belirtiyor yetkililer. Ama Medyaradar’ın haberine göre, durum pek öyle iç açıcı değil.
BAYÜLGEN’İN İYİ FOTOĞRAFÇI KISTASI
Okan Bayülgen’in cumartesi gecesi konuklarından biri Reyhan Karaca’ydı. Konu Karaca’nın hangi açıdan daha güzel fotoğraf verdiğine geldi. Şarkıcı, fotoğraflarını Cengiz Dikbaş’ın çektiğini söyledi. Okan Bayülgen, “Cengiz kim?” diyerek zaten baştan tavrını gösterdi. Karaca, “Türkiye’deki çok önemli fotoğrafçılardan biri” dediğinde Okan Bayülgen hafif çıldırır gibi oldu,